Kaş yaparken göz çıkarmayalım
Hayvan Hakları Savunucusu Rabia Erentuğ, sokak hayvanlarına verilen “artık yemekler” konusunda önemli uyarılarda bulunarak “Örneğin balık kılçığı hayvanı öldürebiliyor. Atık yemek içindeki kürdan da hayvanlara ciddi zarar verebiliyor" dedi.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gününde gazetemize konuşan Ankara Kent Konseyi Hayvan Hakları Sözcüsü Rabia Erentuğ, sokak hayvanlarına verilen “artık yemekler” konusunda önemli uyarılarda bulunarak “Örneğin balık kılçığı hayvanı öldürebiliyor. Atık yemek içindeki kürdan da hayvanlara ciddi zarar verebiliyor. Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım” dedi.
MÜCADELE VERİYORUZ
Rabia Erentuğ, “Bugünler bizim için farkındalığı yükseltmek ve artırmak için önemli zamanlar en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. İyi ki böyle bir gün olmuş. Böyle günlerde mücadele veriyoruz. Halkta biz bu konuyu tek bir güne indiremeyiz görüşü oluyor ama bazen de indirmemiz gerekiyor ki o gün o algıyla beraber onu göstermemiz gerekiyor. Aslında bu her özel günde oluyor. Anneler günü oluyor, sevgililer günü oluyor. ‘Bir güne mi sığdırıyorsunuz?’ diyenler oluyor çevremizde. Evet, her gün sevdiğimiz insan aranmalı, sorulmalı. Bizim için de böyle bizler her gün hayvanları seviyoruz, koruyoruz, besliyoruz. Onların hak ve özgürlükleri için mücadele ediyoruz ama herkesin duyması ve ulusal anlamda kullanması için böyle günler mecburen gerekiyor. O yüzden de bu etkinlikler çok önemli.”
YENİ NESİL GENÇLER ETKİN ROL OYNUYOR
Halk kanadında etkileşimin arttığına değinen Erentuğ, “Halk bazında fazla bir etkileşim var. Özellikle de yeni nesil gençleri ben çok önemsiyorum. Atatürk’ün de dediği gibi her şey gençliğin elinde. O yüzden onların bu konudaki farkındalığı çok hoşuma gidiyor, önemsiyorum ve ailelerini değiştirmede etkin rol aldıklarını düşünüyorum. Aile kafasını, yapısını da değiştirecek kesim onlar. Onların bu konudaki tutumu çok güzel. Eski nesilde olan değişimler onların sayesinde. Mesela hiç hayvanla etkileşimi olmayan, sevmeyen insanlar çocuklarının hatırına kedi, köpek alıp veya sokak hayvanlarını besleyip sonrasında hayvan sever olmuş ya da evindeki hayvana çok bağlanmış. ‘Keşke daha önce hayvan edinseymişim’ diyen insanlar oluşmaya başladı. Bunlar yeni nesilin bize kazandırdığı güzel olaylar, onların değişimi, onların farkı” ifadelerini kullandı.
BİLİNÇSİZ BESLEME
Erentuğ sokak hayvanlarını koruma ve besleme konusunda insanların bilinçsiz besleme davranışlarıyla hareket ettiğine dikkat çekerek, “Sokak hayvanına evde yediğimiz bir yiyeceği veriyoruz, bağırsağını parçalayabiliyor. Kediye süt veriyoruz, öldürüyor. Güvercine mayalı ekmek veriyoruz onu öldürebiliyor. İnsanlar bu konuda bilinçsiz. İnsanların bilinçsizliğinden kaynaklanarak hayvanlara zarar vermesinin bilinçli şiddetten bir farkı olmuyor. Maalesef bu konuda da çok fazla kayıp veriyoruz. Balık kılçığı veriyorlar, hayvan onu nasıl yesin? Senin yerken balık kılçığı boğazına takılıyor. Onun takılmaz mı? Ölüyor hayvan. Kaç tane hayvanın boğazından, dilinden, damağından kılçık çıktığı görülüyor. Tavuk kemiği de aynı şekilde. Bıçak gibi onlar. Mideyi, bağırsağı parçalıyor. Maalesef önünü alamıyoruz, dikkat edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
ATIK YEMEKLERİN AYRIMI ZOR
Bilinçsiz beslemenin dışında hayvan hakları savunucuları olarak yaşadıkları en köklü sorunun restoranlarla atık yemekler konusunda anlaşsalar bile mutfak çalışanının gerekli özveri ile çalışmadığını dile getiren Erentuğ, “Biz restoranlarla atık gıda konusunda anlaşıyoruz. Restoran sahipleri çok sıcak ve olumlu yaklaşıyor. Hiçbir problem olmuyor. Bizim problemimiz mutfak çalışanlarıyla. Mutfak çalışanları o gıdaları ayırmıyor. Tabaktakini olduğu gibi döküyor. O tabağın içinde limonda oluyor, kürdanda, tatlı da, peçetede. O hayvanın yiyemeyeceği her şey var. Siz onları direk döktüğünüz zaman biz onları hayvanlara ulaştırdığımızda ayıramıyoruz. Böyle bir şansımız yok” dedi.
HER SİSTEMİN TIKANAN BİR NOKTASI OLUYOR
Erentuğ, ayırılmadan atılan gıdaların içerisinde yer alan kürdanın hayvanın sağlığını tehlikeye atarak ölümüne neden olduğunu söyleyerek, mutfak çalışanlarının tabakları ayırmaya uğraşmamalarının işleri çıkmaza soktuğuna vurgu yaptı. Erentuğ, “O hayvanın ona ihtiyacı var ve bu senin elinde. Basit hatta saniyelik bir şey. Mutfak çalışanları bunu bir defa deneyimlediğinde, iyilik yapıp mutlu olduğunda zaten bunu hep devam ettirmek istiyor. Evinin önüne bir tas su koymakla aynı şey ama maalesef işin içinde insan olunca her zaman işimiz zor oluyor. Kurduğunuz her sistemin tıkanan bir noktası oluyor bu konunun tıkanan yanı da mutfak çalışanları. Aslında onlar bu işi güzel yapıverseler, Türkiye çapında çok güzel işler olacak” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Buket Beslen / İLKSAYFA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.