İsrail ekonomik darboğaza sürükleniyor
Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Altay Atlı, Ekim 2023'ten beri İsrail ekonomisinde yaşanan değişiklikleri ve ilerleyen zamanlarda yaşanabilecek krizleri anlattı.
Dr. Altay Atlı'nın yazısında şunlar yer aldı:
"İsrailli makamlar tarafından açıklanan makroekonomik verilere göre, savaşın ekonomi üzerindeki etkisi kısıtlı görünse ve hatta bazı alanlarda Ekim 2023’den sonra yaşanan ilk kırılmalardan sonra bir toparlanma tespit edilse de özellikle Gazze’de devam eden insanlık krizi ve İsrail’in uluslararası toplum tarafından giderek daha fazla dışlanması nedeniyle İsrail ekonomisini orta ve uzun vadede daha zorlu bir dönem bekliyor.
İsrail Merkez İstatistik Bürosu verilerine göre ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH), 2023'ün üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 büyürken, savaşın etkisiyle yılın son çeyreğinde yüzde 4'lük bir küçülme söz konusu oldu. Ancak 2024’ün ilk çeyreğinde başlayan nispi toparlanmayla yıllık bazdaki bu daralma yüzde 1,2 seviyesine indi. Kamu borcunun GSYH’ye oranı 2022’deki yüzde 60,7 seviyesinden 2023’te yüzde 63,4’e çıktı. Ancak bu oran örneğin Kovid-19 salgını yılı 2020’deki yüzde 70,6’nın halen altında. İsrail'in Haziran 2024 itibarıyla döviz rezervleri 210,5 milyar dolar seviyesinde ve burada henüz ciddi bir azalma yok. Ülkede çatışmaların başladığı Ekim 2023’te yüzde 3,8 olan enflasyon ise şu anda yüzde 2,9 seviyesinde. Bu tablo aslında çok da olumsuz değil.
ORTA VE UZUN VADEDE KRİZLER YAŞANABİLİR
İsrail ekonomisi, Ekim 2023 öncesinde oldukça istikrarlı sayılabilecek ve Kovid-19 salgınının da etkilerini büyük ölçüde atlatan bir yapıya sahipti. İhracata odaklı, üretkenliğini artıran, teknolojiye ve startup'lara yatırım yapan İsrail ekonomisi savaş ortamına da bu şekilde girdi. Ülkedeki ekonomik tablonun olumlu görünmesinin sebebi de bu.
Ancak kısa vadede rakamlarda çok büyük bir sorun görünmese de, İsrail ekonomisine Ekim 2023’ten önce rekabet avantajı sağlayan unsurlar; savaşın etkileri, ülkenin içinde bulunduğu derin siyasi istikrarsızlık ortamı ve ülkenin giderek artan uluslararası izolasyonu nedeniyle tehdit altında. Mevcut jeopolitik durum İsrail ekonomisinin küresel ekonomiyle bağlantılarını giderek zayıflatıyor. Bu da orta ve uzun vadede olası bir krizin sinyallerinin daha güçlü bir şekilde hissedilmesine yol açıyor.
İsrail’in ihracatı Kovid-19 salgını sonrasında artmaya başladı. Ancak yaşanan krizle birlikte bu süreç sekteye uğradı. 2024’ün ilk 6 ayına bakıldığında, ülkenin aylık ihracatı istisnasız her ay 2023’ün aynı dönemine göre daha düşük bir seviyede gerçekleşiyor. Bu düşüşler şimdilik Türkiye dahil bazı ülkelerin uyguladığı ambargolar da düşünüldüğünde, beklenen ölçüde değil. Örneğin, Haziran 2024’teki 4,69 milyar dolarlık ihracat, Haziran 2023’ün 5,22 milyar dolarlık ihracatının sadece bir miktar altında. Ancak Filistin’de yaşanan insani krizin derinleşerek İsrail’e ihracat kapılarının daha fazla kapanması, zaten kronik ticaret açığı içerisinde olan İsrail ekonomisini daha büyük bir darboğaza itebilir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.