Erdoğan uçakta konuştu: “İsrail’e en güçlü tepki Türkiye’den”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına karşı en güçlü tepkiyi veren ve ticaretin durdurulması gibi somut adımlar atan ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail mezalimine dünyada en güçlü tepkiyi veren, bu konuda ticaretin durdurulması dahil en somut adımı atan ülke hiç tartışmasız Türkiye'dir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Riyad ve Bakü'ye gerçekleştirdiği ziyaretleri tamamladığını anımsatan Erdoğan, Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Birliği İkinci Olağanüstü Ortak Zirvesi'ndeki konuşmasında, Gazze ve Lübnan'daki soykırıma değindiğini hatırlattı.
Acil ateşkes ilanı öncelikli olmak üzere, insani yardımların kesintisiz ve düzenli şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerekliliğine dikkati çektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malumunuz İsrail üzerindeki baskıyı canlı tutmak ve uluslararası hukuk temelinde bu ülkeye karşı zorlayıcı tedbirler alınması için yoğun gayret gösteriyoruz. İsrail mezalimine dünyada en güçlü tepkiyi veren, bu konuda ticaretin durdurulması dahil en somut adımı atan ülke hiç tartışmasız Türkiye'dir. Gazze'ye gönderilen insani yardım miktarında da en üstte yine biz varız." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, İsrail'e silah ve mühimmat sevkiyatının engellenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler'de başlattığı girişime 52 ülke ve 2 uluslararası kuruluşun desteğini bildirdiğini belirten Erdoğan, "Bu girişimimize dair mektubumuzu geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne ilettik. Riyad'daki zirvemizde de tüm teşkilat ve Arap Birliği üyelerini mektubumuzu imzalamaya davet eden bir karar alındı. Ülkemizin, katliamın durdurulması için attığı adımlardan ve insani yardım çabalarından sitayişle bahsedildi." dedi.
Zirve vesilesiyle ikili görüşmeler yapma imkanı da bulduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'la bir araya geldiğini ve görüşmenin verimli geçtiğini ifade etti. Ayrıca Ürdün Kralı Abdullah ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın yanı sıra Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Irak, Gana, Burkina Faso, Çad, Gine Bissau, Senegal ve Maldivler devlet, hükümet başkanı ve diğer yetkililerle de temas ve görüşmeler yaptığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ziyaretimin ikinci ayağında Bakü'de düzenlenen Dünya Liderleri İklim Zirvesi'ne katıldım. Şahsıma ve heyetime gösterilen hüsnükabulden ötürü zirveye ev sahipliği yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşime bu vesileyle tekrar teşekkür ediyorum. Birleşmiş Milletler çatısı altındaki en önemli iklim etkinliği olan zirveye, 80 ülke devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etti. Zirvede beklentinin en yüksek olduğu müzakere başlığı, iklim değişikliğinin finansmanıydı. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu mali kaynağın ne şekilde oluşturulacağı ele alındı.
2009'da Danimarka İklim Zirvesi'nde açıklanan yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanı hedefinin, 2025 yılı sonrası için teyidi ve ilave mekanizmalarla desteklenmesini değerlendirdik. Zirveye hitabımda, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele yolundaki gayretlerini anlattım. Küresel iklim eğilimine katkı sunmaya devam edeceğimizi vurguladım. Eşim Emine Erdoğan'ın girişimleriyle başlatılan ve kısa sürede küresel ölçekte bir projeye dönüşen Sıfır Atık Hareketi'nin önemini ifade ettim. Ayrıca ağaçlandırma, su idaresi ve yenilenebilir enerji başlıklarında kaydettiğimiz ilerlemelere işaret ettim. Yenilenebilir enerjide Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sırada yer alıyoruz."
Su verimliliği seferberliğine ilave olarak her 11 Kasım'ı "Milli Ağaçlandırma Günü" ilan ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların desteğiyle milyonlarca fidanı toprakla buluşturmaya başladıklarını söyledi. Liderler Zirvesi'ne katılan muhataplarıyla ikili görüşmeler de gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, bu kapsamda İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu, Karadağ Cumhurbaşkanı Yakov Milatoviç ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya geldiklerini söyledi.
Bu görüşmelerde ikili münasebetlerle birlikte bölgesel gelişmeler hakkında istişarelerde bulunduklarını belirten Erdoğan, her iki zirvede alınan kararların hayırlara vesile olmasını dileyerek, hem Suudi Arabistan hem de Azerbaycan'a nazik ev sahiplikleri dolayısıyla teşekkür etti.
"İKLİM MESELESİ DÜNYANIN ÖNÜNDE BULUNAN EN KRİTİK TESPİTLERDEN BİRİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, Türkiye'nin 2053'e kadar sıfır emisyon hedefine ilişkin sorusu üzerine, şu yanıtı verdi: "İklim meselesi dünyanın önünde bulunan en kritik tespitlerden biri. Savaşları, çatışmaları, göçleri ne kadar önemsiyorsak bu meseleye de aynı ciddiyetle yaklaşıyoruz. Türkiye'de hükümet olarak bu konuda ilgili bakanlıklarımızla ne gibi tedbirler alabileceğimizin üzerinde ısrarla duruyoruz. Dünyamızın sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak ve insanlık olarak yüzyıllar boyunca gelişim göstererek oluşturduğumuz medeniyetimizi çok farklı bir seviyeye getirebilmek için tedbirlerimizi aldık, alıyoruz ve almaya devam edeceğiz. Türkiye olarak bu konuyu önemsiyor ve üzerimize düşeni yapmak için azami gayret gösteriyoruz. Fakat sadece bizim ya da beraberimizdeki birkaç ülkenin gayretleriyle bu meseleye köklü ve kalıcı çözüm bulmak mümkün değil.
Organize hareket etmeli, bu sorunun yükünü hep birlikte omuzlamalıyız. Bazı ülkeler iklim değişikliği ile eksiksiz mücadele ederken, bazıları kar hırsıyla alınması gereken tedbirleri görmezden gelir, hatta çevreyi daha fazla kirletmeye kalkışırsa bu problemin üstesinden gelemeyiz. Toplumların en küçük birimi ailelerden başlamak üzere, kurumlar, kuruluşlar, yerel yönetimler, sivil toplum, ülkeler ve uluslararası kuruluşlara kadar hedefe odaklanmış ve farkındalığı yüksek bir seferberlik haliyle bu küresel sorunu aşabiliriz. Özellikle de iklim değişikliği ile mücadele konusunda yeterli kaynağa ve imkana sahip olmayan ülkelerin de mücadeleye katılımını sağlamak için finansman, teknoloji transferi ve kapasite gelişimi önemlidir."
Sıfır atık girişiminin öneminin her geçen gün daha çok anlaşıldığını belirten Erdoğan, bu girişimin yaygınlaştırılması ve bir yaşam tarzına dönüşmesi için gayret gösterdiklerini söyledi. Çevre ve iklim hassasiyetlerinin en üst düzeyde olduğunu ve öyle kalacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz tedbirlerimizi şu ana kadar nasıl aldıysak, bundan sonra da almaya devam edeceğiz." dedi.
"ŞÜPHESİZ İKİ ÜLKE ARASINDA FIRSATLAR HER ZAMAN MEVCUTTUR"
ABD Başkanı seçilen Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesi hatırlatılarak, yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkileri ile fırsatlar açısından ve riskler bağlamında ilişkilerin seyriyle bu yeni dönemi değerlendirmesi istenen Erdoğan, yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin gelişmesinin, yaptıkları bir telefon diplomasisiyle sağlanamayacağını söyledi. Trump ile uluslararası toplantılar ya da ikili görüşmelerde bir araya gelerek bundan sonraki süreci nasıl değerlendireceklerini daha iyi tespit edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda Sayın Trump'ın kabinesi nasıl oluşacak, nasıl bir kabine ortaya çıkacak bunları görmemiz gerekiyor. Bir de Sayın Trump'ın kabinesi, benim kabinemdeki arkadaşlarla yapacakları görüşmelerle birbirlerini çok daha yakından tanıyacak, bilecek ve ona göre de adımlarımızı inşallah atacağız. Bu noktada başkan yardımcıları ve dışişleri bakanları önem arz ediyor. Bu bakanlarımız bir araya gelmek suretiyle birbirlerini tanıyıp, istişare edecekler. Temennimiz odur ki, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında çok daha farklı bir süreç başlamış olsun. Şüphesiz iki ülke arasında fırsatlar her zaman mevcuttur. Bu fırsatları değerlendirme iradesi ve iki ülkeye de kazandıracak adımların atılması temel beklentimizdir. Biz konuya, her liderin yaptığı gibi ülkemizin çıkarları perspektifinden yaklaşıyoruz. Trump yönetimi, ekonomiyi öncelikli hedeflerinden biri olarak görüyor. Türkiye de stratejik coğrafi konumu ve genç nüfusu ile yatırım fırsatları sunan bir ülke. İki ülke arasında ticaret hacminin artırılması ve yatırımların teşvik edilmesi için yeni fırsatlar oluşturabiliriz. Özellikle enerji, altyapı ve teknoloji alanlarında yeni işbirliklerini geliştirmemiz mümkün."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.