Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer: "Hedef, şiddetsiz bir ülke olmalı"
Şiddetsiz Toplum Derneği, ‘Şiddetsiz Türkiye ve Dünya’ hedefleri doğrultusunda söyleşi düzenledi. Programda konuşan Dernek Başkanı Rıza Sümer, “Canlı-cansız tüm varlıklara yönelik şiddete karşı, şiddetsiz tepki kültürü geliştirilmelidir” dedi.
Şiddetsiz Toplum Derneği, 30. Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında ‘Şiddetsiz Türkiye ve Dünya’ hedefi için bir araya geldi. Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen söyleşide konuşan Dernek Başkanı Rıza Sümer, “Siyasal, kültürel, dil, ırk ve inanç farklılıkları, sevgi, hoşgörü, saygı, dostluk ve güven içinde yaşayabilmelidir. Hedef, Şiddetsiz bir ülke ve dünya olmalıdır. İnsana, hayvana, doğaya-çevreye, tüm canlı cansız varlıklara yönelik şiddete karşı, yasal ve haklara saygılı şiddetsiz tepki kültürü geliştirilmelidir. Tüm canlılara, şiddetsiz, korkusuz, güvende ve sevgi dolu yaşamalarını, ömürlerini öldürülerek değil, doğal olarak tamamlayabilmelerini dileriz” dedi.
HEDEF ŞİDDETSİZ BİR ÜLKE
Başkan Sümer, “Türkiye’nin ve Dünyanın ana sorunları olan, yaşam boyu; eğitim, iletişim, örgütlenme, demokrasi, adalet ve güvenlik alanlarındaki yanlışlıklar, eksiklikler, ayırımcılıklar, baskılar ve büyük haksızlıklar, canlı cansız tüm varlıkları şiddetle baş başa bırakmıştır. Türkiye ve Dünya’nın, birilerinin “ahh” dediği olumsuz bir olay veya şiddet karşısında başka birilerinin “ohh” demediği, bir insanın, başka bir insanın tehlikesi değil güvencesi olduğu bir sürece girmesi ve bu sürecin sürdürülebilmesi için kadın-erkek dayanışması ile ulusal ve uluslararası alanlarda, şiddetsiz yöntemlerle iş birliği yapılması zorunludur. Siyasal, kültürel, dil, ırk ve inanç farklılıkları, sevgi, hoşgörü, saygı, dostluk ve güven içinde yaşayabilmelidir. Hedef, Şiddetsiz bir ülke ve dünya olmalıdır” diye konuştu.
BİREYSEL SİLANLANMA SONLANDIRILMALI
“Şiddet; silaha, uzaya, gezegenlere asla taşınmamalıdır” diyerek bireysel silahlanma konusuna dikkat çeken Sümer, “Silahlı çatışmalar, savaşlar ve işgaller olmamalıdır. Ağır silahların üretimi, yasa dışı silah üretimi ve kaçakçılığı durdurulmalıdır. Bireysel silahsızlanma ivedilikle sağlanmalıdır. Görev dışında silah ve benzeri aletler taşınmamalıdır. Haklar silahsız ve şiddetsiz korunmalı, aranmalı ve savunulmalıdır. Canlara değil, silahlara veda edilmelidir. Silahlar geri dönüşümle, eğitim, sağlık, istihdam, üretim, demokrasi, adalet ve iletişim için kullanılmak üzere ekonomiye geri kazandırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
HAYAT BOYU EĞİTİM SÜRDÜRÜLMELİ
Sümer, “Şiddette bir diğer sorun eğitimdir. Eğitim olsaydı, iletişim, şiddetsiz örgütlenme, demokrasi, adalet, güvenlikle ilgili ağır sorunlar yaşanmaz, çatışma, savaşlar, işgaller, canlı veya cansız diye tanımlanan varlıklara yönelik hiçbir şiddet olmaz, insanların kanı, annelerin, kadınların gözyaşları dökülmezdi. Eğitim parasız olmalı, özel ve devletin eğitim-öğretim kurumlarına girişte ayırımcılık yapılmamalı, içerik ve koşullar anlamında fark olmamalıdır. Fırsat eşitliği ve adalet sağlandıktan sonra, öğrenci ailelerinin, özel öğretim kurumlarına yaptıkları zorunlu ödemeleri devlet, halkın vergilerinden oluşan bütçeden karşılamalıdır. Çocuk yaştan başlayarak aile, okul ve iş yerlerinde yaşam boyu eğitim verilmelidir, şiddetten uzaklaştırılmalıdır” dedi.
ŞİDDETSİZ TEPKİ KÜLTÜRÜ GELİŞTİRİLMELİ
“Şiddetin olmadığı farklı kültürlere, dinlere, dillere, devletlere, geçmiş dönemlerde üretilen yapılara ve yapıtlara saygı duyulmalıdır” şeklinde konuşan Sümer, “Geçmiş veya bugün, ülkelerdeki eğitim-öğretim belgelerinden ve yayınlarından, kültürlere, kültürel varlıklara, inançlara, devletlere yönelik olumsuz yorumlar çıkarılmalıdır. İnsana, hayvana, doğaya-çevreye, tüm canlı cansız varlıklara yönelik şiddete karşı, yasal ve haklara saygılı şiddetsiz tepki kültürü geliştirilmelidir. Kin, nefret ve intikam duygularının oluşmasının engelleyecek örgün ve yaygın eğitim programları hazırlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
HAYVAN SEVGİSİ AŞILANMALI
Sümer, sadece insanlara değil hayvanlara yönelik olarak uygulanan şiddet konusunda ise şu ifadeleri kullandı: “Hayvanlara yönelik her düzeydeki şiddet suçlarında ‘iyileştirme’ veya ‘cezalandırma’, insana karşı işlenen suçlarla benzer hale getirilmelidir. Hayvan sevgisi, küçük yaşlardan itibaren öğretilmelidir. Avcılık spor olmaktan çıkarılmalıdır. Hayvanların doğal ortamlarından alınıp başka ülkelere satılması, hayvanat bahçeleri, tedavi amaçlı, açık veya kapalı hayvan hastaneleri hariç barınaklar, büyük veya küçük kafesler, büyük küçük akvaryumlar, tasmalar olmamalıdır. Hayvan adı altında hakaret etmeyi hedefleyen sözcükler, tüm ülkelerde konuşma ve yazı dilinden çıkarılmalıdır. Tüm canlılara, şiddetsiz, korkusuz, güvende ve sevgi dolu yaşamalarını, ömürlerini öldürülerek değil, doğal olarak tamamlayabileceği bir yaşam dileriz.”
Buket Beslen/ İLKSYFA-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.