Tasarımcı Fatma Çeliktaş mutluluk tasarlıyor

Deniz Taşı Atölyesi’nin tasarımcısı Fatma Çeliktaş, 16 yıl boyunca evinde ahşap ürün boyayarak geçimini sağlarken hobisini meslek haline dönüştürdü. Kale mahallesinde Deniz Taşı ismini verdiği atölyesinde ahşap boyama sanatıyla kişiye özel ürünler geliştiren Çeliktaş, “Atölye açma amacım aslında insanları mutlu etmek. Bu işte ilerlememi sağlayan, gelişmemi sağlayan, sürekli yeni bir şey yapma çabasına girmemin de sebebi bu. Yeni bir şeyler yapmak, tasarlamak, daha önce görülmemiş şeyleri yapmak ve kişiye özel hale getirmek hoşuma gidiyor” dedi.

 DENİZLE AHŞAP BİRLEŞTİRİLDİ 

Çeliktaş, “Deniz taşının şöyle bir hikâyesi var. Ben Karadenizliyim ve denizi de çok severim. Deniz masmavi görünür ama altı rengârenktir. Mercanlar, yosunlar, balıklar… Denizin üstünde, doğanın içinde bulunan renklerin daha canlısı aslında denizin dibinde var. Bende bunu yansıtmak istedim. Denizle ahşabı birleştirmek istedim. Denizin dibindeki o rengârenk dünyayı ahşaba yansıtmak istedim” diye konuştu.

 PANDEMİYİ FIRSATA ÇEVİRDİ 

16-17 yıldır bu işin içerisinde olduğunu kaydeden Çeliktaş, iki yıldır da Kale mahallesinde yer aldığını dile getirdi. Atölye açma fikrinin pandemi sürecinde şekillendiğini belirterek, “Daha önce evden çalışıyordum. Şu an da şirket olarak bu işi yapıyorum. Kendi markam var. Patentini aldım.  Pandeminin en yoğun olduğu zamanlarında ben burayı açmaya karar verdim ve aslına bakarsanız o dönemi kendime yatırım yaparak geçirdim. İnsanlara duyurma noktasında iyi bir yol aldım bu süreçte. O zaman ağımı genişlettiğimi düşünüyorum çünkü şu an onun meyvelerini alıyorum. Kalenin bir sokak içerisinde yer almamın sebebi de burasının satış yeri olmasından ziyade bir atölye görevi de görmesi. Ben burada hem satış yapıyorum hem tasarlayıp, üretiyorum. Eğer yol üstünde, ayakaltı bir yerde olsaydı çalışmam çok zor olurdu. Sakin bir yer olması benim tercihim” ifadelerini kullandı. 

 ZİNCİRLEME DEVAM EDİYOR 

Çeliktaş, tabeladan görüp gelen insanlardan ziyade ürünlerini alanların tavsiyeleri üzerine müşteri ağının genişlettiğini dile getirerek, “Müşteri müşteriyi getiriyor. Onlar benim tanınmamı sağlıyor. Bunların dışında Özel müşterilerim var. Bir yere bir hediye alacaklarsa mutlaka benden alıyorlar, bende onların istediklerini tasarlıyorum. Buraya gelen insanlarda mesela bir kere gelip bir şey almışlarsa mutlaka tekrar geliyorlar o da zaten yavaş yavaş zincirleme bir şekilde devam ediyor” diye konuştu. 

 “FARKLI OLMAK İSTİYORUM” 

“Ahşap boyama yapan, tasarım yapan, kendi atölyesi olan çok fazla insan var” diyen Çeliktaş, “Çok kullanılmış, çok görülmüş ürünler yapmaktan ziyade kendi tasarladığım ürünleri, malzemecilerime yaptırarak onların üzerinde uygulamalar yapıyorum. Farklı olmak istiyorum. Zaten markalaşma yolunda ilerlerken de önemli olan bu. Diğerlerinden ayrılmak, farkı insanların görmesini sağlamak. Yoksa diğer ahşap boyama kurslarındaki edinilen bilgilerden öteye geçemiyorsunuz. Eğer bir vizyonun olmazsa, bir bakış açın veya kendine has bir tarzın olmazsa biraz zor ilerlersin. Bende bir tarz oluşturduğumu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

 MUTLULUK ÖN PLANDA 

Çeliktaş, “Genel olarak kişiye özel çalışmayı tercih ediyorum. İnsanların kendini özel hissetmeleri insanları mutlu eden bir şey ve hediye de insanın kendisini özel hissetmesini gerektiren bir durum. Tabi ki hediyenin büyüğü, küçüğü ya da tasarımı, sıradanı diye bir şey olmaz. Hediyeyi alan insan zaten bir şekilde mutlu oluyor ama onu kendine özel bir hediye olarak alırsa daha çok mutlu oluyor. Benimde aslında çıkış amacım buydu. İnsanları mutlu etmek. İnsanlar aldıkları hediyelerle mutlu olunca bende mutlu oluyorum. Bu işte ilerlememi sağlayan, gelişmemi sağlayan, sürekli yeni bir şey yapma çabasına girmemin de sebebi bu insanların mutluluğu” diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

Buket Beslen / İLKSAYFA