Doğru Haber: Alim ve şeyhlere deprem bölgesinde büyük görev düşüyor
Hüda Par’a yakınlığı ile bilinen Doğru Haber Gazetesi, manşetten önemli bir çağrıda bulunarak, “Alimler depremzelere manevi destek sunmalı” dedi ve alim, şeyh ve kanaat önderlerine büyük görev düştüğüne dikkat çekti.
Hür Dava Partisi'ne (HÜDAPAR) yakınlığı ile bilinen Doğru Haber Gazetesi, manşetten önemli bir çağrıda bulunarak, “Alimler depremzelere manevi destek sunmalı” dedi ve alim, şeyh ve kanaat önderlerine büyük görev düştüğüne dikkat çekti.
Doğru Haber gazetesi “Alimler depremzelere manevi destek sunmalı” şeklindeki manşet haberinde, deprem sebebiyle büyük bir imtihanla karşı karşıya kalan halkın yaşadığı musibetin hafiflemesi, musibete karşı sabretmesi için öncelikli olarak alim, şeyh ve kanaat önderlerine büyük görev düştüğüne vurgu yapıldı.
Habere göre Mehmet Beşir Varol, halka maddi ve manevi anlamda destek verilmesi, alimlerin alanda, halkın yanında olması gerektiğini ifade etti.
“DERS ÇIKARILMALI, SABIR GÖSTERİLMELİ”
Günlerdir bölgede öğrencileriyle birlikte yardım çalışmalarına destek veren İttihadul Ulema müderrislerinden ve bölgenin tanınmış alimlerinden Mehmet Beşir Varol, İLKHA muhabirine verdiği demeçte alim, kanaat önderleri, şeyhler ve gün görmüş tecrübeli kişilerin halkın yanında olarak onlara manevi destek vermeleri gerektiğini, bunun musibetleri hafifleteceğini söyledi. Maddi imkânı olanların da cömert davranarak depremzedelere yardım etmeye devam etmeleri gerektiğini vurgulayan Varol, depremde vefat eden iman sahiplerinin hadisi şerife göre şehit mertebesinde olduklarını hatırlatarak yaşanan musibetten ders çıkarılması, musibete karşı sabır gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
Varol, şöyle devam etti: "Hiçbir şey tesadüf değildir. Her şey Allah'ın izni ve inayeti ile olur. Allah'ın izni dışında bir yaprak bile dalından düşmez. Ancak Allah, her şeyi bir sebep ile yaratmıştır ve sebepler üzerinden işleri yapar. Allah'ın yaptığı her şeyde hikmet var. İnsanlar yaşananlardan ders çıkarmalıdır. Herkesin günahları, hataları ve zafiyetleri vardır. Allah bir kavmi, bir insanı severse onu imtihana tabi tutar. Hadiste de buna değinilir. Allah kavimlerin başına bela ve musibetler getirerek kendisini hatırlatıyor. O kavmi günahlarından, hatalarından ve yanlışlarından haberdar olması için imtihan ediyor. Böylece o kavmin tövbe etmesini, Allah'ı hatırlamasını, kendilerine çeki düzen vermelerini istiyor. Bu söylediklerimiz sahih hadislerde de geçiyor. Bazı insanlar bundan ibret ve ders çıkararak hatalarından pişmanlık duyuyor ve günahlarından tövbe ediyor. Yaşanan musibete karşılık da Allah'a hamd ediyor. Allah, bu şekilde davranan insanlardan razı oluyor ve musibetlerini de kolaylaştırıyor."
MUSİBET RAHMETE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR
"Kimi insanlar derin gaflet içerisindedir. Gaflet uykusundan uyanmadıkları gibi günaha da daldıkça dalıyorlar. Hatta bazıları bu yaşananların Allah tarafından geldiğine inanmıyor. Bu musibet bazı insanlara rahmet, bazılarına da azaptır. Gaflet uykusundan uyanıp Allah'a yönelenler için rahmettir. Bu musibet sebebiyle ölenler şehittir ve bu olay onlar için bir rahmettir. Ölenlerin akrabaları da Allah'a şükrediyorsa, musibet karşısında sabrediyorsa onlar için de rahmettir. Ancak gafil olanlar veya Allah'a iman etmeyenler, O'na yönelmeyenler, yaşanan musibeti sadece Allah'ın dışındaki sebeplerde arayanlar için bir azaptır. Şu anda bizim için önemli olan yaşananlardan ders çıkarmaktır. Gafletten uyanmalı ve yaptığımız hatalardan pişmanlık duymalıyız."
"ALİM, KANAAT ÖNDERİ VE ŞEYHLER HALKIN YANINDA YER ALMALI”
Yaşanan ağır imtihan sebebiyle musibete maruz kalan insanların yanlış yola sapmadan Allah'a teslimiyet göstererek sabretmeleri için alimlerle, kanaat önderlerine, şeyhlere büyük görev düştüğünü vurgulayan Varol, şöyle devam etti: "Yaşanan bu musibetten dolayı yara alan, yakınlarını, akrabalarını kaybedenlerin acıları büyüktür. Bu musibet büyük ve ağır bir imtihandır. Kimi aileler tamamen yok olmuş, kimisi de yalnızca geride bir çocuk, bir anne veya baba kalmış. Bunun için halkımız ailelerimizi tek başına bırakmamalı, onlara sahip çıkmalı, onları ziyaret ederek dertlerine ortak olmalı, acılarını paylaşmalıdır. Şeytanın acı çeken insanların akıllarında şüpheler uyandırmaması, onları İslam'dan uzaklaştırmaması adına manevi destek sağlanmalı. Şeytan ve yarenleri alanda geziyorlar. Eğer ki bizler meydanları boş bırakırsak, meydanları doldurmayıp halkımıza sahip çıkmazsak, bu musibeti İslam akidesine ve hakikate göre anlatmazsak şeytan da onların akıllarına girer ve başka yöne yönlendirir. Mesela; Musibet karşısında sabır göstermemeleri için çalışır. Veya yaşadıkları musibet sebebiyle isyan etmesine sebep olur. Musibeti yaşayanları teselli etmeli, onlara manevi destek sağlamalıyız. Bu konuda en çok alimlere görev düşüyor. Onun için alimler, kanaat önderleri, şeyhler, yaşça tecrübeli olanların alanda olması, depremzedelere manevi anlamda destek olmaları gerekir. Onlara bu işin imtihan olduğu anlatılarak sabır göstermeleri sağlanmalı. Musibete uğrayanlar yanlarında kendilerine destek veren şeyhleri, alimleri, kanaat önderlerini görürse musibetleri hafifler. Allah milletimize yardım etsin."
Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.