Nüset: Teknik anlamda mesleğimiz hiçbir kabul görmüyor
Ankara itfaiyesi Sualtı Arama ve Kurtarma Ekibinde çalışan Kazım Nüset, itfaiyeciler olarak meslekte ‘masa başı çalışan’ olarak görüldüklerini belirterek, “Teknik anlamda mesleğimiz hiçbir kabul görmüyor. Bu durum bizi yıpratıyor” dedi.
25-30 Eylül İtfaiyeciler Haftasına özel Kızılay’da stant açan İtfaiyeciler, halkı bilinçlendirmek ve bilgilendirmek için bir araya geldi. Konu hakkında gazetemize bilgi veren Ankara İtfaiyesi Sualtı Arama ve Kurtarma Ekibi İtfaiyecisi Kazım Nüset, “İtfaiyeciler olarak bizi en çok yıpratan durum; itfaiyecinin meslek olmaması, meslek dalında görülmemesi. Bizler masa başı çalışan işçiler olarak gözüküyoruz. Teknik anlamda mesleğimiz hiçbir kabul görmüyor. Belediye işçisi olarak gözüküyoruz. İtfaiye haftasında da, programlarda da bunu göstermeye çalışıyoruz” dedi.
Nüset, “İtfaiye haftası nedeniyle Kızılay’da açılan stantta daha çok sivil vatandaşı temel bilgilerle bilinçlendirmek, itfaiye ile ilgili bilgi almak isteyen insanları bilgilendirmek, ilgi duyan çocuklar var. Burada stant açarak insanları daha kolay bilgilendirme, bilinçlendirme yapmış oluyoruz” ifadelerini kullandı.
İTFAİYE BİR MESLEK OLARAK GÖRÜLMÜYOR
İtfaiye haftasında itfaiyecilerin temel sorunlarına da değinen Nüset, “İtfaiyecinin birçok sorunu var. Her gittiğimiz olayın aslında acemisiyiz. Bunun için eğitim anlamında bir mücadele veriyoruz. Hem yangın yerinde hem de yangın dışında mücadelemiz devam ediyor. Çok fazla zorluğumuz var ama bizi en çok yıpratan durum; itfaiyecinin meslek olmaması, meslek dalında görülmemesi. Bizler masa başı çalışan işçiler olarak gözüküyoruz. Maalesef literatürde öyle gözüküyoruz. Bu elimizde olan bir şey değil, tamamen siyasi kanadın çözebileceği bir durum. Onun dışındaki her zorluğun mücadelesini veriyoruz ve mücadelenin sonunda zorlukları aşıyoruz” şeklinde konuştu.
YETİŞKİNLERE ANLATMAK DAHA ZOR
“Temel anlamda yetişkinler bir bilgiye sahip değiller” ifadesini kullanan Nüset, “Bunun mücadelesini bizim eğitim amirliğimiz daha çok veriyor. Biz daha çok çocuklara erişmeye çalışıyoruz çünkü onlar daha meraklı. Yetişkinlere erişmek, onlara anlatmak daha zor oluyor. Mesela fabrikalara temel yangın eğitimine gittiğimiz oluyor. Dünyanın en büyük yangını 40 saniyede söndürebilir. Her yangının başlangıç aşaması vardır. O aşamada yakalandığı sürede yangın ekipmanlarının doğru ve etkin kullanıldığı müddetçe dünyanın en büyük yangını da olsa 40 saniyede söndürülür. Bunu yapabilecek kişiler tabii ki de sivil vatandaşlar oluyor. Çünkü bizler geç kalınmış yangınlara gidiyoruz” diye konuştu.
İTFAİYE SADECE YANGINLA İLGİLENMİYOR
İtfaiyenin ne iş yaptığıyla alakalı yerel vatandaşın tam bir bilgiye sahip olmadığını vurgulayan Nüset, “İtfaiyecilerin sadece yangın söndürdüğüne yönelik bilgileri var. Aslında bizim birçok kanadımız var. K9 köpek arama kurtarma ekibi, canlı arama, ceset arama, sualtı arama kurtarma, ip ile erişim ekibimiz. Bunlar dışında trafik kurtarma, kedi kurtarma, köpek kurtarma ve hatta yılan kurtarma yapıyoruz. Çok nadir ama benim başıma geldi, sansar kurtarmıştım” dedi.
YANGIN BAŞLANGICINDA SİVİL VATANDAŞ DAHA ETKİLİ
Nüset, “Güvenlik anlamında vatandaş yangını eğer ki başında yakalanmışsa söndürmesi çok kolay ama ilerleyen bir yangın ise kaçmaktan başka çaresi yok. Tabii ki bilinçlendirme noktasında yangın yönetmelikleri ev ve iş yeri veya başka bir yer için var. Yönetmelik noktasında da bir iş yeri açtığınızda bile size bilgilendirme yapılıyor. Bunun ve bunların haricinde sivil vatandaşlar yangını söndürme cihazlarının nasıl kullanılacağı ile ilgili eğitim alabilirler. Çünkü yangın başlangıcında sivil vatandaş etkin olabiliyor. Büyüyen bir yangın ise burada sivil vatandaşın yapabileceği bir şey yok tamamen teknik bilgi istiyor. Bu durumda profesyonel ekibin yapabileceği bir iş. Yangının nereden ve nasıl çıktığı da çok önemli tabii ki bu noktada” ifadelerini kullandı.
MASA BAŞI ÇALIŞAN OLARAK GÖRÜLÜYORUZ
İtfaiyeciler olarak seslerini duyurmak için çok fazla çalışmalar olduğunu kaydeden Nüset, “Bizim sesimizi duyurmak için, Mecliste de sesimizi duyurmaya çalışan milletvekillerimiz var. Yasa tasarısı olarak sunuldu ama reddedildi. Şu an bunu görmek istemiyorlar ve ret ediyorlar. Kendi kanalımızda yani itfaiyeciler olarak bununla ilgili birçok çalışma yapıyoruz. İtfaiyecilik mesleğine bakıldığında biz masa başı çalışanlar olarak gözüküyoruz. Teknik anlamda hiçbir kabul görmüyor. Belediye işçisi olarak gözüküyoruz. İtfaiye haftasında da programlarda da bunu göstermeye çalışıyoruz. İple inip çıkıyoruz, onun dışında yangın ve yangının nasıl çıktığı, teknik bilgiler bunları göstermeye çalışıyoruz. Masa başı işten çok uzak teknik bilgi isteyen bir meslek. Eğitim ve profesyonellik isteyen bir meslek” dedi.
SÜZGEÇTEN GEÇEREK BİZE GELİYOR
Nüset, “Bütün birimlerin 112 altında toplanması ve belli bir süzgeçten geçerek bizlere ulaşması çok iyi oldu. Çünkü asılsız ihbarlar burada süzgeçten geçerek bizlere geliyor ve ekipler öyle çıkmış oluyor. Bir de 112’nin avantajı şu; itfaiye olarak yangın yerine gittiğimizde polis veya ambulansa ihtiyacımız olduğunda bunu yeniden haber etme durumumuz olmuyor çünkü onlar olay yerinde oluyor. Bir de ön süzgeçten geçtiği için yangının büyüklüğü ve çeşidine göre itfaiye aracını da çıkartabiliyoruz. Yüksek katlardaki bir daire yangını için merdivenli bir araç, ot yangını için küçük bir araç çıkartılabiliyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Buket Beslen\ İLKSAYFA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.