Tüketici Hakları Derneği Başkan Vekili Ergün Kılıç: "Günümüzde temel sorun enflasyon"
Tüketici Hakları Derneği Başkan Vekili Ergün Kılıç, tüketiciden ve ürünleri ucuza almaktan yana olduklarını ancak yüksek enflasyon nedeniyle satıcıları da anlayabildiklerini söyledi.
Son zamanlarda akaryakıta, enerjiye, doğalgaza gelen zamlar zincir marketlerinde önünü açtı. Geçtiğimiz gün yedincisi düzenlenen Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu toplantısında, tüketicilerin temel ihtiyaçları arasında yer alan yumurta, süt, yoğurt, makarna gibi gıda ürünleri ile temizlik maddelerinde yaşanan fiyat artışları değerlendirildi. Bugüne kadar yapılan denetimlerde, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere toplamda 56 milyon TL idari para cezası uygulandı.
Tüketici ve özel sektör temsilcilerinin de yer aldığı Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, tedarik zincirinde serbest piyasa koşullarının sağlıklı ve düzenli işlemesine katkı sağlamayı ve tüketicileri korumayı amaçlamakta. Konu ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Tüketici Hakları Derneği Başkan Vekili Ergün Kılıç, serbest piyasayı, denetleme unsurları ve maliyete yansıyan durumları gazetemize anlattı. Kılıç, “Serbest piyasa kuralsız piyasa değildir. Tüketici sağlığına, güvenliğine, bilgilenme hakkına, zararların tazmini gibi noktalarda düzgün davranan firmalara yönlendirilirse o zaman piyasa düzenli olur. Bu düzen aynı zamanda dünya ile rekabet etme şansımızı da artırır” dedi.
MALİYET ARTTIKÇA ZAM GELİYOR
Kılıç, “Marketlerin artan fiyatlarına direk fırsatçılık demenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Maliyetlere bakıldığında satın alınan mal ve hizmetler aynı para üzerinden geri alınamıyor. Bir ürünü satıp, geri almak istediğinizde aynı ürünü, aynı fiyata alıp, geri rafa koyamıyoruz. Bu ekonomik sistem içerisinde market zamlarına fırsatçılık gözüyle bakamıyoruz. Gerçekliğe uymuyor. Maliyet konusuna baktığımızda ilk aklımıza gelen elektriğe gelen zam. Önceleri bin-2 bin gelen faturalar şu an 3-4 katı artmış durumda. Genel giderlerle ilgili maliyetlere bakıldığında ısınma, mazot, benzin ya da hangi araçla taşınıyorsa o aracın yakıtı günübirlik artıyor. Zam geldiği zaman da düşme olmuyor” diye konuştu.
ANA MALİYETLERİN TEMELİNE BAKILMALI
“Gıda düzleminde bakıldığında tarım politikalarının üretiminden tüketimine kadar olan zinciri iyi elden geçirmek lazım” diyerek gıda sektörünün temelinin incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Kılıç, “Ana maliyeti oluşturan gübre, tohum, mazot ve diğer ekipmanlar. Hangi aletler kullanılıyorsa o aletlerin yıpranma, bakım ve elde etme maliyetlerini ortaya koyduğumuz zaman gıdadaki maliyet unsuru ortaya çıkıyor. Buraya birde insan faktörü koyduğunuzda iş gücü de bir maliyet unsurudur. Daha sonrasında belli bir soğuk zincir içerisinde, marketlere, ana depo dediğimiz hal ve diğer sisteme taşınıncaya kadar da bir maliyet ücreti ortaya çıkıyor. Bunları ortaya koyduğumuzda da satıştaki ana maliyetler ortaya çıkmış oluyor. Bu ana maliyetler ise işyeri kiraları, işçi maliyetleri, elektrik vb. gibi bu zincir uzayarak gider” şeklinde konuştu.
KILIÇ: “BÜYÜK BİR ENFLASYON SORUNU VAR”
Kılıç, maliyetlerde bir sistem üzerinde ilerlendiğini söyleyerek, satıcı ve tüketici düzleminde bakılması gerektiğini ifade etti. Kılıç, “Biz tüketici Federasyonu olarak eğer tüketiciden yana düşünemiyorsak bir takım sıkıntılar ortada demektir. Biz satıcı ve sağlayıcının mı temsilcisiyiz yoksa tüketicinin mi? Tabii ki biz ucuz almak isteriz fakat işin bir gerçek boyutu var. Bu boyutları ortaya koyduğunuz zaman bir çıkmaz olduğu görülüyor. Ortada büyük bir enflasyon sorunu var. Bunu satış noktasında denetleyerek bir sonuca ulaşmanın olası bir şekilde mümkün olmadığını düşünüyorum. Bunun üretimden tüketime kadar olan bütün aşamalarında maliyetleri düşürücü, dar gelirli tüketicilerin sağlıklı, güvenli besine ulaşabilmeleri için bir sistem kurulması gerekiyor” dedi.
“SERBEST PİYASA NASIL DENETLENİYOR”
“Maliyetleri oluşturan ana unsurları satıcı, sattığı ürünün üzerine ekleyerek satar” diyen Kılıç, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ortada bir ticaret var. Satıcıya yansıyan maliyetler tüketiciye yansıtılır. Zararla bir işletmenin yürüdüğünü gördünüz mü? Satıcının istediği gibi fiyat belirleme yetkisi var. Çünkü serbest piyasa. Onun dışında fahiş fiyat diyoruz. Fahiş fiyattaki ölçüt ne? Eğer serbest piyasa varsa denetlemeler nasıl yapılıyor? İşte asıl sorun bu. Burada o zaman şunun olması lazım. Karma ekonomiye dönülecek. Narh sistemini getirilecek. Herhangi bir malın üzerine şu kadar kâr koyularak satılacak, diyecekler. O zaman denetimler olacak ve ceza kesilecek.”
SERBEST PİYASA KURALSIZ DEĞİLDİR
Kılıç, “Serbest piyasa demek, kuralsız bir piyasa demek değildir. Burada Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve diğer kurumlar sadece seyirci, her şeyi devletin veya tüketicinin üzerine bırakan bir anlayış söz konusu değildir. Kendilerine verilmiş bir takım haklar var. Fiyat belirleme hakları var. Azami fiyat yani en üst fiyatı belirleyip hareket ediyorlar. Bunlar esnaflarda, esnafla aynı işi yapan hizmet sektöründe bu durum uygulanıyor. Aynı şey neden marketlerde uygulanmıyor? Burada devlet eliyle ceza yazmak yerine, il ticaret odaları buralarda aktif olarak görev almalı. Bununla ilgili sorunlar tespit edilip, alınan bilgiler doğrultusunda değiştirilip, düzenlenerek bu iş yapılabilir. Serbest piyasa kuralsız bir piyasa değilse neden bizim ülkemizde kuralsız bir piyasa olarak devam ediyor?” diye konuştu.
“SERBEST PİYASA KONTROL ALTINA ALINMALI”
Fiyat zamlarını durdurmanın yolunun ceza olmadığına vurgu yapan Kılıç, “Tüketici davranışlarını geliştirme noktasında üzerimize düşeni devlet örgütlemeli. Tüketici örgütlerini desteklemeli. Aynı zamanda ilgili odaları, tüketici örgütleriyle aynı noktada buluşturabilecekleri temsil odalarıyla buluşturmalı, devlet ombudsman gibi bağımsız gözlemci olmalı ve o noktalarda da serbest piyasa kontrol altına alınmalı. Bunların dışında serbest piyasayı denetlemek için iki tane kural var. Birincisi bilinçli tüketici kavramı. Tüketici sağlığına, güvenliğine, bilgilenme hakkına, zararların tazmini gibi noktalarda düzgün davranan firmalara yönlendirilirse o zaman piyasa düzenli olur. Bu düzen aynı zamanda dünya ile rekabet etme şansımızı da artırır. İkincisi de her meslek örgütünün bir odası var. Bu odalarda görev alacaklar. Sadece devlet ceza kesmeyecek. Bununla ilgili kurallar oluşturulacak eğer bu kurallar oluşmazsa dünya ile rekabet etme gücü de kalmaz. İç piyasa hiçbir anlamı olmayan, sürekli birilerinin para kazandığı bir yere dönüşür. Bu da bizlerin hiç istemediği bir nokta” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Buket Beslen/ İLKSAYFA-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.