Marifetleri aynı geçim kaynakları farklı:67 yıllık turşu serüveni

Çubuk Aşağı Çavundur Mahallesi’nde 1955 yılından itibaren Çubuk Turşusu Kuran ev hanımı Fethiye Oruç, Çubuk Turşusunun ana vatanı olarak söylenen Aşağı Çavundur köyünde turşu yapmayı gazetemize anlattı. Oruç, “Burası çubuk turşusunun ana vatanı. Bizler burada 67 yıldır turşu yapıyoruz. Başından sonuna kadar içerisine ilaç girmeden, katkısız olarak üretip turşumuzu kuruyoruz. Bu köye gelene kadar birçok fabrikanın önünden geçiliyor fakat fabrikasyon ürünle doğal ürün kendini belli eder. Bu köy turşusuyla bilinir. Herkes turşusunu kurup satar ama herkesin ekmek kapısı da ayrıdır” dedi.

Tamamen doğal çubuk turşusu

Çubuk turşusunun tarladan şişeye kadar son halini almasındaki aşamaları anlatan Oruç, “Biz turşumuzu başından sonuna kendimiz doğal olarak yapıyoruz. Çekirdekten salatalığımızı Nisan ayında ekmeye başlarız. Sularız, herhangi bir ilaç kullanmayız. Tamamen doğal yetişir. Toplamda üç çapa, üçüncü çapadan sonra iki hafta bekleriz. Sonrasında zaten yavru vermeye başlar. Gün aşırı olarak salatalığımızı toplar, bekletmeden getirir, yıkar, boyutlarına ayırır, iğneler turşusunu kurarız” ifadelerini kullandı.

Gün aşırı toplanır

Turşuyu eve getirdikten sonra sıfır, bir ve iki numara şeklinde boyutlarının ayrıldığını dile getiren Oruç, sıfır numara denilen küçük turşuların daha çok tercih edildiğini söyledi. Oruç, “Salatalığı tarladan toplamak elbette zor. Sıcağı, soğuğu yok. Bir buçuk ay boyunca yani 40-50 gün boyunca devamlı olarak fidemiz salatalık verir. Bizlerde bunu gün aşırı toplamak zorundayız” şeklinde konuştu.

Tavsiye üzerine satış yapılıyor

Oruç, “Yapılan turşularımız kış boyu devam eder. Seneye kalmaz. Şubat, Mart gibi bitmiş olur. Bizim zaten belli sabit müşterilerimiz var. Büyük turşu fabrikaları genellikle marketlere veriyor bizim onlarla bir işimiz olmuyor. Biz eşe dosta veriyoruz. Turşu verdiğimiz kişilerde ürünümüzü yiyen kişilerde duyup gelerek bizden alıyor o şekilde her yılı dolduruyoruz” dedi.

Turşu nasıl kurulur?

“Boyutlarına ayrılan, yıkanıp iğnelenen turşular turşu için hazır hale geliyor” diyen Oruç, “Sonrasında tuz, sirke ve suyla bir karışım hazırlıyoruz. Sirke zaten başlı başına bir koruyucu unsur. Biz içerisine güzel koku vermesi için defneyaprağı da ekliyoruz. Kimisi bunu tercih etmez. Sonra limon tuzu, karabiber ve sarımsakta ilave ediyoruz. Daha sonra suyu turşuya yeteri kadar koyuyoruz ve ağzını kapatıyoruz. Bir bir buçuk ay sonrasında da yemeye hazır hale geliyor” diye konuştu.

Herkesin turşu kurma şekli farklıdır

Oruç, herkesin turşu kurma biçiminin farklı olduğunu belirterek, “Bizim yaptığımız turşuyu beğenmeyen de çok insan olabilir veya biz misafirlikte yediğimiz turşunun tadını tuhaf da bulabiliriz. Lezzet farkı var. İçine giren malzeme aynı olsa bile içerisine atılan veya ölçüsünden bile tadı değişebilir. Tuz oranından, içine katılan karabiberden bile fark ediyor. Çünkü kimisi katar, kimisi katmaz, kimisi ölçüsünü az atar, kimisi acıyı daha çok tercih eder veya içerisine daha çabuk olsun diye nohut atar gibi birçok unsur turşunun tadında değişiklik yapabilir” dedi.

Çubuk turşusunu turşu yapan suyudur

Oruç, 1955 yılından itibaren Turşu yapılan Aşağı Çavundur köyünün neden turşunun vatanı olduğunu gazetemize şu şekilde aktardı; “Turşunun ilk çıktığı yer burası. Burayı ve turşuyu diğer yerlerden ayıran en önemli özellik suyu. Bizim suyumuz şebeke suyu değil. Taşlı yani kireçli sudan yani kuyudan geliyor. Bu turşuya lezzet veren de bu. Çünkü şebeke suları klorlu. Turşuyu sertleştirmiyor. Bir diğeri ise tamamen organik içerisinde herhangi bir katkı malzemesi yok.”

İki tarafında gönlü olsun

Oruç, “Bizler burada tamamen organik turşu yapıyoruz. Bu köyde herkes turşu yapıyor. Perakende satış yapanda var. Bizler gibi eşe dosta satanda var. Herkesin ekmek kapısı ayrı. Biz yaptığımız işçiliği fiyatlarımıza dâhil etmeden alan ve satanı memnun edecek şekilde oluşturduk. Maliyetin altında satıyoruz. Tam kazancımızı fiyatlarımıza ve müşteriye yansıtmıyoruz. Bu sebeple kazancımız az” dedi.

Buket Beslen/İLKSAYFA-