Hacı Bektaş’ın kökeni nereye dayanıyor? Hacı Bektaş-ı Veli kimdir?

Hacı Bektaş’ın kökeni nereye dayanıyor? Hacı Bektaş-ı Veli kimdir?

Hacı Bektaş’ın kökeni nereye dayanıyor? Hacı Bektaş-ı Veli kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem; nerede yaşadı, hangi eserleri verdi, kerametleri neydi, türbesi nerede? İşte cevabı:

Horasan’dan Anadolu’ya gelerek, Ahmet Yesevi geleneğini yaygınlaştıran ünlü mutasavvıf Hacı Bektaş-ı Veli’nin hayatını sizler için derledik… 

Hacı Bektaş’ın kökeni nereye dayanıyor? Hacı Bektaş-ı Veli kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem; nerede yaşadı, hangi eserleri verdi, kerametleri neydi, türbesi nerede?

İşte cevabı: 

Hacı Bektaşı Veli Horasan'ın Nişabur şehrinde 1209 yılında doğdu. Asıl adı Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata, lakabı Bektaş'tır. Ahmed Yesevi'nin halifesi Lokman Perende'nin bizzat talebesidir. Kendisi mükemmel bir dini ve milli kültür formasyonu almıştır. Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için Türkistan illerinden vazifeli olarak gönderilmiştir. Türkistan'da Ahmed Yesevi ile başlayan tasavvuf hareketi, Anadolu'da Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre ile hayat bulmuştur. Bu üç gönül adamı fikirleri itibariyle birbirini takip eden ve bütünleyen bir zincirin halkalarıdır.

ESAD COŞAN HOCA’NIN KALEMİNDEN MAKALAT

Böylesine mesuliyetli bir görevi üstlenen Horasan Alperenlerinden Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayatı ve eserleri hakkında Prof. Dr. Esad Coşan çok ciddi araştırma ve incelemeler yapmıştır. Esat Coşan Hoca bu konuda “Makalat” adlı eserini kaleme almıştır. Hacı Bektaş Veli'den bahseden kaynakların en eskisi Eflâki Dede'nin "Menâkıbu'l-Arifin" adlı eseridir. Eflâkî, "Hacı Bektaş'ın Baba Resûlullah (Baba İshak)'ın meşhur halifesi olduğunu" söyler. Hacı Bektaş'tan bahseden diğer eski bir kaynak da; Aşıkpaşazade Tarihi'dir. Bu eserde Hacı Bektaş'ın doğum ve vefat tarihleri hakkında herhangi bir açıklamaya rastlanmasa da, seyahatlerinin izah edilmesi kayda değer bir bilgidir. Taşköprüzâde Ahmed, "Ey-şakâiku'n-Nu'mâniyyetî Devlei'l­Osmaniyye" adlı eserinde onu I. Murad ( 1362-1389) devri alimleri arasında zikreder. Fakat Orhan Gazi döneminde ( 1326-1362) yaşadığına dair yaygın görüşler de mevcuttur.

HALK KÜTÜPHANESİNDEKİ BİLGİLER

Hacı Bektaş Veli'nin doğumu ve vefatı konusunda Hacıbektaş ilçesi Halk Kütüphanesinde bulunan bir yazma eserde şu kayıt bulunmaktadır: "Hazine-i Celîle'den Şeref Vürüd olan tomâr-ı kebîrde muharrar olduğu üzere tarihî vilâdet-i şerifleri 606 ( 1209) olarak müdde-i ömr-i şerifleri 63 olmağla 669 ( 1270) senesi vefât-ı şerifleri muharrer olduğundan iş bu mahalle tahrir olundu. Aynı kütüphanede 119 no'daki Vilâyetnâme'de Silsilenâme'den alındığı belirtilen Hacı Bektaş'ın 63 yıl yaşadığı; 1209'da doğup 1270 yılında vefat ettiği kayıtları mevcuttur.

MEVLANA İLE AYNI DEVİRDE YAŞADI

Bu konuda Bedri Noyan da, onun "Nuşabur"da doğduğunu, babasının İbrahim, annesinin Hatem (veya Hateme) Hatun olduğunu nakleder. Bu konuda bu tür ilmi araştırmalar da dikkate alınması gereken bir hususu da belirtmek gerekir. Velâyetnâme'de adı geçen, Mevlâna, Seyyir Mahmud-ı Hayrânî, Nureddin bin Cebe, Hacım Sultan vb. gibi birçok zat 13. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış kimselerdir.

24 YIL SONRA DOĞAN EVLAT

Velâyatnâme'de Hacı Bektaş'ın babasının "İbrahimü's-Sânî", annesinin ise Nişabur şehri âlimlerinden Şeyh Ahmed'in kızı olduğu yazılıdır. Bu hususta şu kayıtlar görmektedir: Sultan İbrahimü's-Sâni ile Hatem 24 yıl evli kaldıkları halde çocukları olmaz. Sultan İbrahim, şehrin ileri gelenlerini toplayarak, bir erkek çocuğunun olması için dualar edilmesini, Kur'an-ı Kerim'den hatimler yapılmasını ister. Buna karşılık ihsanlarda bulunur. Bir hafta kadar hatimler yapılır, dualar edilir. Nitekim Hâteme Hatun Sultan İbrahim'den gebe kalır, müddeti dolunca da nur topu gibi bir erkek çocukları olur. Çocuğunun adını "Bektaş" koyarlar:

"Göricek yüzüni oğlunun o mâh
Adını Bektaş virdi onun şâh" dediler.

SIFATLARI

Gerek Vilâyetnâmelerde, gerekse Hacı Bektaş'la ilgili diğer bazı eserlerde, Hacı Bektaş Veli için söylenen şu sıfatlar vardır: "Kutbu'l Aktâb, mesned-i ul'lul ilhâb, Sultânu'l evliyâ, Burhâmü'l asfıyâ, Fahr-i erbâb-ı Bâbullâh, Envârü'l yâkin, Fatihü'l evbâb-ı sülâle-i hazret-i sâhib-i sırrı ve'l keşf, aşk deryası, Küşâde-i bâb-ı hikmet, Nesl'l sâki-i kevser, sâhib-i keşfi ledünnî, Fahr-ı ma'den-i erkân, Sultânü'l ârifın, ser çeşme-i nûr-ı dîn, Tâcü'l ârifin, Gavsü'l vâsılîn, Heykel-i nûrânî, Kutb-ı Rabbâni..." 

haci-bektas-i-veli-1.jpg

HACILIK UNVANI

"Hacı" lâkabı ise, Vilâyetnâme'de yer alan bir keramet sonucu Bektaş'ın asıl adıyla birlikte anıla gelmiştir. Vilâyetname'ye göre, Hacı Bektaş'ın hocası Lokman-ı Perende Horasan'dan hacca gittiğinde; Arafat'ta vakfeye geçildiği zaman, arkadaşlarına: -Bugün arife, bizim evde şimdi bişi bişirirler demiş. Bu hal Hacı Bektaş'a mal olmuş, Lokman'ın evinde pişirileri bişiden bir tepsiye koyarak, bir dakika içinde Arafat'a ulaştırmıs. Orada bunu yemişler. Hac dönüşü Nişabur halkı kendisini karşıladığı ve tebrik ettiği zaman, Lokman. "asıl Hacı olan Bektaş'tır, hepimiz onu kutlayalım" diyerek onun bu kerametini halka duyurmuştur.

KERAMETLERİ

Daha çocukken ilim öğrenmesi için ailesi tarafından Şeyh Lokman-ı Perende'ye teslim edildi. Lokman-ı Perende, Ahmet Yesevi hazretlerinin halifelerinden olup, zahir ve batın ilimlerinde çok derinleşmişti. Bektaş-ı Veli'nin daha çocukken birçok kerametleri görüldü. Bir gün Lokman-ı Perende onun yanına girmiş ve odasını nur ile dolu görünce şaşırmıştır. Bu sırada; Bektaş-ı Veli'nin iki yanında, Kur'an-ı kerim okuyan iki nurani zat duruyordu. Lokman-ı Perende onun yanına girince, bunlar kayboldu. Lokman-ı Perende, Hacı Bektaş-ı Veli'ye onların kim olduğunu sordu. O da; "Birisi Server-i alem efendimiz diğeri ise hazret-i Ali idi." cevabını verdi. Yine bir gün hocasından ders dinlerken, namaz vakti geldi. Hocası hizmetçisinden abdest almak için su istedi. Hacı Bektaş-ı Veli hocasına; "Bir nazar etseniz de, su buradan aksa, dışarıya gitmeye gerek olmasa." dedi. Hocası; "Benim kudretim bunu yapmaya yetmez." cevabını verdi. Bunun üzerine o sırada Hacı Bekaş-ı Veli, Allah Teâlâ’ya dua etti. Hocası da "Amin" dedi. O anda medresenin ortasında latif bir su çıkıp, kapıya doğru akmaya başladı. Pınarın başında renk renk çiçekler açtı.

SULUCAKARAHÖYÜK’E (HACIBEKTAŞ) GELİŞİ

Aslen Horasanlı olan ve Nişabur şehrinde doğduğu bilinen Hacı Bektaş Veli şeyhinin dergahında üç yıl hizmet ettikten sonra, şeyhinden emanetleri ve icazeti alır. Şeyhinin, "Müjdeler olsun ki Kutb'ul aktâblık" senindir; kırk yıl hükmün vardır. Şimdiye dek bizimdi, bundan sonra senindir. Biz bu yokluk yurdunda çok eğlenmeyiz, ahirete gideriz. Var, seni Rum'a saldık. Sulucakarahöyük'ü sana yurt verdik. Rûm abdallarına seni baş yaptık, demesiyle, Hacı Bektaş, Anadolu'ya gelmek için yola çıkar. Velayetnamedeki bu kayıt, tarihi kaynaklarca da doğrulanmaktadır.

ANADOLU’YU GEZDİ

Hacı Bektaş-ı Veli’nin Amasya, Kayseri, Sivas şehirlerine gittiği daha sonra Sulucakaracahöyük'e yerleştiği de Aşıkpaşazâde tarafından nakledilmektedir. Değişik kaynaklarda Hacı Bektaş'ın önce Necef, Kerbelâ, Bağdat ve bazı imamların makamlarını ziyaret ettiği; Şanı Kudüs, Halep, Gaziantep, Elbistan, Tarsus, Bozhöyük, Muğla Kalesi gibi birtakım yerleri de dolaştığı kaydedilmektedir. Hacı Bektaş Veli, Sulucakarahöyük'e (Hacıbektaş) geldiği zaman İdris Hoca ile karısı Kutlu Melek’in (Kadıncık Ana) misafiri olur, kendisinin ilk müritleri de bunlardır.

TÜRBESİ NEVŞEHİR-HACIBEKTAŞ’TA

Hacı Bektaş-ı Veli'nin vefatı da doğumu gibi ihtilaflıdır. Kaynakların çoğunda onun 63 yıl yaşadığı, 1209'da doğup; 1270 yılında da vefat ettiği kaydedilmektedir. Aşık Paşazâde Tarihinde, Hacı Bektaş'ın kardeşi Menteş'in şehit edildiğini, Hacı Bektaş-ı Veli’nin Kayseri'den Sulucakaracahöyük'e geldiği ve mezarının orada olduğu kaydedilmektedir. Hacı Bektaş Dergahının üçüncü avlusu olan Hazret Avlusu'nun giriş kapısının karşısındaki bölümdedir.

haci-bektas-i-veli-2.jpg

TÜRBENİN YAPILIŞI

Türbenin, Hacı Bektaş'ın ölümünden 242 yıl sonra ( 1582) Yasinabud Livası Emiri Murad bin Abdullah tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Avlu kapısından sekiz basamak merdivenle aşağı inilir. Merdivenin karşısında asıl binaya giriş kapısı bulunmaktadır. Bu kapıya kadar yolun iki kenarında Dede, Baba ve Babagânın on iki tane mezarı vardır. Hacı Bektaş Türbesi'nin Selçuklu mimarisinin güzel örnekleriyle işlenmiş mermer bir (Akkapı) medheli vardır. Buradan iki basamak merdivenle loş bir koridora girilir. Koridorun, sağ tarafında Kızılca Halvet (Çilehâne-Çile Damı) vardır. Halvet kapısının karşısında yüklük şeklinde bir girinti vardır. İkinci kapıdan "Kırklar Meydanı'na girilir. Kırklar Meydanı'na girilen kapının sağ tarafında Hacı Bektaş Veli'nin sandukasının bulunduğu yatırın giriş kapısı vardır. "Gök eşik"ten içeri girilince, tahminen 5X5 metre ebadında türbe ortasında Hz. Pîr'in yüksek sandukası görülür. Yatırda büyük bir azamet ve kutsallık vardır.

ESERLERİ

Bilindiği gibi, yakın zamana kadar Hacı Bektaş Veli'ye ait olduğu bilinen eserlerin sayısı oldukça azdı. Fuat Köprülü, "Anadolu'da İslâmiyet" adlı makalesinde Hacı Bektaş Veli'nin bir Fatiha Tefsiri, bir Makâlât'ı bir de Farisi bir eseri olduğunu nakletmektedir. Daha sonraki araştırmacıların Hacı Bektaş'a ait olduğunu söyledikleri eserler ise şunlardır:

a) Kitabü'l-Fevâ'idi: İstanbul Üniversitesindeki nüsha (Ty.55)da, anlatım üçüncü şahıs ağzından verilmektedir. Eserin Üniversitedeki yazması Türkçeye çevrilmiş ve basılmıştır. Eser muhteva olarak Makalât'la çok büyük benzerlikler göstermektedir. Prof. Dr. Esad Coşan, eser hakkındaki mütealalarını belirtirken, eserin, gerçekten Hacı Bektaş'la ilgili olduğunu, ancak "eserin muhtelif ilâve ve tahrifler ile asli hüviyetinden uzaklaştığı"nı söyler.

b) Fatiha Suresi Tefsiri: Hacı Bektaş Veli'nin böyle bir eseri bulunduğunu ilk defa Fuad Köprülü haber vermiştir. Ancak o da Bahâ Sa'id Bey'in verdiği ma'lumata dayanır. Bahâ Sa'id Bey, sonradan yanan Tire Kütüphanesi'nde Hacı Bektaş'a ait bir tefsir-i Fatiha olduğunu söylemiştir. Prof. Dr. Esad Coşan ise, "Tire Kütüphanesine gittiğini, fakat eserin ne nüshasına ne de eserle ilgili bir kayda rastlayamadığını belirtmektedir.

c) Şathiyya: Hacı Bektaş Veli'nin iki sayfa kadar tutan bir şathiyyesi olduğunu yine Abdülbaki Gölpınarlı nakletmektedir. 1680 yılında Enverî mahlası Hurufı ve Nakşî bir müellif tarafından nazım ve nesir karışık olarak "Tuhfetü's-Salikîn" adıyla şerhedilen bu eserin yeri bilinmiyor. Bu konuda, Türk Ansiklopedisi'nin "Bektaş" maddesinde sınırlı bilgi veren A. Gölpınarlı, eserin bulunduğu yeri zikretmemiştir.

ç) Hacı Bektaş'ın Nasihatleri: Hacı Bektaş Veli'ye ait nasihat ve vasiyetler, bir nüshası Hacıbektaş İlçesi Halk Kütüphanesi Ktp. no:29'da kayıtlı olan ve Dedemoğlu tarafından yazılan "Akâid-i Tarikat"ı müteakiben kaydedilmiştir. Nasihatların İstanbul Arkeoloji Müzesi Ktp.no: 891'de kayıtlı "Mecmuatü'r-resâil" içinde eksik olarak bulunduğu da bilinmektedir.

d) Besmele Şerhi: Bir nüshası Manisa Kütüphanesi'nde bulunan bu eser Türkçe olarak kaleme alınmıştır. Eser, Hacı Bektaş Veli Besmele Tefsiri adıyla neşredilmiştir. Hacı Bektaş Veli bu eserinde besmelenin mânâ ve ruhunu yorumlar. Bunu yaparken de ayet, hadis ve birtakım kıssalardan deliller getirir.

e) Hacı Bektaş'a ait olduğu söylenen diğer eserler: Abdulbaki Gölpınarlı tarafından Hacı Bektaş'a ait bir "Hadis-i Erba'în Şerhi" bulunduğu nakledilmiştir. Ayrıca, "Makalât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye" adlı bir diğer eserin de ona ait olduğu söylendiği halde esere dair herhangi bir kayda rastlanmamıştır.

f) Makâlât: Prof. Dr. Esad Coşan tarafından neşredilen Makâlât'ın (26) aslı, Arapça'dır. Velâyetnâme'de "Said Emre'nin Makâlât'ı Türkçe'ye çevirdiği söylenir. Oldukça zengin bir nüsha özelliğine sahip olan eserin aynı zamanda manzum ve mensur türleri de bulunmaktadır. Makâlât'ın Hacı Bektaş-ı Veli’ye ait olduğu konusunda hiç süphe bulunmamaktadır. Çeşitli dini ve tasavvufi meselelerin çok açık bir şekilde ele alındığı bu eserin asıl önemli özelliği, Hacı Bektaş Veli'nin şimdiye kadar tanıtıldığı gibi Şiî-Batınî bir kişilikte olmayıp, aksine şeriate bağlı bir mutasavvıf olduğunu açıkça göstermesidir. Makalât bilindiği gibi, dört kapı, kırk makam tertibi üzre kaleme alınmıştır. Bu tertip, Ahmed Yesevi'nin "Fakrnâme"siyle hemen hemen aynıdır. Dört kapı (şeriat-tarikat-ma'rifet­hakikat) kırk makam anlayışı Türk mutasavvıflarının kabul ve takip ettikleri bir sülük anlayışıdır. Makâlât, bu özelliğiyle, Fakrnâme'nin bir şerhi gibidir. Bir Hacı Bektaş muakkibi olan Yunus Emre de, şiirlerinde bu sülûk usulünü oldukça geniş olarak ele almıştır.

***Güven Erkaya kimdir? Erbakan’lı YAŞ’ta ne yaptı?

***Gündüz Aktan kimdir? Hangi partiye katıldı?

***Gün Sazak kimdir? MHP’li Gün Sazak’ı kim nasıl şehit etti?

***Gümüştekin Danişmend Ahmed Gazi kimdir?

***Gördesli Makbule Hanım kimdir, hangi dönem yaşadı?

***Reisülkurra Gönenli Mehmet Efendi kimdir?

***Gökhan Evliyaoğlu kimdir?

***Dünyada ilk tıp fakültesini kim kurdu? Gıyaseddin Keyhüsrev kimdir?

***Geyikli Baba kimdir? Kavaklı’daki asırlık çınarı kim dikti?

***FIAT’ın kurucusu kim? Giovanni Agnelli kimdir?

***Giritli Ali Aziz Efendi kimdir, mezarı nerede?

***Genç Osman Destanı nedir, hangi padişah dönemde yaşandı?

***Gelenbevi İsmail Efendi kimdir? Matematik ve Cebir alanında nasıl meşhur oldu?

***Gedik Ahmet Paşa kimdir? Cem Sultan’ın nesi olur?

***Gazanfer Özcan kimdir? Hangi dizi ve filmlerde rol aldı?

***Gevheri kimdir, asıl adı nedir? Seyahatname’de adı nasıl geçiyor?

***Güngör Uras kimdir?

***Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa kimdir? Plevne Marşı kime yazıldı?

***Gazi Muhammed kimdir, nasıl şehit düştü?

***Gazi Hüsrev Paşa kimdir, Saraybosna’ya neler yaptı?

***2. Gazi Giray Han kimdir, kaç yıl tahtta kaldı?

***Gazan Mahmud Han kimdir? Nasıl Müslüman oldu?

***Gaspıralı İsmail kimdir? Türk İslam Birliği için neler yaptı?

***Galip Erdem kimdir? Ülkücülere yardım için hangi vakfı kurdu?

***Gaffar Okkan kimdir, nasıl şehit oldu?

***2. Gıyaseddin Keyhüsrev kimdir, Hunat Hatun’un neyi olur?

***Gülriz Sururi kimdir?

***Güllü Agop kimdir? Güllü Agop’un Abdülhamit Han ile yolları nasıl kesişti?

***Göktürk Mehmet Uytun kimdir?

***Güzin Dino Kimdir, Abidin Dino’nun neyi olur?

***Matbaayı ilk kim icat etti? Johannes Gutenberg kimdir?

***Gökçen Efe kimdir, asıl adı nedir?

***Goethe kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem yaşadı, nereli?

***Gevher Nesibe kimdir? Dünyanın ilk tıp fakültesi nerede, ne zaman kuruldu?

***Gerhard Kessler kimdir? İş ve İşçi Bulma Kurumunu kim kurdu?

***Hacca giden ilk padişah kimdi? Genç Osman kimdir?

***Gazneliler devleti nerede, ne zaman; kim tarafından kuruldu?

***Gelibolulu Ali kimdir, asıl adı nedir?

***Fatih Sultan Mehmet kardeş katlini neden kanunlaştırdı?

***Tarihte sultan unvanını alan ilk Türk devlet başkan kimdir? Gazneli Mahmut kimdir?

***Gazi Giray Han kimdir, hangi dönem yaşadı?

***Gazi Ethem Paşa kimdir? Yunanlılara ilk Türk darbesini kim vurdu?

***Gandizm nedir, Budizm’den farkı ne? Gandi kimdir, nereli?

***Fırat Yılmaz Çakıroğlu kimdir, nasıl şehit oldu?

***3. Gıyasettin Keyhüsrev kimdir, nasıl öldürüldü?

***Kürdilihicazkar makamını kim oluşturdu? Hacı Arif Bey kimdir?

***Hacı Bayram-ı Veli kimdir? Bayram ismini nasıl aldı?

***Hacı Bedir Fırat kimdir? Dengir Mir Mehmet Fırat’ın akrabası mı?

***Hacı Bekir Lokumlarının kurucusu kim? Ali Muhiddin Hacı Bekir kimdir?

 

Gazeteilksayfa.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.