Beslenme tarzınıza dikkat: Kolon kanserine zemin hazırlıyor! İşte 5 öneri...

Beslenme tarzınıza dikkat: Kolon kanserine zemin hazırlıyor! İşte 5 öneri...

Prof. Dr. Mustafa Öncel, gençlerde görülme sıklığı her geçen gün artan kalın bağırsak kanserinin 2035 yılında 2.5 milyon kişiyi etkileyebileceğini belirtti.

Prof. Dr. Mustafa Öncel, “Kolon kanseri ülkemizde hem kadın hem erkeklerde en sık görülen ilk üç kanser arasındadır. Ayrıca kansere bağlı her 8 ölümden birisi kolon kanseri kaynaklıdır. Beslenme alışkanlıklarımız da kolon kanserini tetikleyebiliyor. Protein ve işlenmiş gıdalardan zengin Batı tarzı diyet büyük bir tehdittir. Öte yandan sebze, sulu yemek, liften zengin gıdalar ve balığın ön planda olduğu Akdeniz mutfağı ise koruyucudur” dedi.

"2035 YILINDA 2,5 MİLYON KİŞİ TEŞHİS ALABİLİR"

Öncel, mart ayı Kolon Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Her yıl dünya genelinde 1 milyondan fazla kişinin kalın bağırsak kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkati çeken Prof. Dr. Mustafa Öncel, “Sindirim sisteminde kanserler en sık bu sistemin en son kısmını oluşturan kalın bağırsakta gelişir. Her yıl dünya genelinde 1 milyondan fazla kişi kalın bağırsak kanseri nedeniyle kaybediliyor. Üstelik sıklığı artıyor ve 2035 yılında 2,5 milyon kişinin yeni teşhis alacağı ön görülüyor. Ülkemizde de kalın bağırsak kanserleri hem kadınlarda hem erkeklerde en sık görülen ilk üç kanser arasında ve kansere bağlı her 8 ölümden birisine neden oluyor. Dolayısıyla sağlığına veya sevdiklerinin sağlığına ilgi duyan hiç kimse bir gün kalın bağırsak kanseriyle yüzleşme olasılığına duyarsız kalmaması gerekiyor” diye konuştu.

OBEZİTE VE HAREKETSİZLİK RİSKİ

Prof. Dr. Mustafa Öncel, kalın bağırsak kanserine yol açan faktörlere ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Kalın bağırsak kanseri olasılığını arttıran bazı risk faktörleri biliniyor ve bunların bir kısmı önlenebilir. ‘Önlenebilir’ olması önemli, çünkü insanlar hayat tarzlarındaki değişikliklerle kalın bağırsak kanserine yakalanma şanssızlıklarını azaltabilirler. Sözgelimi bazı çalışmalar obezite ve hareket azlığının ciddi bir risk olduğu yönünde bilgiler sunuyor. Yakınlarda yapılan bir araştırma kalın bağırsak kanseri sıklığının fazla kilolu olanlarda ve obezlerde normal kiloda olanlara göre sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 60 oranında arttığını ortaya koydu. Benzer bir çalışmada ise iş yerinde çalışırken oturma süresi 6-8 saat olanlarda 2 saatten az olanlara göre riskin yüzde 39 daha fazla olduğunu gösterdi. Sigara diğer birçok kanserdeki gibi kalın bağırsak kanserinde de ana etkenlerden. Alkolün de riski arttırdığı da biliniyor. Beslenme alışkanlıklarımız da kalın bağırsak kanserini tetikleyebiliyor. Proteinden ve işlenmiş gıdalardan zengin batı tarzı diyet büyük bir tehdit, öte yandan sebze, sulu yemekler, salata, liften zengin gıdalar ve balığın ön planda olduğu Akdeniz mutfağı ise koruyucu.”

KORUNMANIN EN ETKİLİ YOLLARINDAN BİRİ TARAMALAR

Kalın bağırsak kanseri olan hastaların yaklaşık yüzde 80’inde aile öyküsü ve risk faktörü olarak bilinen hastalıkların olmadığını belirten Prof. Dr. Mustafa Öncel, şu bilgileri verdi:

“Sporadik grup olarak isimlendirilen bu hastalar kalın bağırsak kanseri için kalıtımsal bir yatkınlığı belirlenememiş sıradan, sokakta dolaşan kişilerdir. Kimin kalın bağırsak kanseri olacağına yönelik bu belirsizlik önleyici işlemlerin tüm toplumu hedeflemesini gerektiriyor. Bu yüzden tarama protokolleri önem kazanıyor. Tarama, tamamen sağlıklı bireylerde hastalığın veya öncü lezyonların olup olmadığının araştırılmasıdır. Böylece hastalık oluşmadan veya erken aşamada ortaya konulup, önleyici işlemler yapılabilir. Kalın bağırsak kanseri tarama protokolleri için çok uygun, çünkü kanser gelişmeden önce bağırsağın içinde siğil benzeri öncü lezyonlar (polip) gelişiyor. Poliplerin kanserleşmesi yıllar alıyor. Bu nedenle hastalık henüz polip aşamasındayken teşhis edilip, ortadan kaldırılırsa kanserin oluşmasına engel olunuyor. Kalın bağırsak kanserinde tarama kolonoskopi ve dışkıda gizli kan testi ile yapılıyor. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı her vatandaşımızın 50 ve 60 yaşlarında iki defa kolonoskopi yaptırmasını (eğer bir problem saptanırsa sıklık arttırılır) ve 50 ila 70 yaş arasında her iki yılda bir gizli kan testi için dışkı örneği vermesini öneriyor. Unutulmaması gereken nokta bu testlerin hiçbir şikayeti olmayan kişilerde yapılması gerektiği. Makattan kanama olması, dışkılama alışkanlıklarında değişiklikler, kilo kaybı gibi kalın bağırsak kanserini işaret eden şikayeti olanların olası bir kanser için zaten araştırılması zorunlu ve bu uygulama tarama kapsamı dışındadır.”

GENÇLERDE GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR

Prof. Dr. Mustafa Öncel, gençlerde de görülme sıklığı artan kalın bağırsak kanserinin tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı:

“Kalın bağırsak kanseri genellikle 50 yaşından sonra görülse de gençlerde sıklığı artıyor. Bu trend devam ederse 2035 yılında tüm kalın bağırsak kanserli hastaların yüzde 20’sinden fazlasını 50 yaşından daha gençler oluşturacak. Bu nedenle bazı ülkelerde taramaya başlama yaşı 45’e çekilmiş durumda veya planlanıyor. Kalın bağırsak kanserinin tedavisi birçok disiplininin katkısını gerektirir. Öncelikle kalın bağırsak kanseri birçok kansere göre daha iyi seyirlidir. Bu sebeple multidisipliner konseylerin bulunduğu tecrübeli ekiplerin tedavi sürecini yürütmesi durumunda sonuçlar daha iyileşmektedir. Onkolojik prensiplere uygun olarak yapılan bir cerrahi hala altın standarttır. Günümüzde makata çok yakın kanserlerde bile kalıcı bir stoma (bağırsağın karına getirilip ağızlaştırılması) gerektirecek ameliyatlar yerine makatı koruyucu işlemler yapılabilmektedir. Hastaların önemli bir kısmında ameliyat öncesinde veya sonrasında kemoterapi verilmesi gerekir. Makata yakın yerleşimli kanserlerde ameliyat öncesi ışın tedavisi uygulanır.”

ALINABİLECEK 5 ÖNLEM

Prof. Dr. Mustafa Öncel, kalın bağırsak kanserine karşı alınabilecek 5 önlemi ise şöyle sıraladı:

“Aile riskinizi saptamak için yakınlarınızda kalın bağırsak kanseri görülüp görülmediğini soruşturun.

Düzenli beslenin, Akdeniz mutfağına yönelin, batı tarzı diyet ve fast-food’tan uzaklaşın.

Kilonuzu kontrol altında tutun, haftada 150 dakika orta derecede yoğun egzersiz yaparak hareketlenin.

Sigara ve alkolden uzak durun.

50 yaşına gelince tarama testlerini ihmal etmeyin.”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.