Cumhurbaşkanı Erdoğan: CHP Genel Başkanı resmen siyasi mandacılık talep ediyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP Genel Başkanı resmen siyasi mandacılık talep ediyor. Öfkenin aklı ve vicdanı esir alan zehirli diline bulaşamayacağız. Bu süreçte kamu düzeninin bozulmasına da göz yummayacağız" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 9. Milli İrade İftarı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'tan, bu mübarek ayda kendi rızası için edilen duaları, yapılan ibadet ve hayırları kabul buyurması niyazında bulunduğunu belirterek, "Türk İslam mefkuresinin öncü isimlerinden merhum Seyyid Ahmet Arvasi, Ramazan-ı Şerif'i şöyle anlatıyor, milyonlarca müminin oruç tuttuğu, sahura kalktığı, iftar ettiği, omuz omuza namaz kıldığı, aynı dil ve kelimelerle yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okuduğu, teravih kıldığı ramazan ayı eşsiz bir fırsattır, ramazan bütün insanlar için bir yeniden İslam'da diriliş ayıdır" dedi.
Geride bırakılan 28 gün boyunca bu niyetle Ramazan-ı Şerif'i hep beraber idrak etmeye çalıştıklarını anlatan Erdoğan, "Sivil toplum tarafında vakıflarımız, derneklerimiz, gönüllü kuruluşlarımızla, siyaset tarafında teşkilat mensuplarımız, belediyelerimiz, üyelerimizle, cemiyet tarafında hayırseverlerimiz, ticaret erbabımızla, devlet tarafında Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bakanlıklarımız, Kızılayımız, AFAD'ımız, Diyanetimiz ve diğer resmi kuruluşlarımızla velhasıl 85 milyon olarak herkes imkanları dahilinde 'hayırda yarış' anlayışıyla rahmet iklimini Allah'a hamdolsun doya doya teneffüs ettik" diye konuştu.
Külliye'de Ramazan programına 450 binden fazla kişi katıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene ilk kez düzenlenen "Külliyede Ramazan" programına çoğu çocuk ve genç 450 binden fazla kişinin iştirak ettiğini belirterek, yine bu ramazanda Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyalarında zulme uğrayanlara el uzattıklarını anımsattı.
Yardımları artırmak suretiyle mazlum ve mağdurların yanında olmaya ihtimam gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tüm gücümüzle, tüm kapasitemizle Gazze halkının yanındayız. İnşallah zulüm bitene, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar da Filistinlilerin her daim yanlarında olacağız. Allah ömür verdikçe Filistin davasının yılmaz, yıkılmaz, bileği bükülmez savunucusu olmaya devam edeceğiz. Bugün bir kez daha doğdukları, büyüdükleri ve inşallah üzerinde ebediyen yaşayacakları toprakları savunurken şehit düşen Gazzeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum."
Milletin iftihar vesilesi olan sivil toplum örgütlerinin de Gazze ve diğer İslam beldeleri için yardım kampanyaları tertiplediğini memnuniyetle müşahede ettiklerini belirten Erdoğan, Milli İrade Platformunda temsil edilen kuruluşlarla birlikte mazlumların imdadına koşan tüm hayırseverlere bugün bir kez daha şükranlarını sunduğunu söyledi.
"Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşların ramazandan sonra da Filistinlilerin acısını paylaşacağına, ekmeğini bölüşeceğine, hayır dualarını Gazze'nin izzet ve şahsiyet abidesi evlatlarından eksik etmeyeceğine yürekten inandığını vurguladı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün burada şu hususu bir kez daha ifade etmek istiyorum, ülkemizde birileri, Türkiye'nin İslam aleminde ve dünyada neye tekabül ettiğini halen idrak edemiyor. Bu çevreler, kendi tarihlerini bilmedikleri, kendi atalarını tanımadıkları için Türkiye'nin tarihi ve kültürel derinliğinden de habersizler. Mesela Suriye'deki devrime Türk milletinin niçin bu kadar sevindiğini, Suriyeli kardeşlerimizin zafer kutlamalarında neden Türk bayrağı açtığını, yeni Suriye hükümetinde niçin bu kadar Türkiye'de eğitim görmüş bakan olduğunu bir türlü kavrayamıyorlar. Bunları bilmedikleri için de dış politikada çuvallıyor, iç siyasette kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Oysa biraz okuyup araştırsalar, biraz dünyayı gezseler, kendilerini hapis ettikleri ideolojik mahallelerden biraz dışarı çıksalar, bazı gerçekleri onlar da görecekler, Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır. Bizim neden 'Türkiye, Türkiye'den büyüktür.' dediğimizi onlar da öğrenecekler. Aynı şekilde 'cahil' diyerek, 'kitap okumuyor' diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi, birikim, cesaret, vizyon ve donanım noktasında kendilerinden fersah fersah ileride olduğunu onlar da anlayacaklar. Ama bunu yapmaya cesaretleri yok. Ya cehaletlerinden dolayı ya da Batı'ya duydukları platonik aşk gözlerini kör ettiği için maalesef gerçekleri göremiyorlar. Böyle devam ederlerse korkarım hiçbir zaman da göremeyecekler."
Türkiye'nin kazanımlarını hedef alan bu saldırılarda Cumhuriyet tehdit altında, laiklik elden gidiyor, Türkiye Batı'dan uzaklaşıyor dediler. Ahlak dışı laflarla hedeflerini ulaşmaya çalıştılar. Çok ağır bedeller ödedik. Ekonomik ve siyasi bakımdan irtifa kaybettik. Tüm bunların yanı sıra 3. sınıf ekonomiye, dış politikaya mahkum edildik.İstanbul merkezli yolsuzluk soruşturmasını bunlardan bağımsız değerlendiremeyiz. CHP Genel Başkanı'nın açıkladığı boykot listesi sorumsuzluktur.
Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı perdelemek adına her şeyi yaptılar. Gençlerin arkasına saklanmaya her türlü kepazelik sergilendi. Hukukla meşru hak arama çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı. Bunların hiçbirinde başarılı olamayınca Türkiye'yi alenen kötülemeye başladılar. Batı'ya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini gördük. CHP Genel Başkanı resmen siyasi mandacılık talep ediyor. Kendimizi terk edilmiş hissettik diyor. Yolsuzluk yapanlara niye destek olmadınız diyor. Bu zat ülkesini yabancılara şikayet ederken utanmıyor, yüzü kızarmıyor. Batı'nın en zencisi deyince de bize kızıyorlar, mandacı deyince bize öfkeleniyorlar. Ülkesini yabancılara şikayet etmek Türkiye'nin anamuhalefet partisinin liderine yakışıyor mu? Böyle bir siyasetçi ülkesini emperyalistelere karşı savunabilir mi? Elbette duramaz, savunamaz. Yolsuzlukları aklaması için kendisini bu kadar yormamasını tavsiye ediyorum. Biz ne yapsınlar yapsın inadına Türkiye diyeceğiz. Öfkenin aklı ve vicdanı esir alan zehirli diline bulaşamayacağız. Bu süreçte kamu düzeninin bozulmasına da göz yummayacağız. Emniyet birimlerimiz gerekli müdahaleler de bulunacaklar. Bizim memleket düşmanlarına kaptıracağımız tek bir gencimiz olamaz. Onları da milletinin safhına katmakla mükellefiz.
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.