Genç Osman Destanı nedir, hangi padişah dönemde yaşandı?
Genç Osman Destanı nedir, hangi menkıbeye dayanıyor, hangi padişah dönemde yaşanmıştır, menkıbenin kahramanı Genç Osman hangi sefere katılmıştır, nasıl şehit düşmüştür?
Kahramanlığıyla dillere destan olan ve bestelenen Genç Osman Destanı’nın hikayesini sizler için derledik…
Genç Osman Destanı nedir, hangi menkıbeye dayanıyor, hangi padişah dönemde yaşandı, menkıbenin kahramanı Genç Osman kimdir? Genç Osman hangi sefere katılmıştır, nasıl şehit düşmüştür?
İşte cevabı:
Sultan Dördüncü Murad’ın Bağdat Seferine katılan Genç Osman adlı delikanlı ile ilgili menkıbe. Olay 17. yüzyılın yeniçeri âşıklarından Kayıkçı Kul Mustafa’nın destanıyla da bestelenerek günümüze kadar gelmiştir. Günümüze farklı manzum metinler halinde gelen menkıbenin konusu şu şekildedir:
BAĞDAT’IN FETHİNE KATILIYOR
İran şahı, Dicle Nehrini geçip Bağdat’ı fetheylemiş, Ehl-i sünnet Müslümanlarına şiddetli eziyetler ve mübarek makamlara karşı hürmetsizlik etmektedir. Haber Sultan Murat Hana ulaştığında Padişah’ın canı sıkılmış, harp divanını toplamış ve Bağdat’a sefer için ordunun hazır olmasını dilemiş. Sultan yeniçeri ve sipahilerden başka gönüllülerin de sefere gelmesini istemiş ve bu hususta şöyle buyurmuş:
Ayrıca ulaklar salın her yere
Gönüllüler dahi gelsin sefere
Gönüllü olanlar bıyık burmalı
Öyle ki, üstünde tarak durmalı
Bıyıksız gençlerle Bağdad iline
Varamam... Buyruğum böyle biline
Padişahın bu fermanına rağmen gönlü cihat ateşiyle yanan, 18 yaşında, üç aylık evli Genç Osman kendini nefer olarak yazdırmayı başarır. Fakat bu haber padişahın kulağına gider. Murat Han; “O söz dinlemezden hesap sorayım!” diyerek otağı hümayuna çağırtır. Osman’ı gören bütün vezirler ve beyler padişahın onu cezalandıracağını düşünerek: “Eyvah bu tüysüz yiğide yazık olacak!” derler:
Osman otağ içre el-pençe dîvân
Gök gibi gürledi Sultan Murâd Hân
Bre bilmez misin eyledik fermân
Şol Bağdad üstüne gider olanda
Gönüllü olanlar bıyık burmalı
Öyle ki üstünde tarak durmalı
Bir pençe vuruşta kalkan kırmalı
Düşman üzere hamle eder olanda
Osman kaşla göz arasında cebinden çıkardığı demir tarağı üst dudağına vurdu. Demir tarak körpe dudağa saplanıp titredi ve durdu. Tarağın dişlerinin dibinden kan damlaları dökülürken, elleri göbeğinin üzerinde göğsü kabarık, başı dik olduğu halde şöyle dedi:
Gündüz gece gönlü ayık sultanım
Bin Bağdad şehrine lâyık sultanım
İşte tarak işte bıyık sultanım
Ölürüm ben, size keder olanda.
ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇİYOR
Murat Han fevkalâde memnun. Osman’ı dualarla taltif ettikten sonra Bağdat’a ilerleyen öncülere serdar eyledi. Genç Osman bundan sonra kırk gün Bağdat muhasarasında cansiperane çarpıştı. Kırkıncı gün Osmanlı sancağını surlara dikti. Bu sırada kolları ve bir rivayete göre de başı kesilmesine rağmen savaşmaya devam etti. Neticede Bağdat’ın kesin olarak elde edilmesinden sonra vasiyetini yaparak toprağa uzandı:
Sözümü iletin ol Murâd Hana
Din ve devlet için boyandım kana
Akşam, sabah her an yolumu gözler
Bir tâze gelinle bir garip ana
Anam gözlemesin artık yolumu
İncitmesin benim körpe dulumu
Ak sütünü helâl etsin oğluna
Böylesine arz eyleyin halımı
Gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.