Kovid-19 küresel acil durumdan çıkmasına rağmen ölümler sürüyor
DSÖ, 2023 yılında Kovid-19'u "Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu" sınıfından çıkarmasına rağmen, virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı artmaya devam ediyor. Salgın, dünya genelinde 7 milyondan fazla insanın yaşamına mal oldu.
Kovid-19'un ilk vakaları, 2019'un sonunda Çin'in Hubey eyaletinin Vuhan kentinde o günlerde sebebi bilinmeyen gizemli solunum yolu rahatsızlığı şikayetiyle ilk hastaların hastanelere başvurmasıyla görülmeye başlandı. 2020'nin başında ise bu hastalıktan ilk ölüm kayıtlara geçti.
İlk kez Vuhan'da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülen hastalığa, yarasalarda bulunan bir beta koronavirüsün mutasyona uğramış hali olduğu tahmin edilen, daha önce bilinmeyen türdeki bir koronavirüsün sebep olduğu anlaşıldı. İlk başlarda hızla yayılan Kovid-19'a ilişkin yeterli verinin olmaması, zamanla virüsün Çin içinde ve dışında yayılarak tehdit oluşturmasına, devletlerin ve ileri gelen organizasyonların küresel çağrıda bulunmasına yol açtı.
SALGININ DÜNYAYA YAYILMASI
Çin dışındaki ilk vaka 13 Ocak 2020'de Tayland'da görülürken, salgın iki gün sonra Japonya'ya, yaklaşık bir hafta sonra ise ABD'ye sıçradı. Daha sonraki vaka Vuhan'a seyahat eden 3 Fransız vatandaşta görüldü. Hastalığın Avrupa'ya, daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE), Mısır'a ve nihayetinde Afrika'nın geneline görülmesiyle Kovid-19 dünyada yayıldı.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "SARS-CoV-2" virüsünün yol açtığı Kovid-19 vakalarının küresel endişe uyandırmasının ardından 30 Ocak 2020'de "Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu" ilan ettiğini duyurdu. DSÖ, 11 Şubat 2020'de yaptığı açıklamada, salgının adının "COVID-19" (Coronavirus Disease 2019) olarak değiştirildiğini açıkladı.
11 MART 2020'DE "PANDEMİ" İLAN EDİLDİ
Vaka ve ölen sayılarındaki artışın kritik düzeye ulaşması üzerine DSÖ, 11 Mart 2020'de Kovid-19 salgınını "küresel pandemi" ilan ettiğini bildirirken, bugün aynı zamanda Türkiye'de ilk vaka tespit edildi. Tarihler 4 Mart 2020'yi gösterdiğinde Kovid-19 vaka sayısı 1 milyonu aştı.
KOVİD-19'UN YAYILMASINI ÖNLEMEYE YÖNELİK ALINAN TEDBİRLER
Sebebi anlaşılamayan "solunum rahatsızlığı" şikayetiyle ilk hastanın 17 Kasım 2019'da hastaneye başvurmasının üstünden 100 gün geçmesinin ardından DSÖ, insanlara "evde kalın" çağrısında bulundu. Bu süre zarfında salgının yayılmasını engellemeye yönelik uygulanan tedbirler kapsamında birçok ülkede, kamuya açık alanlarda maske kullanımı zorunlu hale getirildi. İş yerleri ve okullarda "yüz yüze" faaliyetler askıya alınarak "çevrim içi" yöntemlere başvuruldu.
DSÖ, 5 Haziran 2020'de maske kullanımına ilişkin yayımladığı raporda, hükümetlerin halka açık alanlarda cerrahi maske kullanımını teşvik etmesi yönünde çağrıda bulundu. Tedbirler kapsamındaki "kapanmalar", ekonomik, sosyal, siyasi ve psikolojik boyutlarda toplumları ve insan ilişkilerini olumsuz etkiledi. Kişilerin Kovid-19 taşıyıcısı olup olmadığının belirlenmesinde yol gösteren PCR testi uygulaması hayata geçirildi.
Başta DSÖ olmak üzere çoğu hükümet, vatandaşlarını "hijyen, sosyal mesafe, maske ve karantina" gibi önemlerin alınması gerektiği yönünde teşvik etti. Hastalığın görüldüğü kişilerle temas edenlere, evlerinde en az 14 ile 21 gün kalmalarını gerektirecek karantina uygulaması benimsendi.
MUTASYON SONUCU OLUŞAN VARYANTLAR
Öte yandan, 2020'nin sonunda Kovid-19'un dünyaya yayılması sonucu geçirdiği mutasyonlar yeni varyantların ortaya çıkmasına yol açtı. DSÖ, oluşan varyantları, virüsün bulaşıcılığını, yayılma riskini, öldürücülüğünü, hastalık belirtilerinin değişip değişmediğini ölçmek için "Endişe Verici Varyant" (VOC) ve "İzlenmesi Gereken Varyant" (VOI) olarak iki sınıfta inceledi.
"Alfa" ismi verilen, İngiltere'de Eylül 2020'de tespit edilen varyantın yanı sıra Güney Afrika'da Beta, Brezilya'da Gama ve Hindistan'da Delta, yine Güney Afrika'da görülen Omicron varyantları, DSÖ'nün "Endişe Verici Varyant" (VOC) listesinde yer aldı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.