Milli Eğitim Bakanı Selçuk: 2021 PISA'da çok daha iyi noktaya geleceğiz
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Emin olun, ortaokullarda, liselerde, ilkokullarda ortaya koyacağımız değişiklikler 2021 PISA'da çok daha iyi noktaya gelmemizi sağlayacak." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile OECD ve Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın (PISA) Eğitim Direktörü Andreas Schleicher, Ankara Eğitim Platformunca MEB Şura Salonu'nda düzenlenen "21. Yüzyıl Becerileri ve Tasarım Beceri Atölyeleri Konferansı"na katıldı.
Selçuk, konferansta yaptığı konuşmada, özel öğretim kurumlarının eğitimin niteliği ve kalitesi konusundaki öncülüklerinin, olumlu yaklaşımlarının çok değerli olduğunu söyledi.
MEB olarak bu konularda her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduklarını belirten Selçuk, 21. yüzyıl becerisi denen becerilerin Mimar Sinan'ın, Da Vinci'nin, Dostoyevski'nin eserlerinde görülebilecek çok kadim beceriler olduğunu vurguladı.
Tasarım beceri atölyelerinin, eğitim sistemindeki paradigmal değişikliğin en büyük araçlarından biri olduğunu, atölyelerin uluslararası çalışmaları ve Türkiye'nin ihtiyacını odak noktasına koyduğunu vurgulayan Selçuk, "Tasarım beceri atölyeleri neden önemli? Çünkü öğrenciyi, çocuğu sadece belirli sınavlarda, belirli seçenekleri işaretleyen kimliklere dönüştürmek, bir çocuğun bütünsel olarak gelişimini maalesef engelliyor. Ama bizim hayattan, hayatın bizden beklentisi, çocuklarımızın tam çocuk olması. Duygusuyla, düşüncesiyle, eylemiyle çocuğun her yönden gelişmesi. Sadece soru çözmemesi aynı zamanda sorun çözmesi." değerlendirmesinde bulundu.
Sistemin mekaniğini, altyapısını kurmak için çalıştıklarını ve bu noktada merkezden çevreye değil, çevreden merkeze doğru hareket ettiklerini anlatan Selçuk, tasarım beceri atölyelerini geleceğin inşası noktasında bir proje olarak değerlendirdiklerini ifade etti.
Selçuk, tasarım beceri atölyelerinin standartlarının belirlendiğini, öğretmen eğitimi içeriklerinin oluşturulduğunu ama bölge, okul ihtiyaçları dikkate alınarak farklıkların olabileceğini belirtti.
"Çocuklarımızın deneyim kütüphanesini geliştirmezsek..."
Eğitimde teori ve pratiğin iç içe geçmesinin önemli olduğunu söyleyen Bakan Selçuk, şöyle konuştu:
"Teori ve pratik ilişkilendirmesini doğal haline getirmezsek, eğer çocuklarımızın deneyim kütüphanesini geliştirmezsek, inanın onların edindikleri bilgileri omuzlarından atmaları bir yaz tatiline bakar. Yazın bütün öğrenmelerin unutulmasıyla ilgili bir problemle karşı karşıya kalırız. Türkiye'de okullar 180 iş günü ve ders saati sayıları gün içerisinde daha fazla sıkışmış görünüyor ama 200 ve üzeri iş günü eğitim öğretim yapan okullarda günlük ders saatinin dağılımında daha fazla rahatlık var. Türkiye'nin birinci önceliği bu iş gününü artırmak değil, bu iş gününde yaptığı iş ve işlemlerin kalitesini ilerletmek."
"e-Porfolyo" çalışması ile de Türk eğitim tarihinde ilk kez bütün öğrencilerin ilgi, beceri, yetenek, başarıları, katıldığı yarışmalar gibi tüm gelişimlerinin bir dijital ortama taşındığını anımsatan Selçuk, böylelikle her bir çocuğun daha iyi rehberlik almasının, daha iyi yönlendirilmesinin sağlanacağını aktardı.
"Üniversite sınavını beklememiz gerekmiyor"
Selçuk, "PISA 2018 ile ilgili olarak bütün çocuklara hayatlarından ne kadar memnun oldukları sorulmuş. Türkiye'de öğrencilerin yarısına yakını hayatından memnun değil ama OECD ortalaması bunun yarısı. Bu durum çocukların sosyal ve duygusal açıdan desteklendiği ortamlara olan ihtiyacın çok yüksek olduğunu gösteriyor." dedi.
Çocukların sosyal ve duygusal olarak becerilerle karşılaştırılmasının, sınama durumlarına sokulmasının ve çocukların atölyelerde binlerce deneyim yaşayarak kendilerini izlemelerine fırsat verilmesinin önemine vurgu yapan Selçuk, şöyle devam etti:
"Bunu çocuğun anlayabilmesi için üniversite sınavını beklememiz gerekmiyor. Bizim ilkokuldan itibaren binlerce kez çocuğa bu fırsatı yaşama imkanı sunmamız gerekiyor. Tam da bu arada sosyal duygusal beceriler çok önem kazanıyor. Çünkü benim için öğrencinin akademik başarısı, onun mutluluğu çerçevesinde anlamlıdır. Eğer yaptığımız akademik çalışmalar, çocuklarımızı mutsuz ediyorsa kendimize bir soru sormalıyız; biz bunu başka türlü nasıl yapabiliriz?"
Bakan Selçuk, mevcut yapıda eksiklikleri gidermekle ilgili hiçbir sıkıntının bulunmadığını, öğretmenlerin de buna hazır olduğunu anlatarak, eğitim sisteminin ihtiyaç duyduğu fiziksel ve dijital altyapıda çok büyük mesafeler aldıklarını söyledi.
"Türkiye genelinde resmi okullarımızda 5 binden fazla atölye hayata geçti"
Selçuk, tasarım beceri atölyelerinin transdisipliner bir anlayışa dayandığını anlatarak, PISA'da artık kompleks beceriler üzerinden bir tablo ortaya çıkarken, sadece disiplinler üzerinden ders çizelgelerinin sürdürülebilir olmadığını ifade etti.
Bu nedenle ortaöğretim modeli, ilkokul ve ortaokul seviyesindeki çalışmalarla ilgili 100'den fazla kurum ve kuruluştan görüş aldıklarını dile getiren Selçuk, şunları söyledi:
"Tasarım beceri atölyelerinin yaygınlaştırılmasında sadece inşaat meselesi önemli değil. Bu, zihniyet değişikliğini gerektiriyor. Atölyelerin de kendi içerisinde sadece basit bir etkinlik odasına dönüşmeden bütün disiplinler arası algılarla, içeriklerle bir atölyenin içerisinde transdisipliner bir etkinlik eylem alanı olmalı. Eğer böyle olursa atölye gerçek marifetini ortaya koyacaktır. Bu anlamda tasarım beceri atölyelerinin ilerleyişine şahitliğimiz bizi mutlu kılıyor. Çünkü bir yıl içerisinde birkaç yüz atölye hedeflenirken, bu ay itibarıyla Türkiye genelinde resmi okullarımızda 5 binden fazla atölye hayata geçti, çalışıyorlar. Bununla ilgili de sürekli bir artış var. Bu artışın nicel tarafı elbette önemli ama asıl okulun bir hayat alanına, yaşama sevincini hissedecekleri ortama dönüşmesi bizi mutlu ediyor."
"2021 PISA'da çok daha iyi noktaya gelmemizi sağlayacak"
PISA sonuçlarının her ülke için kendi ödevini yapmaları gereken oldukça etkin bir araç olduğunu dile getiren Selçuk, "Türkiye 2003'lerden beri, çeşitli nedenlerden dolayı, 2015'te bir düşüş olsa da yükselişini sürdürüyor. Emin olun, ortaokullarda, liselerde, ilkokullarda ortaya koyacağımız değişiklikler, 2021 PISA'da çok daha iyi noktaya gelmemizi sağlayacak. Bundan çok eminim çünkü buna veriye dayalı olarak bakıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Selçuk, PISA'nın amacının hem Türkiye hem de başka ülkelerde yanlış anlaşıldığını belirterek, PISA'nın "ülkeler arası yarış", "eğitim olimpiyatı" olmadığına dikkati çekti. PISA'nın eğitim politikalarının röntgeninin çekilmesi, ileriye dönük veriye dayalı, bilimsel, akılcı kararlar alınması için gereken bir içerik olduğunu vurgulayan Selçuk, PISA 2018 sonuçları ile ilgili çok ayrıntılı çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
Bakan Selçuk, halihazırda okulların gerçekten hangi bileşenlerde iyi olup olmadığını bilmediğini ve bu nedenle "Okul Profili Değerlendirme" çalışmasını hayata geçirip, pilotlamasını tamamladıklarını belirterek, çok kısa zamanda ülke ölçeğinde uygulamaya konulacağını bildirdi.
Böylelikle her bir okulun kendi ihtiyaçları doğrultusunda, çok sayıda bileşen üzerinden değerlendirilip yol haritasının sunulacağını aktaran Selçuk, ayrıca okullara ihtiyaç duyduğu hususlarda yol göstermek amacıyla ilçe düzeyinde "öğretmen destek noktaları"nın kurulduğunu kaydetti.
Ankara'nın Keçiören ilçesinde de bununla ilgili çok büyük bir merkez kurduklarını söyleyen Selçuk, bu merkezde binlerce uzmanın her bir okulun gelişim planını takip edeceğini, okulları birbiriyle yarıştırmadan, sadece onların ihtiyacını hayata geçirebilmek için çalışacağını ifade etti.
Selçuk, PISA sonuçlarının iyi değerlendirilmesi, buna uygun politikalar oluşturulması ve bu politikaların etki analizinin de yapılması açısından büyük bir altyapıya, destek sistemine ihtiyaç olduğunu vurguladı.
"Yeni nesil eğitim fakültesi çalışmalarımız hızla devam ediyor"
Bakan Selçuk, bu sürece eğitim fakültelerinin, sivil toplum kuruluşlarının, özel okulların da destek vermeye, katkı sağlamaya hazır olduğunu belirterek, "Yükseköğretim Kurulu ile anlaştık, yeni nesil bir eğitim fakültesi, öğretmen yetiştirme sistemi konusunda çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bu da çok önemli. Yani öğretmen yetiştirmeyi suyun başından itibaren ele almakla ilgili ihtiyacımızı da dikkate alıyoruz." açıklamasını yaptı.
Tüm bu unsurların Türkiye'nin milli ekseninde, evrensel eksende ne yapması gerektiğinin 2023 sonuna kadar belirlenen vizyonla ortaya konduğunu, planlamasının yapıldığını aktaran Selçuk, Türkiye'nin gelecek süreçte eğitimle ilgili çok daha fazla yatırım yapma imkanına sahip olacağını söyledi.
"Alt gelir grubundaki öğrencilerimizin başarısı OECD ortalamasının üzerinde"
Bakan Selçuk, şunları kaydetti:
"Verilerin incelenmesi ve politikaların geliştirilmesiyle ilgili süreç devam ediyor. Somut bir örnek vereyim; bizim alt gelir grubundaki öğrencilerimizin başarısı, OECD ortalamasının üzerinde. Bu şunun için önemli, eğitim imkanları arasındaki farklılığa, gelir dağılımına baktığımızda; 'acaba alt gelir çok kötü de, en üstteki yüzde 10'luk dilimdeki öğrencimiz çok iyi.' Böyle baktığımızda bizim her bir gelir grubumuz aslında mevcuttan daha iyi. Özet olarak, alt gelir grubundaki çocuklarımız OECD ortalamasının üzerinde. Üst gelir grubunda da benzer bir şey var ama en üst performans grubunda eksikliklerimiz, tamamlamamız gereken işlerimiz, ödevlerimiz var. Bunları da birlikte yapacağız."
"Her şey çok güzel" veya "çok kötü" yaklaşımının doğru olmadığını dile getiren Selçuk, PISA 2018 sonuçlarına göre, çocuklarda yükseköğrenim görme talebinin de çok yüksek olduğunu aktardı.
"Altyapıyı dönüştürmeden üstyapıyı dönüştüremeyiz"
Milli Eğitim Bakanlığınca hayata geçirilen uygulamalar ve verilerin ortaya konulması için yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Selçuk, "Bunların hepsi Türk eğitim sisteminin altyapısını kurmaya ve olgunlaştırmaya dönük şeylerdir. Biz altyapıyı dönüştürmeden üstyapıyı dönüştüremeyiz. O yüzden bütün hazırlıklarımızın, akademik, bilimsel, rasyonel anlamda, uluslararası akreditasyon yapıları anlamında hepsinin bir tasarımın içinde olduğundan emin olabilirsiniz. Yani sistemi bilerek inşa ediyoruz." diye konuştu.
Selçuk, Türk eğitim sisteminde bundan sonraki süreçte kalitenin ve kalitenin ne şekilde yaygınlaştırılacağının üzerinde durulacağını belirterek, bu çerçevede ilgili konuların öğretmen ve yöneticilerle ele alınması gerektiğini söyledi.
"Resmi ve özel okullarımız, hepsi bizim okullarımız. Hepsi bizim çocuklarımız"
Her okulun parmak izi gibi olduğuna ve kendine özgü bir kimliği bulunduğuna işaret eden Selçuk, bu çerçevede öğretmen ve okul yöneticilerinin okulları için yapılabilecekleri tartışmaları gerektiğini kaydetti.
Selçuk, bazı özel öğretim kurumlarında sıkıntılar yaşandığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bazı özel öğretim kurumlarının hiç ilgilenmek istemediğimiz, yönetsel ve finansal birtakım sorunlarıyla meşgul olmak zorunda kalıyoruz. Ama öğretmenlerimizin mağdur olmaması için, öğretmenlerimizi korumak için belirli şeyleri acilen, ani tedbirlerle yapmıyoruz. Bu anlamda önümüzdeki süreçte bu çalışmalarla ilgili özel öğretim kurumlarımızdan daha fazla gayret ve iş birliği bekliyorum. Resmi okullarımız ve özel okullarımız, hepsi bizim okullarımız. Hepsi bizim çocuklarımız."
Öğretmenlerin desteklenmesinin önemini vurgulayan Selçuk, "O zaman göreceksiniz, öğretmenin gözü ışıldayacak, parlayacak. O zaman göreceksiniz, çocukların gözü parlayacak. O zaman göreceksiniz, Türkiye'nin gözü parlayacak." diye konuştu.
Konferansta Ankara Eğitim Platformu Başkanı Mirkan Aydın da bir konuşma yaptı.
Konferansın ardından Ankara Eğitim Platformu, Türk Eğitim Derneği ve Ankara Sanayi Odasının katkılarıyla 6 tasarım beceri atölyesi Milli Eğitim Bakanlığına devredildi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, konuşmasının ardından, tasarım beceri atölyelerinden örneklerin sunulduğu sergiyi gezdi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.