İstanbul Üniversitesi taş yağmuruna tutuldu: Eline taşı alan üniversiteye gönderdi
İstanbul Üniversitesine (İÜ) Türkiye'nin dört bir yanından "gök taşı" (meteor) diye binlerce taş gönderildi ancak incelenen parçalardan hiçbiri gök taşı çıkmadı.
Son yıllarda gözlenen meteor yağmurlarıyla birlikte evrenin oluşumuyla ilgili sırları içinde barındıran gök taşlarına ilgi arttı. Değeri milyonlarca liraları bulan bu parçaları, sıradan yeryüzü taşlarından ayırmak pek kolay değil. Türkiye'nin dört bir yanından vatandaşlar, sıra dışı görünüşüyle gök taşı olabileceğini düşündükleri taşlarla İÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümüne başvuruyor. Taşları veya fotoğraflarını gönderen ya da bizzat kendileri üniversiteye getirenler, akademisyenlerden bilgi alıyor.
Akademisyenler, öğrencileriyle birlikte taşların dış görünümlerini inceliyor ve bir dizi teste tabi tuttuktan sonra nihai sonuca varıyor. Bugüne dek incelenen hiçbir taşın gök taşı olduğu saptanmazken, meraklıların fakülteye hediye olarak bıraktığı birçok taş öğrencilerin eğitiminde kullanılıyor. Üniversitedeki tek gerçek gök taşı ise 1964 yılında Çanakkale'nin Bayramiç ilçesine düşen meteorun 3 parçasından biri. Maddi değeri çok yüksek olan bu gök taşı, bilimsel araştırmalar için büyük önem taşıyor.
İnce yanık bir dış kabuğu olan meteor parçasının içi boşluklar barındırmayan gri renkli yapısıyla sıradan bir taşa benziyor. Ancak değeri göz önüne alınarak, çıplak elle dokunulmasına izin verilmiyor ve ayrı bir yerde tutuluyor.
ODASI VATANDAŞLARIN GÖNDERDİĞİ TAŞLARLA DOLU
İÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Hüseyin Esenoğlu, araştırmalarını ve vatandaşların bu alana ilgisini anlattı. Üniversitenin tarihi Beyazıt yerleşkesindeki odası farklı renklerde ve büyüklükte taşlarla dolu olan Esenoğlu, kendilerine gelen tüm taşları incelediklerini ve vatandaşları mutlaka bilgilendirdiklerini söyledi.
Sosyal medyadan ve haberlerden etkilenenlerin kendilerine başvurduklarını anlatan Esenoğlu, "Dağ, bayır, her yer taş. Bunların dünyaya mı ait oldukları yoksa uzaydan mı geldiklerinin ayırt edilmesi bilgi ve tecrübe istiyor" dedi. Türkiye'nin her yerinden ve yurt dışından kendilerine taş gönderildiğini dile getiren Esenoğlu, şunları aktardı:
"Vatandaşlarımız ayağımıza kadar gelmiş, 'Acaba bu gök taşı mıdır?' diye merak ediyor. Getirdikleri parçanın gök taşı olup olmadığını bizden raporlamamızı istiyorlar. Çoğundan taşların fotoğraflarını elektronik postayla göndermelerini istiyoruz. Bir taş örneğinin gök taşı olup olmadığını görselinden, dış kabuğundan, şeklinden ve üzerinde kabuk olup olmadığı bilgisinden anlayabiliyoruz. O yüzden masraf yapmadan, laboratuvara göndermeden onu hemen raporlamak, gök taşı olup olmadığını belirlemek kolay."
Her meslek grubundan insanın gök taşlarına ilgisi olduğunu ve hemen hemen her gün elektronik posta aldığını belirten Esenoğlu, "Rengi biraz siyah olursa televizyonlarda, sosyal medyada benzer bir yön bulurlarsa taşları hemen getiriyorlar veya gönderiyorlar. Binlerce gök taşı örneği veya fotoğrafı gönderildi. Kendisi getirenler de oluyor ama hiçbirisinde gönül rahatlığıyla gök taşı diyeceğimiz bir örnek gelmedi." ifadelerini kullandı. Vatandaşların meteor çıkmayan taşları fakülteye hediye ettiğinin altını çizen Esenoğlu, bu taşları öğrencilerin eğitiminde de kullandıklarını, çoğu taşı öğrencilerine armağan ettiğini kaydetti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.