Ruhban Okulu tartışması: Atinalılar hala İstanbul'dakinden büyük kilise yapmıyor

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Heybeliada Ruhban Okulu’na gerçekleştirdiği ziyaret gündemden düşmüyor. Bakan Tekin, Başrahip Piskopos Vasili Nikolar ve Vakıf Başkanı Georgios Stefanopoulos ile yaptığı görüşmede, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerde önemli bir yere sahip olan okulun açılması konusunu ele aldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunan gazetesine verdiği demeçte belirttiği “Ruhban Okulu'nun açılması için çalışmalar yapıyoruz. Yunanistan’daki Türk azınlığın sorunları için de aynı yapıcı yaklaşımı bekliyoruz” sözleri tekrar gündeme taşındı.

GÖRÜŞMEDE KONUŞULDU

1971 yılında yapılan özel üniversitelerle ilgili yasal düzenleme sonucunda kapatılan Ruhban Okulu, o günden bu yana Türkiye’de tartışılan bir konu oldu. Kapanışının ardından okulun yeniden faaliyete geçmesi yönünde çeşitli girişimlerde bulunulmuşsa da, Türkiye ile Yunanistan arasındaki siyasi gerilimler ve iç siyasi dinamikler, konuyu uzun yıllar boyunca gündemden çıkarmıştı.

Üç hafta önce Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmelerinde konunun yeniden gündeme geldiği ileri sürüldü.

MİLLİ DEVLETE TERS

Konunun merkeze gelmesinin ardından akıllara İsmet Özel’in 2009 yılında yaptığı konuşma geldi. O dönem büyük ses getiren açıklamasında Özel, Patrikhane ve Ruhban Okulu’nun milli devlet anlayışına ters olduğunu savunmuştu.

Özel şöyle konuşmuştu:

"Ruhban Okulu kapalı kalsın" dersem, ben kimden aferin alacağım; "Açılsın" dersem kimden aferin alacağım, mesele budur. Lozan'da Patrikhanenin Türkiye sınırları dışına çıkması için gayret ettik. Ama başaramadık. Türkiye sınırları içinde değil Ruhban Okulu, Patrikhanenin bulunması bile milli devletimizin işine gelen bir şey değil. Atinalılar hala istanbul'dakinden büyük kilise yapmıyor, hala İstanbul'u kendilerinin sanıyorlar”

BARTHOLOMEOS'A İKAZ

Özel, Patrik Bartholomeos'un -kendimi çarmıha gerilmiş gibi hissediyorum- sözlerini, “Bu söz Türkiye Cumhuriyeti aleyhine yürütülen işlerin bir safhaya geldiğinin göstergesidir. Bizim demokrat olmak gibi bir derdimiz yok. Vatanımızın hangi tehlikeler altında olduğu konusunda kimse ikazda bulunmuyor” diye yorumlamıştı.