Türk Diyanet Vakıf Sen Başkanı Ünal: “Yapılan hakaret ve iftiraları kınıyoruz”
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed( sav)’e hakaret ettiği öne sürülen YTÜ Öğretim Görevlisi Uğur Kutay’a bir tepki de Türk Diyanet Vakıf Sen Başkanı Nuri Ünal'dan geldi. Ünal, “Yapılan hakaret ve iftiraları kınıyor, asla kabul etmiyoruz” dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Uğur Kutay, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’e hakaret ettiği gerekçesiyle kamuoyunda tepkilere sebep oldu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’e hakaret ettiği öne sürülen öğretim görevlisi hakkında 'halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama' suçundan soruşturma başlattı. Konu hakkında Haber Müdürümüz Adem Orman’a konuşan Türk Diyanet Vakıf Sen Başkanı Nuri Ünal, “Yetişme tarzı olarak insanların belli bir anlayışa sahip olması ve Müslüman bir toplumda bu tip karalamaların, yanlış sözlerin, okumuş-yazmış kişiler tarafından kullanılması acı bir durum. Bilinçli olarak yapıldığına inanmak istemiyoruz. Eğer bilinçli olarak yapılmışsa çok yazık. Yapılan hakaret ve suçlamaları kabul etmiyor, kınıyoruz” dedi.
ATILAN İFTİRALARI KINIYORUZ
Ünal, “Yetişme tarzı olarak insanların belli bir anlayışa sahip olması ve Müslüman bir toplumda bu karalamaların, yanlış sözlerin, okumuş, yazmış kişiler tarafından kullanılması acı bir durum. ‘Bilinçli mi?’ yapılıyor derseniz ‘İnşallah öyle değildir’ diyorum. Biz bu durumu bir kişinin o anlık hezeyanı olarak görmek isteriz. Eğer bu olay bilinçli organize bir işse bunu farklı şekilde değerlendirmek gerekir. Çünkü ülkemizin en önemli üniversitelerinden bir tanesi gerçekten özel ve önemli bir üniversitenin alanı olmayan bir durumda yorum yapması doğru değil. Bu konuşmalar asla kabul edilmeyecek şekilde iftira şeklinde konuşulan sözlerdir. Eğer bu durum organize ve bilinçli yapılıyorsa çok yazık ve bu durumu devletimizin gerekli birimleri konu ile araştırma yapmalıdır ve bu durumun önüne geçilmelidir. Biz yapılan bu hakareti kınadığımızı söylemiştik. Üniversite yönetimine de teşekkür ederim. Gereken tepkiyi hemen onlarda verdiler. Önce derslerini alıp savcılığa suç duyurusunda bulundular bu da iyi bir durum” ifadelerini kullandı.
ŞİDDET, İÇE BASTIRILMIŞ DUYGULARIN YANSIMASIDIR
Ünal , kötülükleri değil güzellikleri öne çıkarmamız lazım diyerek “Kötü işleri saklayarak yok edemeyiz. Toplumda yaşanan ekonomik şartlar da insanları tahammülsüz hale getiriyor. Çünkü aç insanın korkusu olmaz. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ortadan kaldırılmalı. Çalışma ortamındaki mobbingler ve adaletsizlikler insanların kendinden güçsüz bir varlık gördüğünde şiddet uygulamasına sebep oluyor. Bu şiddet içe bastırılmış duyguların yansıması olarak gün yüzüne çıkıyor. Bunun çözümü ise top yekûn bir uzlaşma yaklaşımı ve beraber yaşama kültürü ile olur. Bunun yolu da özellikle topluma mal olmuş insanların biraz daha dikkatli olması ve hareket ve söylevlerine sahip çıkmasıyla olur.
“BİRBİRİNİZE KARŞI ÜSTÜNLÜĞÜNÜZ YOK”
Ünal, “Türk- İslam kültürü ve dinimiz hep bunu emrediyor. Dinimiz, ‘Birbirinizle kardeş olun’ diyor ‘üstünlük sadece takvadadır’ emrediyor. Biz toplum olarak biraz hırsa da kapılıyoruz. Biz bu hırsla aile içi ve toplumdaki huzurumuzu bozuyoruz. İnsanlarımız ‘üstünlüğün sadece takvada olduğunu’ bilmelidir. Çünkü sevgili Peygamberimiz (S.a.v.) buyuruyor ki ‘Müslümanlar bir tarağın tırnakları gibi eşittir’ bu konuya ‘veda hutbesinde’ de değinerek ‘Birbirinize karşı üstünlüğünüz yok’ şeklinde konuşarak Müslümanın üstünlüğünün Allah’a yakınlığı ile olduğunu söylemiştir. Bu da Müslümanca yaşamakla ve Anadolu’nun kadim Türk- İslam Kültürünü uygulamakla olur” şeklinde konuştu.
TOPLUM OLARAK DEĞERLERİMİZİ UNUTTUK
“Millet olarak birimizin derdi başkasının da derdi olmalıdır” diyen Ünal, “Sevgili Peygamberimiz ‘Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir’ demiştir. Biz toplum olarak aslında bu değerleri unuttuk gibi duruyor. Ben kazanıyım da benden sonra ne olursa olsun durumu ortaya çıkıyor. İslam dini ve Türk Kültürü ‘Kendisi için istediğini eğer başkası için de istemiyorsa hakiki mümin olamazsınız’ der. Günümüzde bir tebessümü bile birbirimize çok görüyoruz. Toplum olarak paylaşma kültürümüzü yeniden hayata geçirmeliyiz. Bu dünya kimse kalmıyor. Nice zenginler nice insanlar gelmiş geçmiş dünya kimseye kalmamış” ifadelerini kullandı.
Faruk Gökyurt/ İLKSAYFA-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.