Karahantepe'de çalışmalar başladı
Neolitik dönemin önemli yerleşimleri arasında yer alan Şanlıurfa'daki Karahantepe Ören Yeri'nde 3 ay sürecek olan 2023 kazı çalışmaları 40 kişilik bir grupla başladı.
Şehir merkezine 46 kilometre mesafede bulunan Tek Tek Dağları Milli Parkı içindeki arkeolojik alanda 2017'de başlatılan kazı çalışmaları sürüyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'deki yapılara benzeyen ve ilk belirlemelere göre neolitik döneme ait "T" biçiminde 250'nin üzerinde dikili taş tespit edilen alandaki çalışmalarda bu yıl önemli bulgular elde edilmesi hedefleniyor.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan Taş Tepeler Projesi çerçevesinde 2023 kazı çalışmalarına başladıklarını söyledi. Bu yıl çalışmalara Şanlıurfa Valiliği ve kentteki belediyelerin önemli destek verdiğini anlatan Karul, şöyle konuştu: "Bu durum, bizim olanaklarımızın artması anlamına da geliyor. Böylelikle burada daha efektif çalışma yapmamıza olanak sağlanıyor. Çalışmalarımız yaklaşık 3 ay sürecek. Planlamasını yaptık ve bu Taş Tepeler Projesi'ndeki bütün kazılar için geçerli. Karahantepe'de 40'a yakın kişi çalışıyor. Taş Tepelerin tamamında ise bu sayı 70'i buluyor. Tabii bu sürenin tümü için geçerli değil. Belirli dönemlerde sayımız azalacak, belli dönemlerde artacak. Yaz aylarında Şanlıurfa'da bir arkeoloji grubunun, büyük bir kalabalığın, bilim insanlarının bir araya geldiği ve bunun bir nevi çok hızlı, yoğun, etkin bir bilgi üretiminin gerçekleştiği şeklinde yorumlamamız doğru olur." Karul, bölgedeki kazıları çok önemsediklerine dikkati çekerek, 12 bin yıl önceye uzanan ilk köylerdeki arkeolojik kazıların Şanlıurfa’nın uygarlık tarihine yaptığı katkıyı da gözler önüne sermesini öngördüklerini kaydetti.
"BUĞDAY, ARPA VE BAKLAGİLLERİN YABANİ TOHUMLARINA RASTLADIK"
Karahantepe, Göbeklitepe ve geçen yıllarda kazılan yerlerle birlikte 10 arkeolojik alanda çalışmaları sürdüreceklerini dile getiren Karul, Karahantepe'de geçen yıl açığa çıkardıkları kalıntıların içinde elde edilen buluntuların değerlendirilmesine yönelik yıl boyu çalışmalar yaptıklarını da vurguladı. Bunların içinde özellikle arkeobotanik verilere ilişkin sonuçlar olduğunu aktaran Karul, şu bilgileri verdi:
"Özellikle buğday, arpa ve baklagillerin yabani tohumlarına rastladık. Ama çok az sayıda da bunların tarıma alınmış örnekleri olabilecek türlerle karşılaştık. Bu da bize yerleşikliğin başlangıcında insanların henüz avcı, toplayıcı bir yaşam sürdüğünü, zaman içinde de evcilleştirmeye ve tarıma başladıkları sorularına cevap niteliğinde. Ama tabii bunlar az sayıdaki veriyle çok açık konuşabileceğimiz şeyler değil, nihayetinde zaman içinde sorularımıza cevap bulabileceğimize ilişkin buluntular olduğunu söyleyebiliriz."
GEÇİCİ ÇATI PROJESİ HAYATA GEÇİYOR
Yeni etap çalışmaları hakkında bilgi veren Kural, "2023 yılında daha çok bugüne kadar kazısı yapılan alanlarda devam etmeyi ve bu kalıntıları koruma-sağlamlaştırma işlemleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." dedi. Alanın zorlu doğa koşullarına sahip olduğunu belirten Kural, şunları kaydetti: "Burası doğa koşulları zor bir yer. Yani ısı farkı çok sert olduğu bir yer, rüzgar alan bir yer. Dolayısıyla gerek yapıların duvarları gerekse dikili taşların üzerindeki kabartmalar bu şartlardan olumsuz yönde ciddi şekilde etkilenmeye açık. Alanın da korunmasına yönelik birtakım proje çalışmalarımız oldu. Bugüne kadar tasarım niteliğinde 7 çatı projesi çalışıldı. Bunlardan bir tanesinin üzerinde karar kılmış gibiyiz. Önümüzdeki hafta buradaki zemin etütlerini tamamladıktan sonra o seçtiğimiz projenin nihai projesini elde edeceğimizi varsayıyoruz. Kısmet olursa da 2023 veya gelecek yılın başında burada bir koruma çatısının inşasının çalışmasına başlanması söz konusu."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.