Kuduz riskinde ilk 24 saat önemli

Kuduz riskinde ilk 24 saat önemli

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meliha Çağla Sönmezer, ısırılan kişilere ilk 24 saat içinde kuduz aşısı yapılmasının hayati önemde olduğunu söyledi.

Sahipsiz, takibi olmayan ve aşısız köpek, kedi veya vahşi hayvanlar tarafından ısırılma ve tırmalanma ölümcül "kuduz" hastalığı riskini de beraberinde getiriyor. Bu riskten korunmanın tek yolu ise mümkün olan en kısa sürede aşılanma.

Ancak birçok kişi böyle bir ısırılma ya da tırmalanma durumunda sağlık kuruluşlarına başvurmakta gecikebiliyor. Oysa ilk 24 saat içerisinde yapılan ve ilk dozun verildiği günü takip eden süreçte doğru periyotta uygulanan toplam 4 dozluk kuduz aşısı, hastalık riskine karşı yüzde 100 koruma sağlıyor.

Kuduz hastalığı, bulaşma ve korunma yollarına ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Sönmezer, kuduzun hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalık olduğuna dikkati çekti.

"AŞI İLE ÖNLENEBİLEN BİR HASTALIK"

Sönmezer, "Kuduz, özellikle vahşi kedi, köpek ısırmaları, ormanlarda yaşayan vahşi hayvanların ısırmalarıyla bulaşıyor. 'Rabies' isimli virüs kaynaklı ve ne yazık ki bulaştığında yüzde 100 ölümcül seyrediyor. Fakat şanslı olduğumuz kısım, yüzde 100 ölümcül olmasına karşın aşı ile önlenebilen bir hastalık." diye konuştu.

Kuduz aşısının ısırılma veya tırmalanma sonrası uygulanmasının hayati önem taşıdığını, bu sayede kuduzun belirtiler ortaya çıkmadan atlatılabildiğini dile getiren Sönmezer, ısırılma sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvuran kişilerin risk durumlarının Sağlık Bakanlığı Kuduz Saha Rehberi Yönergesi doğrultusunda değerlendirildiğini bildirdi.

"AŞILI HAYVANLAR RİSKLİ DEĞİL"

Doç. Dr. Sönmezer, bu çerçevede, vahşi köpek, kedi veya farklı hayvan ısırmalarının en üst seviyede riskli temas olarak tanımlandığını, bu şekilde sağlık kuruluşlarına başvuran kişilerin hızla tedavisine başlandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir hayvan tarafından derinin yalanması, dokunulması riskli bir temas değil. Burada en önemlisi, sahipli, gözlemlenebilir, aşılı bir hayvan tarafından ısırılmak kuduz riskinin sıfır olduğu anlamına geliyor. Böyle bir ısırılmada hayvanın aşı karnesi ve rabies aşısını olduğu belirlendiğinde kişiye bir uygulama yapmamıza gerek kalmıyor. Sadece yaranın bakımı ile ilgili önerilerde bulunuyoruz.

Ancak vahşi bir hayvan tarafından derinin en alt tabakasına kadar uzanan, derin ısırıklar en üst seviye risk demektir. Böyle bir durumda hem kuduz aşısı hem de immünglobülin yapıyoruz. Bu tedaviyle kuduza karşı yüzde 100 koruyuculuğu sağlamış oluyoruz."

TEDAVİNİN HEMEN BAŞLAMASI ÇOK ÖNEMLİ

Kuduz aşısı uygulamasında zamanlamanın da önem taşıdığını vurgulayan Sönmezer, "Isırılma yaşayan ve risk kategorisinde değerlendirilen hastalara hemen aşı ve immünglobülin uygulanması gerekiyor. Fakat bazen kişiler çeşitli nedenlerle hastaneye başvurmakta gecikebiliyor. Böyle bir durumda da zamanlama ne olursa olsun tedaviyi uygulamaya başlıyoruz." ifadesini kullandı.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.