TESSEP Başkanı Bildane Kurtaran’dan şok sözler: Haremlerimiz işgal altında

TESSEP Başkanı Bildane Kurtaran’dan şok sözler: Haremlerimiz işgal altında

TESSEP Genel Başkan Bildane Kurtaran, “Haremlerimiz işgal altında. En çok mahremiyetlerimiz işgal altındadır. Mahremiyetlerimiz aşına aşına hassasiyetlerimiz eridi. Hassas olduğumuz konulara özen göstermez hale geldik” dedi.

Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği (TESSEP) Genel Başkan Bildane Kurtaran, “mahremiyet” konusunda çok çarpıcı değerlendirmelerde bulunarak “Haremlerimiz işgal altında. En çok mahremiyetlerimiz işgal altındadır. Mahremiyetlerimiz aşına aşına hassasiyetlerimiz eridi. Hassas olduğumuz konulara özen göstermez hale geldik” dedi.

TESSEP Diyarbakır Temsilciliği’nin düzenlediği "Aile-Mahremiyet ve Tesettür" temalı panelde konuşan TESSEP Genel Başkanı Bildane Kurtaran, asrı-ı saadetten kesitler sunarak aile, mahremiyet ve tesettür kavramlarını değerlendirdi.

Peygamber Efendimizin "Öyle bir zaman gelecek ki, aç insanların yemek kabına üşüştüğü gibi, kâfirler sizin üzerinize üşüşecekler" şeklindeki hadisini Kurtaran, şöyle devam etti: "Sahabe, 'Ya Rasulallah, o zaman sayımız az mı olacak?' derler. Efendimiz, 'Hayır, çok olacaksınız ama sizin çokluğunuz su üzerindeki saman çöpünün çokluğu gibi olacak, ağırlığınız olmayacak. Bir de vehm hastalığına yakalanacaksınız.' diye buyurur. Sahabeler, vehm hastalığı nedir? diye sorduğunda Efendimiz, 'Dünyayı çok seveceksiniz, ahireti unutacaksınız.' cevabını verir."

DÜNYEVİ İSTİLANIN MAĞDURUYUZ

TESSEP Genel Başkanı Bildane Kurtaran, sözkonusu hadiste işaret edilen dünya sevgisiyle ilgili "Şu an oturduğumuz yerde dahi ruhumuzda dünyevi bir istilanın mağduruyuz. Ruhlarımız ve beyinlerimiz işgal altında. Belki dün akşam aile içerisinde yaptığımız diyaloglardan, belki sabah izlediğimiz bir programdan veya yolda gelirken billboardlarda gördüğümüz resimlerle dünyaya çağırıldık ve şu an üzerimizde dünyanın kirini taşıyoruz. Sürekli mahremiyet konusu anlatılmasının sebebi de budur" diye konuştu.

HAREMLERİMİZ İŞGAL ALTINDA

Dünyanın istilası altında olduğumuzu, ailece bu istilanın mağduru olunduğunu belirten Bildane Kurtaran, şöyle devam etti: “Haremlerimiz ve evlerimiz işgal altında. Evlerimizi tefekkür ettiğimizde, evimizin en birinci gündem maddesi ne ise veya öncelikli olarak ne değer verdiğimizi düşündüğümüzde daha çok dünyevi sebepler karşımıza çıkıyor. Bizler bununla meşgulken benzeri düşünceler bizleri gaflete, gaflet atalete, atalet rehavete, rehavet de maalesef delalete götürür." ifadelerini kullandı. "Haremlerimiz işgal altında" ifadesine açıklık getiren Kurtaran, "En çok mahremiyetlerimiz işgal altındadır. Mahremiyetlerimiz aşına aşına hassasiyetlerimiz eridi. Hassas olduğumuz konulara özen göstermez hale geldik. Oysa mahremiyet bizim için özel ve sosyal alanı ayıran sosyo-kültürel otokontrol mekanizmasıdır. Mahremiyet dediğimizde aklımıza bazı ezber kavramlar gelse de aslında çok geniş bir yelpaze karşımıza çıkıyor. Mahremiyetin ilk terbiyesi ailede verilir. Ailede verilmeyen mahremiyet bilinci sonraki yıllarda maalesef sağlıklı bir gelişme gösterememektedir."

MAHREMİYETTEN KASIT NE

TESSEP Genel Başkanı Bildane Kurtaran, mahremiyet konusunda şöyle devam etti: "Mahremiyet; Allah'ın helalden uzak haram kıldığı, kişinin özel alanı, korunması gereken, korunmaması durumunda da Allah'ın gazabını gerektiren bir alandır. Bunu beden, duygu, düşünce, dil, göz, zaman ve mekân mahremiyeti şeklinde genişletebiliriz. Mahremiyet bilincinin esasında özel ile genel alan vardır ve bunlar birbirinden çok farklıdır. Kamusal alanlarda mahremiyetin muhafazası ayrı, ev içerisindeki muhafazası çok daha farklıdır."

tessep-baskani-bildane-kurtaran.jpg

SEBEBİ YANLIŞ BİLİNÇ VERİLMESİ

Bildane Kurtaran, bazen mahremiyetten mahrum kalmanın söz konusu olabildiğini de kaydetti. Bunun sebebinin yanlış bilinç verilmesi sonucunda olduğunu vurgulayan Kurtaran “Bunu da ailelerimiz sıkça yapabiliyor. Koruma güdüsüyle disiplinin dozunu kaçırarak sadece dışsal telkinlerle küçük yaştan itibaren verilen mahremiyet bilinci mahrumiyete neden olabiliyor. Mahremiyet bilinci aslında kişinin özüyle bütünleşmesi lazım. Psikolojide dıştan denetimli ve içten denetimli insan modeli vardır. İçten denetimli insan modeli takva üzerine gelişen insan modelidir. Bu küçük yaşta ailenin verebileceği bir şeydir ve bu verilmez yerine dıştan telkinlerle verilirse o çocuktaki mahremiyet bilinci bir robota yüklenen koordinatlardan öteye geçmez. Bu da maalesef mahremiyetten öte mahrumiyete dönüşür" şeklinde konuştu.


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.