Cansuyu’ndan Cammu Keşmir Konferansı
Cansuyu Yardımlaşma ve dayanışma Derneği, ‘Kriz ve Belirsizlik Ekseninden Barış ve İstikrara, Özgür Cammu Keşmir’ temalı Uluslararası Cammu Keşmir Konferansıyla Keşmir’de yaşanan insanlık dramını masaya yatırdı.
Konferansa yabancı misyon temsilcileri, siyasi partilerin üyeleri, akademisyenler, basın mensupları ve davetliler katıldı. Cansuyu Genel Merkez Prof. Dr Necmettin Erbakan Konferans Salonu’nda gerçekleşen program, Kur’anı Kerim tilavetiyle başladı. Konferansa yabancı misyon temsilcileri, siyasi partilerin üyeleri, akademisyenler, basın mensupları ve davetliler katıldı. Programdan önce katılımcılar, Keşmir’deki dramı gözler önüne seren ‘Keşmir İnsan Hakları İhlalleri Fotoğraf Sergisi’ni gezerek, bölge halkında bilgi aldı. Protokol konuşmalarının ardından ise Keşmir meselesinin çözümü için oturumlar gerçekleştirildi.
KÖYLÜ: KONU MÜSLÜMANLAR OLUNCA KİMSENİN KILI KIPIRDAMIYOR
Programın açılış konuşmasını yapan Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü, Cansuyu Derneği’nin nerede bir acı nerede bir dert varsa oraya koşmaya çalıştığını belirterek, “Her gün coğrafyamızın bir yeri kanıyor maalesef. Keşmir meselesi ise sanki biraz sessiz algılandı. Tam karşılık destek bulamadık. Biz de Cansuyu olarak bu olayı gündeme getirmek için böyle bir konferans tertip ettik. Nerede temel haklara bir müdahale varsa bizim o mesele ile ilgilenmemiz imani bir meseledir. Sadece Keşmir’de değil nerede bir İslam ülkesi varsa onları ezmek, bölmek parçalamak gibi bir program uygulanıyor. Başka dine mensup birine bir şey olursa hemen kıyamet koparıyorlar. Ancak konu Müslümanlar olunca kimsenin kılı kıpırdamıyor” dedi.
PAKİSTAN BÜYÜKELÇİSİ QAZİ: KEŞMİR BİR İNSANLIK FELAKETİDİR
Pakistan Büyükelçisi Muhammed Syrus Sajjad Qazi ise “Cammu Keşmir bir insaniyet felaketidir. Bu acının on yıllar boyunca çözülememiş olması bir ayıptır. Cammu Keşmirliler kendi vatanında azınlık haline düşmüşlerdir. Durumu daha da vahim kılan şey 5 Ağustos 2010 tarihten itibaren temel hak ve özgürlükler ihlal ediliyor. Hindistan 700 bin askeri bulunmasına rağmen 185 bin askerini daha o bölgeye yığmıştır. Keşmir halkı kendi evlerinde kendi vatanlarında tutsak haldedir. Çocuklar okullarından, insanlar evlerinden hastalar hastanelerden alıkonulmuştur. Bir adım öteye gitmek isteyenler ise silahla durdurulmaktadır. Bu insanlık ayıbı kimse tarafından durdurulamamaktadır. Hindistan Keşmir halkının en temel haklarının ihmal etmektedir. Keşmir halkına yönelik kolektif işkenceler ve baskılar uygulanmaktadır Hindistan tarafından. Her şeyden önce Keşmirliler’ in devredilemez hakları teslim edilmelidir” diye konuştu.
KARAMOLLAOĞLU: HİÇBİR ZAMAN BU KADAR PARÇALANMADIK
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, zor bir dönemden geçildiğini belirterek, “Şu anda silahlı kuvvetlerimiz güney sınırımızda bir harekât başlatmış durumda. İnşallah bu harekât en az zayiatla en kısa zamanda sonuçlanır. Bundan dolayı TSK’ya başarılar diliyoruz. Şuan bütün dünya bir krizin içerisinde ama dünyaya baktığımız zaman en büyük krizin İslam ülkelerinde yaşandığına şahit oluyoruz. Hiçbir zaman bu kadar parçalanmadık hiçbir zaman bu kadar birbirimizle uğraşmamıştık” dedi.
Keşmir halkının direndiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Keşmir halkı bugün yanlış bir karara 70 küsur yıldır direniyor. Ne olduysa oldu son seçimlerde başarı gösteren Modi bugüne kadar Hindistan’ın aldığı kararı kenara bırakarak, Keşmir’in Hindistan’ın toprağı olduğunu duyurdu. Herkes buna karşı çıkıyor kınıyor ama sadece kınıyor. Keşmir’de Filistin’de çok önemli gelişmeler oluyor. ABD Golan’ı hediye etti. Sanki babasının malıymış gibi. Afganistan’daki uygulama zaten yıllardır devam ediyor. Irak, Libya, Tunus… Dağınıklığımızın bu noktaya geldiği başka bir zamanı hatırlamıyorum. ABD ile dostluk İsrail’le dostluk adeta bir şiar haline geldi. Bu ülkeler saldırmak için herhangi bir bahane aramıyor istediği zaman zulümlerine devam ediyor. Bunun tek nedeni ise İslam ülkeleri arasında bir birliğin sağlanamamasından kaynaklanıyor. Birlik ve beraberlik bizim inancımızın bir temeli. Bir ve beraber olmalıyız” diye konuştu.
KEŞMİR BİR AÇIK HAVA HAPİSHANESİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Problemleri çözmek için atılacak adımların belli olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “İlk adım farklı fikirlere kulak vermek. Kuruluşlarımız var. D-8’ler ne zaman aktifleşecek? İslam Birliği ne zaman kurulacak? Ancak ayrı ayrı İslam ülkelerine baktığımızda zaaflarımız var. Güçlü değiliz zayıfız ekonomik olarak. Sadece bir araya gelmeyi değil güçlü olmayı da hedeflememiz lazım. Bizim bundan daha çok farklı çalışmaya ihtiyacımız var. Keşmir son zamanlarda yaşadığımız her yeni hadiselerden biri haline geldi. Pakistan ne yazık ki bu konuda yalnız bırakıldı. Cammu Keşmir şimdi hakikaten bir açık hava hapishanesi. İşkence hala devam ediyor. Kimse girip çıkamıyor. Yardım kuruluşları da giremiyor. Onun için elbette ben Cansuyu’na da teşekkür ediyorum böyle bir konferans tertip ettikleri için.”
ASİLTÜRK: BU HALE GELMEMİZE MÜSLÜMANLARIN VURDUMDUYMAZLIĞI NEDEN OLDU
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, dünyanın her tarafından Müslümanların kan, gözyaşı ve ıstırap içerisinde olduğunun altını çizerek, “Bu dünyanın bu hale gelmesinde biz Müslümanların vurdumduymazlığı sebep oldu. Bugünkü yaşananlardan kurtuluş yolu ise tekrar bir araya gelip kalkınmamızdır. Böyle toplantıların yapılması bizim hedefe ulaşmamıza ve İslam Birliği’nin kurulmasına vesile olur. Bizim mutlaka bir araya gelmemiz lazım. Bu toplantıyı düzenleyen Cansuyu Genel Başkanı ve yönetimine teşekkür ediyorum. Katılım gösteren herkesten Allah razı olsun” dedi.
KUTAN: İSLAM ÂLEMİNİN KANAYAN YARASIDIR KEŞMİR
ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Keşmir’in İslam âleminin kanayan yarası olduğuna dikkat çekerek, “İslam âleminin büyük bir bölümü de Keşmir gibi şu anda tarihinin en kritik ve badireli dönemlerini yaşamaktadır. Çünkü birçok İslam ülkesinde zulüm, kan ve gözyaşı var. Bu ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimiz, insanlık dışı vahşet ve katliamlara maruz kalmaktadır. Peki, bu zulüm kan ve gözyaşının sorumluları kim? İnsanlık tarihinin son 200 yılı, Batı Medeniyeti’nin dünyaya egemen olduğu bir dönemi yaşamaktadır. Evet, bu dönemde yeryüzünü Batılılar şekillendirdi, haritaları onlar çizdi, dolaylı veya doğrudan bu coğrafyadaki ülkelerin yönetici kadrolarının oluşumunda Batılılar belirleyici oldu. Dünyanın ‘insanlık utancı’ bu hale gelişinin sebebi “kaba kuvveti” ve “menfaati” hak sebebi sayan Batı medeniyetidir” dedi.
ÇÖZÜM, YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ
Keşmir Meselesi’nin sadece Hindistan veya Pakistan meselesi değil ümmetin meselesi olduğuna vurgu yapan Kutan çözümü ise şu sözlerle anlattı: “Emperyalistler sadece kuvvetten anlar ve çekinirler. 15 Haziran 1997’de imzalanan D-8 Anlaşması’nın ortaya koyduğu prensipler ve hedefler insanlığın barış, işbirliği, adalet, eşitlik ve özgürlük özlemine cevap vermek için atılmış önemli ve somut bir adımdır. Bu dünyada asıl olan hak ile batılın mücadelesidir. Her dönem dünyayı felakete sürükleyen Nemrut’lar oldu ama hamdolsun ki İbrahimler de vardı. Önemli olan hangi safta olduğumuzdur. Çözüm, Müslüman toplulukların temsilcilerinin bir araya gelerek birlikte ‘Yeni Bir Dünya Düzeni’ kurmalarıdır. Gün kendi inancımız ve değer ölçülerimizin etrafında toplanarak insanlığın tek kurtuluş reçetesi olan kendi medeniyetimizi ihya etme günüdür.”
PROTOKOL KONUŞMALARININ ARDINDAN OTURUM BAŞLADI
Protokol konuşmalarının ardından ise Keşmir meselesinin çözümü için oturumlar gerçekleştirildi. Uluslararası Cammu Keşmir Konferansı’nın moderatörlüğünü Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kudret Bülbül yaparken yurt içinden ve yurt dışından konunun uzmanı kişiler tarafından oturum başladı.
Keşmir Yasama Meclisi Üyesi ve Koordinasyon Konseyi Başkanı Abdul Rashid Turabi konuşmalarında Keşmir sorununun temel sebepleri ve Keşmir halkının ne istediğine değinirken, Hindistan hükümeti Enerji ve diğer kaynaklar için Keşmir’de her türlü zulmü kendisine hak olarak gördüğünü ve bugün Keşmir halkı mücadelesine devam ettiğini belirtti.
Pakistan’dan Tıp Doktoru ve İnsani Yardım Uzmanı Dr. Nedim Çavdari ise konuşmalarında "Keşmir halkı büyük bir zulüm yaşamaktadır. Kayıplar önemli bir problemdir. Keşmir'in her bölgesinde toplu mezarlar bulunmaktadır. Keşmirli Müslümanlar sınırsız zulüm karşısında yavaş yavaş son 30 yıldır mücadele etmektedir. Zulmün istatistiği yeterince çıkarılamıyor." dedi
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Halil Toker Cammu Keşmir sorununun tarihi, sosyolojik, din ve kültür bağlamında temel kodlarına değindi. Toker "Keşmir; tarihin hiçbir döneminde Hindistan’ın bir parçası olmamıştır. Bölge tarihinde özgür bir süreç yaşamıştır. " dedi.
Kanada Barış ve Adalet Formu ve Kanada Keşmir Yardım Fonu Genel Müdürü Mushtaq Ahmed Jeelani konuşmalarında Cammu Keşmir sorununun küresel boyutları, sorunun tarafları, Uluslararası kamuoyunun bakış açısı ve Keşmir halkının uluslararası kuruluşlardan beklentilerine değindi.
Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Cemal Demir Modi hükümetinin Cammu Keşmir’de değişen tutumu ve propaganda sürecine değinirken son konuşmacı Gazeteci Muhammed Vefa ise Keşmir’de yaşanan krize yönelik bölge izlenimlerini ve çözüme yönelik önerileri ile konferansın oturumu sona erdi. Genel Başkan Mustafa Köylü tüm konuşmacılara Keşmir temalı plaket takdim ederken Uluslararası Cammu Keşmir Konferansı Sonuç Bildirgesi Cansuyu Derneği Genel Başkan Danışmanı İsmail Mansur Özdemir tarafından tüm dünyaya ilan edildi.
ULUSLARARASI KEŞMİR KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ
CANSUYU Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Cammu-Keşmir’de yaşanan kriz ve belirsizliği yakinen takip etmektedir. Her gün bölgeden gelen haberler ve veriler durumun daha da kötüye gittiğini göstermektedir. Bu nedenle başta ülkemiz olmak üzere uluslararası kamuoyu belirsizliğin ortadan kalkmasına yönelik inisiyatifler alınmalıdır. Tarafımızca konunun öncelikli olarak taraflarına seslenerek krizin ivedilikle bitirilmesi istenmektedir. Bu sebeple CANSUYU, bölgede yaşanan süreçlerden etkilenenler başta olmak üzere, konunun taraflarını bir uluslararası konferansta bir araya getirerek, krizin çözümüne katkı sağlamayı hedeflemektedir. “Uluslararası Keşmir Konferansı” Cammu -Keşmir’de yaşanan krizin ivedilikle ortadan kaldırılması amacıyla özgün ve yapıcı çözümlerin tartışıldığı bir toplantıdır.
Bu çerçevede bölgede yaşanan kriz ve hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına yönelik acil eylem planı şu şekildedir:
Bu haliyle 1948 ile 1965 arasında alınan plebisit kararı ve referandum süreci kaçınılmaz bir uluslararası hukuki gerekliliktir. BM’nin bu konuda almış olduğu 23 kadar kararın tavsiye kararı olmaktan öteye geçerek zorunluluk haline gelmesi zarurettir.
Cammu ve Keşmir bölgesinde yaşanan hak ihlalleri uluslararası camianın yakinen takip ettiği bir konudur. Acilen Hindistan Hükûmetinin bölgedeki sert tutumundan vazgeçmesi gerekmektedir.
Bölgedeki siyasi parti liderleri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, entelektüeller ve yazarlar tutuklanmıştır. Bu durum toplumsal çatışmayı derinleştirmekten başka bir işe yaramaz. Bu kişiler ivedilikle serbest kalmalıdır.
Demokratik haklarını arayan Keşmir halkına karşı asker ve polis şiddeti kabul edilemez düzeydedir. Bu anlamsız şiddet ivedilikle bitirilmelidir.
Binlerce erkek kayıptır. Çocuklar babasız, kadınlar eşlerinden mahrum bırakılmıştır. Gözaltında kayıp olan her bireyden Hindistan Hükûmeti sorumludur. Bu belirsizlik hâli ortadan kaldırılmalıdır.
Bölgedeki etnik grupların, Hindistan güvenlik güçleri himayesinde, Müslüman ahaliye yaptıkları saldırı ve şiddet Hindistan güvenlik güçlerince engellenmeli; suçlular ve suçlulara göz yuman kamu personeli yargılanmalıdır.
Bölgede tüm iletişim hatları ve internet imkânı sınırlandırılmıştır. Soyut vehimlerle halkın iletişim hakkının sınırlandırılması kabul edilemeyecek bir durumdur ve vazgeçilmelidir.
Bölgede sıkıyönetim marifetiyle insanların evlerinden çıkmaları yasaklanmıştır. Medikal ihtiyaçlar başta olmak üzere insanlar temel ve asli ihtiyaçlarını karşılayamamaktadırlar. Bu nedenle tüm dünyaya açık çağrılar yapılmaktadır. İvedilikle bölgeye bir insani yardım koridoru açılmalıdır.
CANSUYU Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak yaptığımız ve yapacağımız çalışmalar, yeryüzünde hakkın ve iyiliğin hâkimiyeti içindir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.