Bozseki: Türkiye’miz inşallah küllerinden doğacak
Kayserili 54 yaşındaki ev hanımı Saliha Zeynep Bozseki, depremzedelere az çok demeden yardım ediyor. Bozseki, “Dünya mazlumlarının ve ümmetin tek umudu Türkiye’miz inşallah küllerinden doğacak” dedi.
Yirmi yıldır bireysel yardımlarla insanların kalplerinde taht kuran Kayserili ev hanımı Saliha Zeynep Bozseki şimdi de depremden etkilenen vatandaşların yaralarını sarmak için canla başla çalışıp çabalıyor. Depremin olduğu ilk günden itibaren sahada aktif rol alan Bozseki, kendi imkânlarıyla çevresindeki insanlara ulaşabilmek için her türlü desteği vermekten çekinmiyor. Konu hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulunan Bozseki, " Rabbim bir daha bize bu millete bu acıyı yaşatmasın. Ben yardım amaçlı çok ülke gezdim. Afrika, Arakan, Suriye ben oralarda şunu gördüm. Dünya mazlumlarının ve ümmetin tek umudu Türkiye’miz inşallah küllerinden doğacak. Elbirliği ile bu yarayı saracağız. Herkesin elinin taşın altına koymalı. Ben dernek değilim, vakıf değilim, sadece bir vatandaşım, bir ev hanımıyım ne yapabilirim? Dememeli bir ev hanımı isterse her şeyi yapabilir” dedi.
“ALABİLDİĞİMİZ KADAR MALZEME TOPLADIK”
Kayserili ev hanımı, Saliha Zeynep Bozseki, o günleri şöyle anlattı, “Ben 54 yaşında ev hanımı üç çocuk sahibi bir insanım. Kayseriliyim, 20 yıldır bireysel olarak yardım işleri ile uğraşıyorum. Kayseri’de küçük bir yardım depom var. Kimin ihtiyacı varsa ona ulaşmaya çalışıyordum. Depremin olduğu ilk gün Sivas’taydım. Hemen Kayseri’ye geçerek hazırlıkları yapmaya başladım. Ardından Varmısın Derneği Başkanı Mustafa Tolga Tokluoğlu ile ilk aklımıza gelen Malatya'ya doğru yola çıktık. Kayseri’de çevremde kim varsa aradım. Sonra bir kardeşimin arabası ile Malatya’ya geçtim. O arada benim aklıma ilk gelen battaniye satan toptancıyı arayarak bir araç gönderdim alabildiğince battaniye aldım. İkinci depreme terminalde yakalandık. Sanki bir güç yardım etme isteği bizleri harekete geçirdi. Kayseri’de beklerken ısıtıcılar, battaniyeler, bebek maması, bebek ve hasta bezi ilk zamanda ne lazımsa toplamaya çalıştım. Arabalarımızın aldığı kadar malzeme toplayarak yola çıktık.”
“ART NİYETLİ İNSANLAR ÇOK ÜZDÜ”
Bozseki, “Malatya’ya ilk gittiğimiz gün enkazların başına uğradık orda çok etkilendik ama kendimizi bırakmadık. Çalışmalarımıza başladık. Biz Malatya’da bir haftanın üzerinde kaldık. Sonra tekrardan Kayseri’ye geldiğimizde çevremizden topladığımız malzemelerle tırları doldurarak geri döndük. Çadırların içine yanmayan soğuk geçirmeyen yataklar yaptırıp dağıttık. Malatya’da bizi çok üzen olaylardan birisi biz orada insanlara destek olmaya çalışıyoruz. Birkaç büfe dükkân sahibi bize çay yapmak için elektrik vermedi. Siz burada bedava çay dağıtırsanız biz nasıl çay satacağız dediler bu bizim canımızı çok yakmıştı. İnsanların acısından para kazanmanın derdinde olan insanlarda karşımıza çıktı. Bakınca ben ta Kayseri’den tek başına çıkıp gelip oradaki art niyetli insanların para derdine düşmesi bizi çok üzmüştü” ifadelerini kullandı.
HEM GÖREVLİLERE VE VATANDAŞA KOŞTU
“Deprem bölgesinde ilk gün çok zor geçti” diyen Bozseki anlatmaya şöyle devam etti; “Bir yandan AFAD ve Askerlerimiz çadır kuruyor. Bir yandan insanlar arama kurtarma çalışmaları yapıyor. Biz orda alimizdeki imkânlarla sabaha kadar çay ve yiyecek dağıttık. Çadırlara, AFAD personeline ve Askerimize, Polisimize çay dağıttık. Isıtıcılarımızı ve battaniyeleri dağıttık. Sonra daha fazla ne yapabilirsin derdine düştük. Sonra Elazığ’da bir tanıdığım vardı onu aradık. Dedim ki bize fırın bul market açtır. Bir şekilde fırın bulduk market açtırdık. Sabah Elazığ’a gittik. Lazım ne varsa arabamız aldığı kadar malzeme topladık. Geri döndük. Döndüğümüz de depremzede kardeşlerimiz verdiğimiz malzemelerle altın bulmuş gibi sevindi. Çünkü insanlar hem çalışıyor hem de ayakta kalmaya çalışıyordu.”
“ÜZÜCÜ HİKÂYELER İLE KARŞILAŞTIK”
Bözseki, “Orda en çok şu olayda etkilemişti. Ateş yakılmış ateşin yanında ısınan bir kadın vardı. Ona battaniye verdim. Evin yıkıldı mı diye sorduğumda. Bana şu karşıdaki adam benim ev sahibim. Bir hafta önce bana dedi ki 2 bin liralık ev kirasını 4 bin lira yapıyorum. Yapmıyorsan çık demişti. Şuan o da evsiz bende evsizim dedi. Bu bana çok dokunmuştu. Ne diyeceğimi bilemedim. Oradaki vatandaşlarımızın tepkileri çok farklıydı. İnsanlar malzemelerle bizi görünce hiç olmadığı anda bir şeyler getirmiş oluyorduk. Ben Kayseri’den geldim dediğimde ağlayanlar oluyordu. Siz kalkıp oradan geldiniz bizim imkânı olan akrabalarımız bile bizi yalnız bırakıp gittiler dedi. O gün çadırlarda son kalan çayı dağıtırken yaşlı bir amca bana ‘Biz sahura kalkmıştık. Niyetimizi aldık ama sahur yapamadan deprem oldu. Hepimiz can havliyle çıktık eve giremedik. Şuan senin getirdiklerin bizim iftarımız oldu’ dedi. Bölgede çalışırken çok zor olaylarla karşılaştık. Kendi çabalarımızla hem vatandaşlarımıza hem de orada çalışmalar yapan görevlilere destek olmaya çalıştık” şeklinde konuştu.
“HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI”
Kayserili ev hanımı Saliha Zeynep Bozseki, son olarak şunları anlattı; Bozseki,“Ben şuan Kayseri’ye geçtim ama desteğimiz devam ediyor. Malzemeleri topladıkça bölgeye gönderiyoruz. Sadece Malatya değil Hatay ve Kahramanmaraş’a da gittik. Afet bölgesinde gezmediğimiz yer bırakmamaya çalıştık. Biz Malatya’dan geldikten sonra bölgede çalışan görevlilerimiz için bir minibüs dolusu pasta, börek götürdük. Hepsini dağıttık. Hem çalışan personelimiz hem de afetzede kardeşlerimiz yedi. Rabbim bir daha bize bu millete bu acıyı yaşatmasın. Ben yardım amaçlı çok ülke gezdim. Afrika, Arakan, Suriye ben oralarda şunu gördüm. Dünya mazlumlarının ve ümmetin tek umudu Türkiye’miz inşallah küllerinden doğacak. Elbirliği ile bu yarayı saracağız. Herkesin elinin taşın altına koymalı. Ben dernek değilim, vakıf değilim, sadece bir vatandaşım, bir ev hanımıyım ne yapabilirim? Dememeli bir ev hanımı isterse her şeyi yapabilir” dedi.
Faruk Gökyurt/ www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.