Ankara’nın ismi Helenistik ve Bizans dönemlerinde gemi çapası anlamına gelen Angira (Ankyra veya Ancrya), Türklerin Anadolu’ya gelmesinden sonra Ankara ve Engürü, Batı’da ise uzun yıllar boyunca Angora olarak biliniyordu.
Başkentin tarihsel serüveni ve az bilinenleri


1916 yılının Eylül ayında sebebi bilinmeyen bir şekilde çıkan 3 gün 3 gece süren yangın nedeniyle Ankara’nın dörtte üçü yanmıştır. Raporlara göre bu yangında 11 mahallede 735 hane tamamen, 298 hane kısmen, 2 cami, 6 mescit, 7 kilise, 6 mektep, 3 hastane, erkek ve kadın hapishaneleri, polis numune karakolu, ittihad kulübü, Atpazarında 130 dükkân,4 han, 2 ekmekçi fırını, Arasta’da 50 dükkan, Bedesten’de 300 dükkan, Balıkpazarı’nda 435 dükkan ve 4 ekmekçi fırını, Reji Dairesi Ahz-ı Asker Şubesi binası; Evkaf Dairesi Katib-i Adl Dairesi olmak üzere 969 bina tamamen harap olmuştur.

Ankara’da ilk resmi futbol maçının 21 Ekim 1922 yılında ‘Talimgahgücü’ ve ‘Anadolu Sanatkarangücü’ arasında yapıldı ve Anadolu Sanatkarangücü ilerleyen zamanlarda Ankaragücü adını almıştır.

Abidinpaşa ilçesine adını veren Abidin Paşa’nın Ankara’nın 19.yüzyıl valilerindendi ve Ankara’ya suyu getiren ilk yöneticidir.

Cebeci Hastanesi Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulan Türkiye Cumhuriyet’inin ilk tıp fakültesidir.

Ulucanlar Cezaevi’nin 1925 yılında açıldığını, 1925’den önce ‘at yetiştirmek’ ve ‘silah deposu‘ olarak kullanılmıştır.

Bayındır Barajı (bugünkü adıyla Mavi Göl) 11 Eylül 1957’de yaşanan ve 169 kişinin ölümüne sebep olan büyük sel felaketinden sonra önlem olarak yapılmıştır.

Ankara’nın ilk pastanesi 1920 yılında Ulus Meydanı’nda açılmıştır. Bu pastane İstanbul Pastanesi’dir. Faruk Nafiz Çamlıbel, Hasan Ali Yücel ve Ahmet Muhip Dıranas’ gibi Türk şiiri ve diline katkı yapan yazarlar bu pastanenin müdavimleri arasında yer alıyordu.
Mikail Karaman / www.gazeteilksayfa.com