Karikatür sanatı eleştiri ve mizahı birleştiriyor
Karikatürist Emre Yılmaz, sanatın eleştirel olması gerektiğini, karikatür sanatının ise eleştirelliği yansıttığını vurguladı. Yılmaz, “Eleştiriyi mizahla birleştirerek topluma sunmak lazım. Bunu yaparken aradaki ince çizgiyi kaçırmamak çok önemli” dedi.
Karikatür Atölyesi’nin Kurucusu sanatçı Emre Yılmaz, karikatür yolculuğunu, sanat ve eleştiriyi birleştiren noktaları gazetemize anlattı. Hayatı boyunca Ankara’da yaşayan ve Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan Yılmaz, “Her çocuk çocukluğunda resim yapar fakat bırakmadan, kopmadan devam ettiriyorsa bu içinde isteğin olduğunu gösterir. ‘Ben de bir yetenek var, ben her şeyi halledebilirim’ gibi bir durum söz konusu değil. Çok ciddi ve disiplinli çalışmak lazım. Ben bu işin organizasyon kısmını da, çerçevelemesini de, hamallık kısmını da, içeriğini çizmeyi de çok seviyorum. Her aşamayı çok seviyorum. Bunun dışında sanat eleştirel olmalı. Karikatür de bunun en üst seviyesidir. Mizah ve komedi ile bunu yoğurup düzgün bir şekilde yansıtmak gerekiyor. Onun ince bir çizgisi var. Bir tık üste taşıdığınızda hakaret boyutuna erebiliyor” dedi.
İÇTEN GELEN BİR YETENEK
Karikatürist Emre Yılmaz, “İçten gelen yetenek diye bir şey olabilir. İçten gelen bir istek tabii ki doğuştan gelen bir durum. Aslında ben de her çocuk gibi çocukluğumdan beri resim çiziyorum. Her çocuk küçüklüğünde bir resim yapmıştır. Bu istek 8-9-10’uncu yaşlarına geldiğinde kopmaya başlıyor. Oradan sonra devam edebiliyorsa o çocukta bir istek var, demektir. Bırakmıyor ve devam ediyor. Ben de bu istek devam etti ama çok ciddi ve disiplinli çalışmak lazım. ‘Ben de bir yetenek var, ben her şeyi halledebilirim’ gibi bir durum söz konusu değil. Çok eğlenceli bir iş ve sevdiğiniz zaman disiplin kısmı da zaten hallolmuş oluyor. Çünkü sevdiğin için çok çalışıyorsun” ifadelerini kullandı.
KİŞİNİN İSTEĞİ VARSA ZORLUĞUNU GÖRMÜYOR
Liseyi bitirdikten sonra kısa bir dönem turizm bölümü okuduğunu dile getiren Yılmaz, “Staj yaptığım dönemlerde canım sıkıldığı zaman, karikatür çiziyordum. Oranın bana avantajı, dünya geneli o kadar çeşit insan tanıdım ki bunlar karikatürlerime de yansıdı. İngiliz bir teyzem vardı ve sürekli iletişim halindeydik. Almanlar, İsrailliler, Filistinliler, Ruslar gibi birçok ülkeden insan tanıdım. Bizim işimiz insanlarla ve canlılarla. Cansız varlıklar da tabii ki bizim konumuz. Ben masayı da konuşturabilirim. Yine tabii ki ona da bir canlı özelliği ekliyorum. Staj beni çok zorlamıştı ama şimdi baktığımda; birçok insani özellik biriktirmişim. Şimdi hepsini kullanıyorum. Başa dönecek olursak; bu yoğun bir istek gerektiriyor çünkü teknik kısımları biraz zorlayıcı olabilir. O zorluğu alabilmek için de o istek olunca, insan içinde o zorluğu görmüyor” dedi.
YILMAZ: “HER AŞAMAYI ÇOK SEVİYORUM”
Üniversite birinci sınıftayken Karikatür Vakfı’nın kurucusu Nezih Danyal ile tanıştığını dile getiren Yılmaz, Nezih Danyal’ın önünü açtığını dile getirdi. Yılmaz, “Nezih hoca benim için motivasyon ve bilgi kaynağı oldu. Geleceğimi şekillendirdi. Karikatür çizme yolcuğunda ben bu işin organizasyon kısmını da, çerçevelemesini de, hamallık kısmını da, içeriğini çizmeyi de çok seviyorum. Karikatüristleri bir araya getirmekte benim çok hoşuma gidiyor. Her aşamayı çok seviyorum. Bu yüzden Ankara’da ve Türkiye’nin başka şehirlerinde de organizasyon, karikatür sergileri, yarışmalar yaptık” diye konuştu.
YOLCULUK ‘OBUR’ MİZAH DERGİSİ İLE BAŞLADI
Yılmaz, “Nezih hoca ile tanışmadan önce üniversite yıllarımda ‘Obur’ adı altında bir mizah dergisi oluşturdum. 2006 yılından bu yana var olan bir mizah dergisi. 17’inci yılımızı doldurmuşuz. İlk onunla dijital bir ortamda başladık. Çünkü basmaya maddi olarak gücümüz yoktu. Öğrenci olduğumuzdan dolayı basabilmemiz pek mümkün değildi. O dönem harçlıklarla anca geçinebiliyorduk ve bu yüzden dijital mecra üzerinden ‘Obur’ mizah dergisini çıkarmaya başladık. Obur mizah aslında burada ne görüyorsanız onun dijital haliydi” dedi.
MALZEME İLE BÜTÜNLEŞİLMESİ GEREK
Yılmaz, geçmiş ve günümüz arasındaki sanata bakış açısını ise şu sözlerle dile getirdi: “Sanata bakış açısından bayağı bir geriledik. O dönemi hatırlıyorum, şimdiki ile kıyasladığımda o zamanın ne kadar güzel olduğunu anlıyorum. Mesela biz elimizde bir iş varsa okulda kalıp o işi bitirmek için elimizden geleni yapıyorduk. Elimdeki iş bitmiş olsa bile farklı şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Şimdi saat 17.00 olduğunda herkes dışarı. Bu durum tamamen ‘Memur Zihniyeti’ gibi olmuş. Öğrenciler de bu kafada olmaya başlamış. Ben son sınıfa geldiğimde birinci sınıfları gördüğümde bir şeylerin değiştiğini anlamıştım. Ben seramik yapıyordum, o dönem kıyafetlerim çamurlu ve saçımın içerisinde her şeyi bulabilirdiniz. Otobüse bindiğimde bir usta edasıyla etrafta dolaşırdım. Birinci sınıfları o dönem incelediğimde, ‘üstüm başım kirlenmesin’ diye uzaktan uzaktan işi yapmaya çalışıyorlardı. Bu iş öyle bir şey değil, bütünleşmen gerekiyor. Kirlenmen ve malzemeyle bütünleşmen lazım. O ürettiğin ürün sensin sonuçta. Uzaktan ve samimiyetsiz bir şekilde yaparsan yaptığın işte samimiyetini kaybediyor” dedi.
MİZAH YAPMANIN İNCE ÇİZGİSİ VAR
Birçok sanat dalı içerisinde yer alan Karikatürist Emre Yılmaz, “Ben kesinlikle karikatüristim. Diplomam seramik üzerine olmasına rağmen ben hiçbir zaman onu söylemiyorum. İyi ki de okumuşum çünkü o teknikleri hiçbir yerde öğrenemezdim. Alçının kalıpları, kil çeşitleri ki o bile ayrı bir dünya. Seramik de tek hoşuma gitmeyen üretim sürecinin çok uzun sürüyor olması. En azından benim için çok uzun bir süre. Karikatüre ise bunun tam tersine çok hızlı. Hem görüyorum hem de tepkiyi aldığım için hemen bitirebiliyorum ve yenisine başlayabiliyorum. Seramik de neredeyse bir iş bir ay sürüyor. Seramik de harcadığım süre boyunca karikatürde bir sergi çıkartabilirim. Bunun dışında sanat eleştirel olmalı. Karikatür de bunun en üst seviyesidir. Mizah ve komedi ile bunu yoğurup düzgün bir şekilde yansıtmak gerekiyor. Onun ince bir çizgisi var. Bir tık üste taşıdığınızda hakaret boyutuna erebiliyor. Dozunu iyi ayarlamak gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Buket Beslen/ İLKSAYFA-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.