Avukat Şeyma Kesim'den EYT’lilere altın değerinde “kıdem” tavsiyesi
Gazetemize konuşan Avukat Şeyma Kesim, EYT’lilerin kıdem tazminatı ödemeleriyle ilgili önemli bir tavsiyede bulundu. Kesim “Kıdem tazminatlarının ödenmesinde mahkemeye gitmek zaman kaybı olabilir, bunun yerine arabuluculuk düşünülebilir” dedi.
EYT düzenlemesiyle 40’lı yaşlardan itibaren yüzbinlerce kişinin emekli olmasının yolu açıldı. Düzeleme ile işçilerin alacağı kıdem tazminatı gündeme geldi. Aynı anda pek çok işçinin emekli olması işverene kıdem tazminatı yükü çıkardı. Avukat Şeyma Kesim ile EYT ve emeklilik hakkı kazanan işçilerin kıdem tazminatı ödemelerinde bilinmesi gereken ayrıntıları konuştuk.
Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Avukat Kesim, “Kıdem tazminatı ödenmesi tartışmaya açık bir konu olmadığından ödenmemesi halinde davalar ve arabulucular ortaya çıkıyor. İşverenler için emeklilerin kıdem tazminatlarını ödemek için özellikle devlet bankalarından kredi desteği verileceğinden bahsediliyor” dedi. Kesim, bu aşamada işçi ile işverenin anlaşmaları için her iki tarafında haklarını korumak adına arabuluculuk yöntemine gidilmesini önerdi.
PAZARLIK MASASI OLABİLİR
Kesim, “Özellikle bazı meslek gurupların da ustalaşmış yaşı ilerlemiş kişiler ile ilgili bir anda toplu bir ayrılma halinde kıdem tazminatı ödemesi zorlaşacağı için arabuluculuk yöntemine başvurarak ödenecek tazminatı taksitlendirmeye gidilme yolu tercih ediliyor. Bu durum bir anlamda işçiyi rahatlatan eksiksiz bir biçimde kıdem tazminatına kavuşma olanağı buluyor. Hem de işverenin cebinden bir anda bu şekilde toplu bir paranın çıkmasının önüne geçiliyor. Dolayısıyla taraflar arabuluculuk masasında bir pazarlık masasına oturabilir. Şirketin kendi ödeme gücüne bağlı olarak bir dava yoluna gidilmesinden ise işçilerine bu yöntemi teklif ederek arabuluculuk yoluyla ödemeleri yapmalarını tavsiye ederim. Dava yoluna gidildiğinde hem mahkeme masrafları hem de avukatlık vekâlet masraflarından dolayı işverenin bu yolla kıdem tazminatı ödemesi onun için çok daha karlı bir yol oluyor. Çünkü ara buluculuk sayesinde süreç bir pazarlık masasına dönüştüğü için işçi ile taksitlendirme ya da uygun bir miktar indirim yapılması imkanına sahip oluyor. O yüzden anlaşmazlıklar yerine ara buluculuk yöntemine başvurmalarını tavsiye ederim” dedi.
“AMAÇ MASRAFTAN TASARRUF”
Kesim, “Arabuluculuk yönteminin işçilere kattığı kazanım ise zamandan ve masraftan tasarruf oluyor. Ara buluculuk yolu ücretsiz bir yol. Dava açıldığında bir dava harcı ödemek zorunda kalıyorsunuz. Ama ara buluculuk yöntemi ücretsiz bir sistem olduğu için kendi başınıza adliyelerde doldurulan bir form ile devlet tarafından atanan aynı zamanda avukat olan tarafsız ve bağımsız bir kişi bu süreci yönetiyor. Hem ücretsiz olması hem de pazarlığa açık olması sürecin avantajlı yönlerinden oluyor. Çünkü iş yargı boyutuna taşındığında bu şekilde bir pazarlık şansınız olmuyor. İşlemler tamamen hukuk sürecine göre ilerliyor. Hem daha çok zaman aldığı gibi dönem dönem cebinizden masraf çıkıyor. Bu gibi davaların ortalama en az süresi bir buçuk yıl sürüyor. Ortalama 2 yıl gibi bir süreç alıyor. İki yıl bakılınca çok uzun bir süreç çünkü bu süre sonun da aldığınız paraya bakıldığında ne yazık ki uygulanan faizlerle çok tatmin edici bir rakam çıkmıyor” ifadelerini kullandı.
“ÜST SINIRA DİKKAT”
Kesim, emeklilik kıdem tazminatında her yıl belirlenen tavan fiyata dikkat çekerek, “Kıdem tazminatı son çalıştığınız şirketin süresi üzerinden alınılır. Bu süreç çalıştığınız süre çarpı son aldığınız giydirilmiş bürüt ücretiniz hesaplanarak ortaya çıkan para ödenir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus şudur. Kıdem tazminatı için her sene yayınlanan bir tavan fiyat vardır. Bu sene kıdem tazminatında tavan ücret 20 bin ise sizin ücretiniz 22 bin çıksa da kıdeminiz belirlenen tavan ücretten ödenir. Son çalıştınız yerdeki süreniz burada önemli olan süredir. Son çalıştığınız iş yerinde 5 yıl çalıştıysanız 5 yıl üzerinden hesaplanır. 20 yıl çalıştıysanız 20 yıl üzerinden kıdem tazminatı hesabı yapılır” uyarısını yaptı.
“UZMANINA DANIŞSINLAR”
Avukat Kesim arabuluculuk sürecinde işçilerin dikkat etmesi gereken durumları ise şöyle dile getirdi: “İşçiler mutlaka bu süreçte bir avukattan yardım alsınlar. Çünkü bu süreçte ara buluculuk tutanağı dediğimiz belge belki sizin dava açarken aslını sunmak zorunda olduğunuz ve tüm taleplerinde bu belgeye göre yürütüleceği bir belgedir. Dolayısıyla başlangıçta formu nasıl doldurduğunuzdan ara buluculuk tutanağında taleplerinizin eksiksiz yazılışına kadar her şeyin dikkatle takip ediliyor olması gerekiyor. Sonuç olarak bu belgeler hukuki bir evrak olduğu için kullanılan dilin hukuk dili olacaktır. Bununun için işin ehli bir avukattan destek almalarını tavsiye ederim. Kanunu bilmemek mazeret olmadığı için geri dönüşün olmadığı bir belge ile maddi kayıplar yaşayabilirler. Avukat bulunmasındaki avantaj şudur. Arabuluculuk tutanaklarında 5 kişinin imzasının bulunması bir mahkeme kararı yerine geçer. İş veren, işçi, avukatları ve arabulucunun imzasının olması mahkeme kararı yerine geçer. O karardan sonra söylenilen ödeme yapılmazsa o imzalı belgeyi tekrardan mahkemeye gerek kalmadan icra yoluna gidebilirler.”
“MASRAFTAN KAÇMAYIN”
İşverenlere de tavsiyelerde bulunan Avukat Kesim, şunları kaydetti: "İşverenlerimiz maalesef mali noktalarda mali müşavirlerini avukatları yerine koyuyorlar. Bir avukata danışmak tahminimce daha masraflı bulunduğu için nasılsa o az çok anlar bordroları zaten o düzenliyor diyerek genelde mali müşavirlerine ve muhasebecilerine başvuruyorlar. Burada elbette mali müşavirlerin ve muhasebecilere diyecek bir söz yok. Sonuçta onlara bir soru yöneltiliyor ve cevap veriyorlar. İş verenler bir ara buluculuk yöntemine gitmek yerine işçilerine bir para ödeyip ardından bir ibraname başlıklı bir yazı alıp işçilerin alacaklarından kurtulduklarını zannediyorlar. Hâlbuki böyle bir şey olmadığı gibi hakkaniyete de uygun değil. İşçinin bir alacağı var bir ibraname düzenleyerek bunları ödediğini teyit etmek istiyorsan yargıtayın aradığı belirli kriterler var. Birincisi bu tutanak işçi işten ayrıldıktan sonra bir ay sonrasında düzenlenecek. İkincisi işçinin hak ettiği rakamlar kuruşu kuruşuna tam olarak yazılacak. Üçüncüsü bu para işçinin belirlediği bir iban numarasına banka yoluyla yatırılması gibi kurallar yerine getirildiğinde kabul edilir. İşveren basit bir yazıyı alınca bu yükümlülükten kurtulduğunu zannediyor. Halbuki daha sonra bir dava açıldığında bu evrağın geçerli olmadığını anlıyor. Burada o yüzden arabuluculuk yöntemini tavsiye ediyoruz. Arabuluculuk sonunda imzalanan belge mahkeme kararı yerine geçtiği için o belge hem işçiyi hem iş vereni koruyor. Dolayısıyla iş veren masraftan kaçıyım diye aslında zor bir sürece ve daha çok masrafa girmiş olur. Bir arabulucuyla anlaşıp işlerin çok daha çabuk ve sağlıklı geçirilmesini sağlar.”
Faruk Gökyurt / www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.