Bağımlılık yaşı  13’e düştü

Bağımlılık yaşı  13’e düştü

Sosyolog Aile Danışmanı Ziyne Özay, “Maalesef 13 yaşındaki çocuklarda madde kullanımı başladı. Sebebi ise uyuşturucuya daha kolay ve rahat bir şekilde ulaşabilmeleri, iletişim ağının gelişmesi, yalnızlık ve merak duygusu” dedi.

Madde kullanımının son yıllarda fazlaca artması ve madde kullanım yaşının 13’e kadar düşmesi çağımızın en büyük toplumsal sorunu olmaya başladı. Çoğunlukla gençleri etki altına alan bu sorunu Sosyolog Aile Danışmanı Ziyne Özay ile konuştuk. Bağımlılık yaşının ilkokul seviyelerine kadar düştüğüne dikkat çeken Özay, “Günümüzde madde bağımlılığı yaş oranı oldukça düştü. Maalesef 13 yaşındaki çocuklarda madde kullanımı başladı. Sebebi ise maddeyi daha kolay ve rahat bir şekilde temin etmeleri, iletişim ağının gelişmesi, yalnızlık ve merak duygusudur” ifadelerini kullandı.

ÇAĞIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU
Sosyolog Özay, “Bir maddenin fiziksel ve ruhsal kaygılarına sebep olmasına rağmen kullanımına devam edilmesi bırakılmaması ve durdurulamamasıdır. Madde kullanımı çağımızın en ciddi ve kapsamlı toplumsal sorunlarından biridir. Her kesimi etkileyebilmesi ve daha hızlı yayılması bu sorunu ortaya çıkarmaktadır. Uyuşturucu kullanımı insan sağlığı için ciddi bir tehdittir. Uyuşturucu kullanımı, ölümlerin yanı sıra, yaşamların kararmasına, bireyin ve toplumun refah düzeyinin düşmesine; madde ile ilintili suç ve kazaların, enfeksiyon hastalıklarının artmasına yol açmaktadır” diyerek bağımlılığı ve yol açtığı etkenlere dikkat çekti.

BAĞIMLILIK BELİRTİLERİ
Özay, “Fiziksel belirtiler; ağrı, kilo kaybı, gözde kanlanma, kabızlık, solunum güçlüğü, terleme, titreme, kasılma, ağız kuruluğu, göz bebeklerinde küçülme, konuşma güçlüğü gibi belirtiler. Özellikle uçucu madde kullananların üzerinde metrelik bir koku ve uçucudan kaynaklanan lekeler olur. Duygusal belirtiler uyku ve uyuşukluk, ruhsal değişiklikler; isyankârlık, öfke, içe kapanıklık, hafıza kaybı, sosyal çevreden uzaklaşma, anti sosyal davranışlar, saldırganlık çok görülen belirtilerdir” şeklinde konuştu.

BU DEĞİŞİKLİKLERE DİKKAT
“Madde kullanımı ile birlikte ilk görülen değişiklik çevre ve arkadaş değişikliğidir” diyerek söze başlayan Özay, “Madde temin edebilmek için her konuda yalan söylemeye başlarlar. Aşırı para harcama görülür ve yalnız kalmayı tercih ederler. Madde temini için darp, hırsızlık gibi olaylara karışırlar, aile ilişkileri daha mesafeli, iletişimsiz ve çatışmalı hale gelebilir. İnsani prensipleri ve değerleri yok olmaya başlar. İdealleri ve geleceği ile ilgili ümitleri yıkılır” dedi.

TEDAVİYE BAŞVURAN ERKEK SAYISI DAHA FAZLA

Bağımlılık tedavisine başvuran erkeklerin sayısı kadınlara oranla fazla olduğunu vurgulayan Özay, “Her kullanıcının kendine göre sebepleri vardır ya da bunları sebep olarak görmek ister. Duygusal sebepler, haz duygusuna kapılma, çevresel etkenler, aile içerisinde farklı kullanıcıların olması gibi. Erkeklerin madde kullanım sıklığı daha fazladır. Kadınlar ise erkeklerden daha kısa sürede ve daha az miktarda madde kullanmış olsalar da daha hızlı bağımlılık sürecine girerler. Fiziksel ve ruhsal durumları kadınların kullanılan maddeden daha fazla etkilenmesine sebep olur” ifadeleri ile her bağımlının kendine göre sebebi olduğunu söyledi. 

AİLE ORTAMI ETKEN OLUYOR
Özay, “Ev ortamındaki huzursuzluk, kavga, yetersiz ve ilgisiz ebeveynlik, sevgi ve bağlılığın olmayışı, çocukların maddi ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanamaması, öfkeli aile yapısı, aile içerisinde fazla konuşmadan zaman geçirilmesi, çocuklarını takip etmemeleri zaman içerisinde çocukların evden uzaklaşıp dışarıda farklı bir dünya arayışı içine girmelerine sebep olur ve madde kullanımı başlayabilir. Aileler, yargılamadan sakin bir şekilde kişinin yaşadığı sıkıntıları anlatmasına fırsat verilmelidir. Madde kullanan kişiye yanlış davranış sergilenmesi, bağırmak, öfkelenmek, suçlamak, aşağılamak kişiyi daha fazla maddeye itmeye sebep olabilir. Aile olarak bağımlı durumun üstesinden gelebileceklerini anlatarak tedavi olması gerektiği anlatılmalıdır” uyarılarında bulundu.

TEDAVİDE İLK ŞART GÖNÜLLÜLÜK
Özay, “Tedavideki ilk şart kişinin tedavi olmayı istemesi ve kendini hazır hissetmesidir. Zorlama ile tedavi olmaz. Başlangıç olarak kullanılan maddenin türüne ve kişiye göre tedavi belirlenmelidir. Madde kullanım bozukluğu olan hastalarda tedavi için ilaç kullanımı az olduğu için uzun süreli gözetim altında tedavi görmesi daha mantıklı olur. Hastanede yatarak, arındırma işlemi uygulanmalı bu süreçle beraber fiziksel ve psikolojik sorunlarına yönelik ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Hastanın ayık yaşama uyum sağlaması için gerekli bilgi ve beceriler geliştirilmelidir. İyileştikten sonra gerekli sosyal ve psikolojik tedbirler alınmazsa, bağımlılığın yineleme oranı çok yüksektir. Bağımlılık tedavisi uzun bir süreçtir. Sabırlı ve istikrarlı olmak gerekir. Kişinin bağımlı olduğunu kabul edip kendi isteğiyle gelmesi ve tedavisini sonuna kadar devam ettirmesi başarı oranını yükseltir” ifadelerini kullandı.

TEDAVİDE AİLE BÜYÜK ETKEN
Madde kullanımını sebeplerini tedavi şeklini anlatan Sosyolog Ziyne Özay şu ifadeler ile konuşmasını bitirdi,  “Madde kullanan kişilerde tedavi aşamasında aile desteği çok önemlidir. Tedavi ve değişim sürecinin daha uzun süreli olmasını sağlar. Bağımlılık tedavisinde aileyi de kapsayacak şekilde planlama yapılmalıdır. Tedavi aşamasında aile her koşulda kişinin yanında olmalı ve destek vermelidir. Ailenin çocuğunun uçucu madde kullanıp kullanmadığını anlayabilmesi ve bu durumu öğrenmesi halinde, çocuğa karşı davranışlarında dikkatli olması gerekir.”
Kutu…

OKULLARDA BAĞIMLILIK EĞİTİMİ VERİLMELİ 
 Sürekli artan bağımlılık insan yaşamını tehdit ettiğinden genç bireylerin bağımlılıkla mücadele kapsamında okullarda öğretmenlere bağımlılık üzerine eğitimler verilmeli bağımlılıktan korunma adına bir bilinç oluşturulmalıdır.

Faruk Gökyurt\ İLKSAYFA-

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.