Cansuyu Derneği'nden Pakistan Büyükelçisine ziyaret

Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Keşmir konusunda önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Pakistan Büyükelçiliğine yapılan ziyaret Cansuyu Genel Başkanı Mustafa Köylü başkanlığındaki bir heyetle gerçekleşti. Pakistan Büyükelçisi Muhammed Syrus Sajjad Qazi ve ilgili diplomatik misyon tarafından karşılanan heyet Keşmir’de yaşanan süreçleri masaya yatırdılar. 
Keşmir konusundaki hassasiyetlerini ifade eden Mustafa Köylü: Şu an Cammu Kaşmir meselesinin bizi derinden üzdüğünü belirtmek isterim. Keşmir ile ilgili neler yapabiliriz bunun hakkında elçiliğinizi ziyaret ederek bölge ile ilgili bilgi alışverişinde bulunmak istedik.“ dedi. 
Cansuyu Derneği olarak kurulduğu dönemde ilk organizasyonu Pakistan depreminde yerine getirerek başladıklarını ifade eden Köylü” Pakistan ve Bangladeş’te yaşanan süreçleri yakinen biliyoruz ve takip ediyoruz. Gerçekleşen olaylarda ilk önce Bangladeş’i Pakistan’dan kopardılar. Biz Bangladeş’e sekiz hukukçu arkadaşımızı gönderdik orada görüşmeler yapıp raporlama yaptılar, bu raporları kamuoyuna ve devletin diğer kurumlarına gönderdik. Bangladeş yönetimi bizden rahatsız olup olumsuz haber yaptılar. Biz her zaman legal çalışma yapan bir derneğiz. Yardımlarımızı yapıyoruz. Aynı zamanda insan hakları ihlali varsa hukuk çerçevesinde ilgileniyoruz. Keşmir ile ilgili oradaki toplum hakkında da bilgiye sahibiz. Sayın büyükelçimizin bizi bilgilendirmesinden sonra bölgede yine legal olarak neler yapabiliriz bunu planlayacağız.” dedi. 
Pakistan Büyükelçisi Muhammed Syrus Sajjad Qazi ise Keşmir’de güvenlik, insan hakları ihlali ve diğer sıkıntıların devam ettiğini belirtti. Büyükelçi Syrus: “Geçmişten bu yana yapılan anlaşmalarda Müslümanlar ve Hindular bir bölgede yaşıyorlardı fakat İngiltere’nin kontrolü ile Hindu yöneticilerin Müslümanların olduğu bölgeyi yönetmesi Müslümanlara zulüm oldu. Keşmirliler Hindistan’a bağlı olmak istemiyor. Hindistanlılarda Keşmirlilerin Pakistan’a girmesine izin vermiyorlar. Yaşam sıkıntısı var, bölge abluka altında. Telefon yok, erişim yok, internet yok, haber yok. İnsanların evlerinden dışarı çıkmalarına müsaade etmiyorlar. Okullar kapalı, hastane ihtiyacı olanlar gidemiyor bunun aksi durum tespit edildiğinde Hindistan askerleri tarafından müdahale ediliyor.” dedi. Hindistan’a mesaj olarak bunun kabul edilemez olduğunu belirten Büyükelçi Syrus Qazi, “Demokrasi ülkesi olduğunuzu söylüyorsanız bölge insanlarına da ona göre davranmanız gerekmektedir. Bu zulüm hiçbir şekilde kabul edilecek bir durum değildir.” dedi. 

Ayrıca; Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tüm Dünya’da insani yardım ve hak ihlallerini takip eden bir kuruluş olarak Keşmir halkının da her türlü sorununda yanında olmayı kendisine önemli bir vazife olarak görmektedir. Bölgede yakın zamanda olan deprem ve afetlerde aldığı inisiyatifler yanında bu hassas süreçte de Keşmir halkının yanında olacaktır. Bu çerçevede bölgeye yönelik acil insani yardım çağrısına cevap vermektedir. Keşmir tam olarak bir açık hava hapishanesine çevrilmiş durumdadır. Dünya Keşmir’den haber alamamaktadır. Cansuyu öncelikle Hindistan hükümetinden bu saçma sapan tavrından vazgeçmesini beklemektedir. Varlığını Demokratik gerekçelere nispet ederek sürdüren bir devletin işgal gücüne dönmesi ve birde zulüm etmesi insanlığın ve tarihin asla affetmeyeceği bir durumdur. Bölgede insani dram baş göstermektedir. İnsanlar ilaç ve gıda başta olmak üzere temel tüketim maddelerine ulaşamamaktadır. Hindistan bu cinayetten acilen vazgeçmelidir. İnsani yardım kuruluşlarının bölgeye gitmesi sağlanmalı, anlamsız abluka derhal sona ermelidir. Uluslararası kuruluşlara yönelik olarak yapılan çağrı en güçlü şekilde ifade edilmektedir. Bu anlamsız işgal ve sabotaj telafisi imkansız zararlara sebep olacaktır. Ayrıca BMGK ve İİT ve Şangay Beşlisi’nin bu konuda en güçlü baskıyı Hindistan üzerinde oluşturması beklenmektedir. 

Cansuyu Derneği bölgede insani yardım çalışması yapma konusundaki ısrar ve talebini açık kaynaklardan ve uluslararası kuruluşlardan ilgili yazılarla talep etmektedir. Keşmir konusunda atılacak adımlar büyük bir bölgesel savaşı tetikleyecek ve savaşlardan çok yorulmuş Dünya’yı daha da kaotik bir hale sokacaktır. Hindistan’ı bölgesel bir çatışmanın içinde girmesi konusunda cesaretlendiren şebekeler insanlığın şamarı ile bir gün mutlaka karşılaşacaklardır. CANSUYU Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği mazlum Keşmir halkının yanında olacaktır. Bu konuda makul adımlar atılmaz ise önü alınamaz büyük bir bölgesel gerilim başlayacak ve bunun çok büyük maliyetleri olacaktır.

222 bin 200 kilometrekare toplam alana sahip Keşmir, İngilizlerin etkisi ile 1947'deki bölünmesinden bu yana Hindistan ve Pakistan arasındaki anlaşmazlığa konu oluyor. İngiltere 1947'de Hindistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraksa da bölgede bir kriz ve gerginlik alanı oluşturduğunun da farkındaydı. Bir Maharaca’ya satılan Keşmir o günden bugüne sürekli krizlerle boğuşup duruyor. Halkının %80’i Müslüman Keşmir’de halk Pakistan’a tabi olmak istiyor. Halkoyu ve referandum konusunda alınan pek çok uluslararası karara rağmen süreç İngiltere başta olmak üzere ABD, Rusya etkisi ile Hindistan lehine bir süreç yönetilmeye devam ediyor. Süreci De-Facto yöntemlerle yönetmeyi tercih eden Hindistan, fırsat buldukça da bölgeye müdahale etme hakkını kendisinde görüyor. İki ülke Keşmir sebebiyle 3 savaş yüzlerce çatışma içine girmiş olsa da belirsizlik devam ediyor. Keşmir halkı yıllardır temel haklarından yararlanamıyor. Keşmir tarihi tam anlamıyla bir zulüm tarihi olarak karşımıza çıkıyor. Verilen mücadeleler neticesinde yüzbinlerce Müslüman şehit oldu. 

CAMMU- KEŞMİR’de KRİZ…

 Verilen mücadelelerin etkisi neticesinde bir kazanım olarak Hindistan Anayasası'na, Cammu Keşmir'in demografik yapısını ve kimliğini korumak amacıyla "370'inci madde" eklendi. Bu yasa maddesi gereği Cammu Keşmir bölgesi tamamıyla otonom bir yapıya sahipti. Eyalet Meclisi, iletişim, savunma, finans ve dış ilişkiler alanları dışında kendi yasalarını düzenlemekte serbestti.

Tüm Dünya’da Müslümanlara karşı sistematik hale gelen işgal ve saldırganlığın bir yansıması olarak ele alınacak olan bir tutumda Keşmir’de Hindistan eliyle uygulamaya kondu. 370. Madde ve bölgeye otonomluk hakkı veren yasa 5 Ağustos’ta kaldırıldı. Yasanın kaldırılmasının ardından bölge büyük bir ablukaya alınarak, bölge yöneticileri ve halk tutuklandı. Bölgedeki tüm iletişim kanalları kapatılarak halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile evlerinden çıkması yasaklanarak sıkıyönetim ilan edildi. Tüm dünya ile bağı kopartılan Keşmir’de tam olarak ne olduğu bilinemiyor.

KÜRESEL ETKİLER ve HİNDİSTAN ZULMÜNÜN ARKA PLANI

Hindistan bu tavrı neden şimdi seçti. Küresel düzeyde organize bir süreç oluğu açıklıkla görülebiliyor. Ortadoğu’da başlatılan kriz ve savaş ortamı Dünyanın başka bölgelerinde ki zalim yönetimleri de cesaretlendiriyor. Bunun yanında küresel bir işbirliği görüntüsü de kendisini hissettiriyor. Yakın zamanda Financial Action Task Force (FATF) tarafından Pakistan hükümetinin Kara Para’nın Aklanması ve Terörün Finansmanı konusunda gri listeye alınması, küresel saldırıda bazı uluslararası izlerinde olduğu görünümünü ortaya koyuyor. FATF heyet başkanının Hindistanlı olması bu derin şüpheleri besliyor. 

KÜRESEL KURULUŞLAR KEŞMİR’DEKİ ZULME KARŞI SESSİZ

Bölge’de ortaya çıkan gerilime karşı tüm dünyadan etkisiz sayılabilecek düzeyde kısık sesler çıkıyor. BMGK etkisiz düzeyde konuyu gündem yapıyor, Hindistan üzerinde etkili sayılabilecek bir küresel baskı oluşmuyor. Tüm dünya Keşmir’in yapılacak bir referandumla ve tarihi, demografik ve dinsel müktesebatı ile Pakistan’a ait olduğunu biliyor. Keşmir halkı %80’lik Müslüman nüfusu ve kültürel varlığı ile Pakistan’a ait olduğunu her platformda ifade ediyor. Bugün ve acilen bu konuda önü alınamayacak bir savaş arefesinde olduğumuz şu günlerde tüm dünya acilen inisiyatif almak zorundadır. Pakistan’ın vazgeçemeyeceği Keşmir’de ortaya çıkacak bir savaş çok geniş zeminde tesirler oluşturabilecektir.