Temizlik hassasiyeti artıyor mu, azalıyor mu?

Millet olarak temizliğe verdiğimiz önemle övünür ve bununla gurur duyarız. Temizlik Türklerin en mümeyyiz vasıflarından bir tanesidir. İnançlarımız da temizliği kesin hükümlere bağlamış ve kirliliği kesin bir şekilde yasaklamıştır.

Peygamber Efendimizin “Temizlik imanın yarısıdır” sözü bütün belleklere yerleşmiştir.

Ayrıca dinin direği olarak addedilen ve günde beş vakit farz olarak kılınan namazdan önce abdest şart koşulmuştur.

Temizliği, temiz yaşamı önceleyen büyüklerimiz “Aslan yattığı yerden belli olur. Evini temiz tut misafir gelebilir kendini temiz tut Azrail gelebilir. Temiz avlu evin süsüdür.” gibi sözlerle bu duyarlılığa özel önem atfetmişlerdir.

Peki bu duyarlılık günümüz için de geçerli midir? İmkanlar ve teknoloji bunca gelişmesine rağmen, temizlik anlayışındaki duyarlılık aynı oranda artmış mıdır; yoksa dip mi yapmıştır? Özetle, temizlik hassasiyeti artıyor mu, azalıyor mu?

Örneğin fotoğraflarda gördüğünüz cadde nerede? Bu caddeyi kim kirletiyor? Bu cadde neden temizlenmiyor? Bu kirlilik mahalle sakinlerine rahatsızlık vermiyor mu?

İşte cevabı:

Fotoğraflarda gördüğünüz cadde Türkiye’nin başkenti Ankara’dan… Yenimahalle ilçesinde bulunan bu cadde öyle kıyıda köşede kalmış bir sokak değil. İşlek caddelerden birisi… “Peki neden temizlenmiyor? Ya da temizleniyor da mahalle sakinleriyle başa mı çıkılamıyor? Temizlemek için imkan mı yok? Mahalle sakinleri rahatsız değil mi?” şeklindeki soruların cevabını ise mahalle sakinleri veriyor.

İMKANLAR VE HASSASİYET TERS ORANTILI

Mahalle sakinlerinin anlattığına göre; bir kere gençlerde eski insanlardaki duyarlılık yok.

Sokaklarındaki, caddelerindeki bu kirliliklerden fazla rahatsızlık duymuyorlar.

Onların önceliği bambaşka.

‘Herkes evini, sokağını, caddesini temiz tutsa; mahalle temiz olacak. Mahalleler temiz tutulsa; bütün şehir temiz olacak.’ anlayışı akıllarına bile getirmiyorlar…

Bundan ötürü içtikleri kolanın kutusunu, sigaranın izmaritini, paketini, çikolatanın, bisküvinin ambalajını, peçeteleri hiç düşünmeden yerlere atıyorlar.

Kaldırımların kenarlarında ise genelde otomobiller park halinde olduğu için çöp süpürme araçları yanaşamadığından buraları süpüremiyor.

Temizlik görevlileri için de aynı zorluk geçerli.

Her gün öyle otomobillerin arasına girip ince temizlik yapmıyorlar. Dolayısıyla ortaya böyle kirlilikler çıkıyor.

Mahalle sakinleri de kirliliğe alışmışçasına yetkilileri ve gençleri uyarmadığından; kirlilik adeta mahallenin kaderiymişçesine sürüp gidiyor.

İnsan “imkanlar bu kadar gelişmemiş olsa; çöp süpürme araçları, deterjanlar, çamaşır makineleri çıkmamış olsa, bu mahallenin hali acaba ne olurdu?” diye sormadan edemiyor…  

Gazeteilksayfa.com