Önce ihlas ve samimiyet

Keçiören Müftüsü Mehmet Şahin ile Kurban Bayramı’nın önemini konuştuk. Müftü Şahin, kurban kesecek Müslümanın samimi ve ihlaslı olmasını, ibadeti gösteriş için değil Allah rızasını gözeterek yapması gerektiğini kaydetti. Şahin, “Kurban Allah rızası için kesilir. Kurban Allah’a yaklaşmak demektir. Teslimiyetin gereğidir.  Mükafatı Allah indinde saklıdır” dedi.

Kurban bayramında yapılan kurban ibadetinin kardeşlik ve paylaşmayı temsil edildiğini vurgulayan Müftü Şahin, ‘Paylaştığımız kadarı bizimdir. Bayram kardeşliktir paylaşmaktır. 

İBADETİ RABBİN İÇİN YAP  

“Kurban bayramının bütün ülkemize ve İslam âlemine hayırlar getirmesini Cenab-ı Hak’tan temenni ediyorum” diyerek söze başlayan Şahin, “Müslümanların iki dini bayramı var bunların biri Ramazan Bayramı diğeri Kurban Bayramı. Kurban kelimesine bakıldığında yaklaşmak anlamına geliyor. Kurban Allah’a yakınlık vesilesidir. Dini olarak ise ibadet olarak gerçekleştirilen belirli vakitte belirli şartları taşıyan hayvanın usulünce kesilmesi anlamına geliyor. Bu ibadeti Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de Kevser Suresinde özet olarak şöyle bahseder;  ‘O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.’ Buradan anlıyoruz ki; namaz kılacak ya da kurban kesecek Müslümanın samimi İhlaslı olması riyadan gösterişten uzak olması gerektiğini gösteren bir işaret var. İbadetlerini Rabbin için yap başkası için değil diye biz Müslümanlara böyle bir uyarıda bulunmuş” ifadesini kullandı. 

KURBAN ALLAH RIZASI İÇİN KESİLİR

“Kurban Allah’a olan şükran duygusunu ifade ettiğinden keseni takva mertebesine ulaştırmaya bir vesiledir” sözleri ile konuşmasına devam eden Şahin, Hz. Ayşe validemizin rivayet ettiği bir hadiste, Hz. Peygamberimiz kurban kesiniz ve onunla nefislerinizi temizleyiniz. Çünkü her kim kurban kestiğinde o kurbanın parçaları kıyamet günü hazır bulunur onu şahitlik eder. Kesilen kurbandan akan ilk damla kan toprağa düştüğünde Allah’ın muhafazasına girer mükâfatı Allah indinde saklanır. Azda olsa infak edin çok sevap kazanın’ der.  Aslında kurban kesen şöyle demiş olur. Ya Rabbim senin yolunda senin rızanı kazanmak için maldan mülkten sevdiklerimden ve hatta canımdan geçmeye hazırım” ifadelerini kullandı.

KURBAN KİMLERE VACİPTİR?

Şahin, “Hz. Ali Efendimiz buyururlar ki, günah işlemediğimiz günler bizim için bayramdır ’der. Kurbanı kimler kesebilir. Müslüman olan, hür olan, zengin olan kesebilir. Dinen zenginliğin ölçüsü şudur, dinin ön gördüğü asli ihtiyaçlarından başka 80,18 gram altın veya bu miktarda paraya veya mala sahip olan bir kimse İslam Hukukuna göre zengindir. Bu kişi kurban kesmelidir. Bu rakamların altında varlığı olan Müslümanlara kurban kesmek vacip değildir. Fakirin kendini zorlayarak kurban alıp kesmesi sevap kazandırır ama mecbur değildir. Ailesini zora sokacaksa buna gerek yok.  Borcu olan kimselere gelirsek asli ihtiyaçları karşılayan borcunu ödediğinde 80,18 gram altın değerinde malı kalan kesebilir. Yoksa ona da kurban kesmek düşmez” diyerek kurban ibadetinin kimlere vacip olduğunu anlattı.  

AİLEDE BİR KİŞİNİN KURBAN KESMESİ YETERLİ Mİ?

Akıllardaki bir diğer soruya Şahin , “İslam mali hukukunda borç ferdidir. Ailede mal mülk para kocaya ait ise koca keser. Evin hanımının parası ya da altını varsa yani kadın zenginse onunda kesmesi gerekir. Halk arasında peygamber efendimize kurban kesme olayı var. Peygamberimiz kurban meşru kılındığında iki tane kurban kesti dedi ki, birisi bana ait olan biriside ümmetim adına kesiyorum. Dolayısıyla bir kimse hali vakti yerinde ise imkânı var ise hem kendi için hem Peygamberimiz için kurban kesebilir. Kurban bir ibadettir Allah’tan başkasına da yapılmaz. Kişinin yapacağı iş nedir? ‘Ya Rabbi bu kurbanı senin rızan için kesiyorum. Sevabını Peygamberimizin ruhuna bağışlamak üzere kesiyorum” diyerek cevap verdi.

KURBANINI PAYLAŞ KARDEŞİNLE YAKINLAŞ

Kurban bayramında Diyanet İşleri Başkanlığının faaliyetlerinden de bahseden Şahin konuşmasını şu sözlerle noktaladı; “Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığımız bu görevi yerine getiriyor. O kadar büyük bir hizmet ki bu yapılan. Etleri ulaştırdığımız insanların yüzündeki o tebessüm o gülümseme dünyalara değer. Su bile bulamayan insanlara ben Türkiye’den Türk Milletinin selamını ve vekâletle kesmiş olduğu kurban etlerinden size ikramda bulunuyoruz diyerek ikram etmek kadar büyük bir hizmet yok. İsmini bilmediğiniz insanlar sizin ikramınızla mutlu oluyor.”

KURBAN ALLAH’A YAKLAŞMAK DEMEKTİR

 “Kurumlara vekâlet verilip kurban kesildiğinde bütün vebal kurumun üzerinde kalır. Siz güvenip samimi bir niyetle kurbanı keslim ediyorsunuz ondan sonra bütün sorumluluk onlarda. Kurban kesilmeden verilen para bağışı kurban ibadetini yerine getirmez illaki bir kurbanlık kesilmesi gerekir. Gayri meşru yolla ve faiz ile kazanılan para ile kurban kesimi yapılamaz. Kurban Allah’a yaklaşmak demektir. Helal yollardan ve helal para ile kesilir. Haram ile Allah’a yaklaşamazsınız. Önce tövbe etmeliyiz.  Kurbanın derisinin satılması caiz olmadığı için kurban kesene kesme parası olarak verilmez.”

KURBAN TESLİMİYETİN GEREĞİDİR

Kurban ibadetinin tarihçesini dile getiren Müftü Şahin İsmail teslimiyeti ile ibadetlerinizi gerçekleştirin diyerek şu kıssayı dile getirdi, “Kurbanın tarihçesi, İbrahim (as.)’ın oğlu İsmail (as.) kurban edilmesine dayanıyor. Hz. İbrahim Allah’tan bir evlat talep etmişti. Allah’ta bu evladı Hz. İbrahim’e müjdeledi. İsminin İsmail olan bir erkek çocuğu olacağına dair müjde verdi.  Uzun bir süre sonra Hz. İbrahim bu adağını unutmuş. Allah Hz. İbrahim’in rüyasında bu adağını hatırlatıyor. Hz. İbrahim’de konuyu Hz. İsmail ile istişare ediyor. Diyor ki,  yavrum rüyamda seni kurban edeceğim söyleniyor.“ 

ALLAH’IN İNSANLIĞA BİR LÜTFUDUR

“Hz. İsmail ise güzel bir teslimiyet örneği veriyor. Ey babacığım sen sana emredileni yap inşallah beni sabredenlerden bulacaksın diye bir teslimiyet gösteriyor. Burada ben şunu anlıyorum. Allah’a itaat konusunda ibadet konusunda bir teslimiyet var. Allah görmüş olduğu bu teslimiyet karşısında onlara bir lütuf olarak bir kurbanlık koç gönderiyor. Ve Hz. İbrahim o koçu kurban ediyor. İnsanlık evlatlarını kurban etmekten kurtuluyor. Bu durum Allah’ın insanlığa bir lütfudur. Burada önemli olan alınacak mesaj şudur. Aile olarak Allah’a teslimiyettir. Allah’ın emirlerini sorgulama yok” diyerek tam teslimiyeti vurguladı. 

Faruk Gökyurt/ İlksayfa