Tunca Nehri kanalizasyon sularıyla kirletiliyor

Tunca Nehri kanalizasyon sularıyla kirletiliyor

Edirne’de, 2018 yılında yapılmaya başlanan ileri biyolojik su arıtma tesisleri henüz bitirilemedi. Bundan dolayı bazı bölgelerde kanalizasyon atıkları, Tunca Nehri’ne akıyor.

Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Ayten Eren nehirlerimizin kanalizasyonlar için çöp haline geldiğini belirterek, “24 kanalizasyonun kimyasal atıkları, var olan bütün atıklar, Tunca Nehri’ne akıtılıyor. Oradan Meriç Nehri’ne karışabiliyor. Kirletilen alan çok yüksek ve insan sağlığına zararlı. Doğanın bir yıkımı” ifadelerini kullandı.

Şehirde arıtma tesisi bulunmaması sebebi ile altyapı sistemine bağlı büyük beton borulara ulaşan kanalizasyon suları Tunca Nehri’ne bırakılıyor. Bölgeye kötü kokular yayan atık sulardan çevre halkı da şikâyetçi. Bir an önce belediyenin biyolojik atık su arıtma tesisinin faaliyete geçirilmesi isteniyor.

Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Eren, Tunca Nehri ve Meriç Nehri’nin kirletildiğini belirterek, “Nehirlere kentlerin kanalizasyonunu akıtmak çok eski bir yöntem ama artık çevre bilinciyle yerel yönetimler ileri biyolojik arıtma sistemleri kurmaya başladı. Edirne’mizin de en sona kalan kentlerden biri olduğunu biliyoruz. Kentimiz de 24 mahallenin kanalizasyonu, kimyasal atıkları, var olan bütün atıklar Tunca Nehri’ne akıtılıyor. Oradan Meriç Nehri’ne karışabiliyor. Genel olarak nehirlerimiz, kanalizasyonlar için bir çöplük haline geldi. 2017’de arıtma tesisi için işlem başlamış, İller Bankası’ndan ihaleye çıkılmış ama 2018’de başlayan inşaat hala devam ediyor. Üzerinden 4 seneyi aşkın zaman geçti. Bu aslında çok önemli bir şey, bir an evvel yapılması gerek bir şey. Pandemi girdi diye açıklamalar yapılsa da bu ihmal edilecek bir şey değil” şeklinde konuştu.

2222222.jpg

“DOĞA YIKIMI YAŞANIYOR”

Nehirlerimizde yaşayan canlıların yaşamlarının tehlikede olduğunu aktaran Ayten Eren, “Kirlettiği alan çok yüksek. İnsan sağlığına zararlı. Doğanın bir yıkımı. Kimyasal kirlilik topraklar için son derece zararlı. Biyolojik arıtmanın ötesinde kimyasal kirliliği ortadan kaldırmak çok daha zor. Biyolojik atıkları arıtabiliyor, o suyu tekrar kullanabiliyorsunuz ama kimyasal kirliliği de göz önünde tutmak lazım. ‘Kimyasal’ deyince çamaşır ve bulaşık deterjanları şampuanlar bile kimyasal. Bunların hepsini düşünün; bu güzelim nehre, içinde yüzyıllardır yaşam kurmuş canlılara, buradan ileri giderek toprağa, havaya, denizlere her türlü zararı var” ifadelerini kullandı.

“GELECEK NESİLLERE NEHİR DİYE BİR ŞEY KALMAYACAK”

Gelecek nesillerin bu gidişle nehirleri göremeyeceğini söyleyen Ayten Eren, “Ergene Nehri’nde olduğu gibi zehir akacak. Ergene şimdi nasıl yanından geçemiyorsunuz, koku oluyor, bataklık oluyor. Bu gidişle gelecek nesillere nehir diye bir şey kalmayacak. Bu denetimsizlik ile ilerde Tunca ve Meriç’in Ergene olmasından korkuyoruz. Bundan yöneticilerde halk da korkmalı. Çünkü bu çarpıcı bir sonuç. Bu kadar kirlettiğiniz nehir, bir süre sonra kendini temizlemeyecek ve zehir saçmaya başlayacak” diye konuştu.

11111.jpg

SAROS KÖRFEZİ’ DE RİSK ALTINDA

Tunca ve Meriç Nehri sularının birleşerek Saroz Körfezi’ne aktığını belirten Eren, “Nehirlerin denizlere karıştığı yerde Saros etkilenecek. Denizlerdeki müsilaj, biraz da nehirlerin denizlere kirliliği iletmesiyle ilgili. O yüzden biyolojik arıtma tesislerinin bir an evvel yapılması gerekiyor. Bir an evvel bu işin tamamlanması lazım. Artık kanalizasyonlar, şehrimizin güzel nehirlerini kirletmemeli” ifadelerini kullandı.

www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.