ANKARA’NIN TARİHİ ÇEHRESİ

ANKARA’NIN TARİHİ ÇEHRESİ

Tarihi güzellikleriyle Ankara Kalesi ve çevresi her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. Ankara’da bulunan Türk- İslam yapıtlarından başta gelen hanları ve bedestenleri sizler için araştırdık.

İnsanlık tarihinden bu güne birçok medeniyete ev sahipliği yapan Ankara Kalesi ve çevresi Alpaslan Sultanın Anadolu’yu Türk yurdu etmesinden bu yana Türk- İslam medeniyetine de ev sahipliği yapmaya başladı. Günümüzde Selçuklu ve Osmanlı mimarisi ile birçok yapıya ev sahipliği yapan Ankara’nın turizm yüzü Ankara Kalesi içinde barındırdığı yapılarıyla turizme öncülük yapmaya devam ediyor. Hafta sonu gezilecek tarihi yerlerin arasında yer alan ve günümüzde müze ve hala ticaret merkezi olarak kullanılan geçmişten emanet kalan birkaç yapıyı inceledik. 
Hafta sonu gezilip görülecek incelediğimiz hanların bir kaçı şu şekilde;

ÇENGELHAN

Çengel Han, Ankara Kalesi’nin At Pazarı Meydanı, Depo Sokakta yer alır. Kitabesinden 1522 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Klasik Osmanlı şehir içi hanlarından olan Çengel Han kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İki kat halinde yapılmış olan beden duvarları dışında sivri kemerli ve tonozlu dükkânlar sıralanmaktadır. Giriş kapısı Bursa kemerli olup, önünde sivri beşik tonozlu bir eyvanı bulunmaktadır. Eyvanın sağ ve sol yanlarında taş kemerli nişler yer almakta ve kapı kemerinin arkasında çapraz tonozlu bir geçit ile iki yanda iki kapı hücresi bulunmaktadır. Avlunun güney ve kuzey kenarlarında beşer sivri kemerli dükkân ile doğu ve batı kenarlarında üçer dükkânı bulunan hanın, geçirdiği onarımlar sonucu esas karakterinin değiştiği görülmektedir. Kemerler üç tuğla, bir kesme taş sıralarından meydana gelmiş, duvarlar da yontma taşlar arası tuğla hatıllarla takviye edilmiştir. Kapı üzerindeki bir kartuş içine yazılmış kitabede 1522 tarihi okunmaktadır. Hanın ikinci kat revakları arasında dörtkenarı dolaşan odalar sıralanmaktadır. 

kursunlu-han-001.png

ZAĞFİRAN (SAFRAN) HANI

Altındağ Ankara Kalesi At Pazarı semtinde yer alan han, aslen Kayserili olup, Ankara’ya yerleşen Hacı İbrahim Bin Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyesi 1512 tarihlerinde düzenlendiğine göre bu tarihlerde yapılmış olmalıdır. Hanın yarısı mülk olup, yarısı ise vâkıfın ruhuna cüz-i şerif okumak ve Lütfi Han kapısındaki musluğa bakmak için vakfedilmiştir. İçinde bir mescit yer almaktadır. Klasik Osmanlı hanları tipinde olup, alt ve üst kattaki hücreler iç avluya bakmaktadır. Etrafındaki dükkânlara bitişik 20 adet dükkân yer almaktaydı. 28 Eylül 1806 tarihli bir belgeden, hanın beş bin beş yüz kuruş masrafla tamir edildiği, bundan sonra da eserin bakımının vakıf ile mülk yönetimlerince ortak olarak yapılacağı öğrenilmiştir. Bu dönemlerde hem han hem de etrafındaki dükkânlar işler durumda bulunuyordu.

KURŞUNLU HAN

Ankara Kalesi’ne giden yol üzerinde bulunan ve Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından Mehmet Paşa tarafından 1471 tarihinde yaptırılan eser, tipik Osmanlı şehir içi hanlarındandır. Günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesinin idari binası görevini üstlenen tarihi binanın planı, bulunduğu arazinin şekline uyması için biraz yamuk hazırlanmıştır. Güney yanında bitişik olan Mahmut Paşa Bedesteni ve bu bedestenin dışındaki Arasta üzerinde ikinci bir platform oluşturan Kurşunlu Han aynı dönemin eserleri olup, aynı mimari özellikleri gösterirler. Arazinin meyilli olmasından yararlanılarak, aslında iki kat halinde bulunan hanın altında ahır, depolar ve arabalıkların da bulunduğu üçüncü bir kat daha yapılmıştır. Yapıda yer alan eyvanın her iki yanında, arazinin meyline uygun olarak kademeli olarak yapılmış altı dükkân bulunmaktadır ve bunların hepsi de beşik tonozludur. Beşik tonoz örtülü giriş eyvanının iki yanında da yuvarlak kemerli iki hücre yer almaktadır. 

mahmut-pasa-bedesteni.jpg

MAHMUT PAŞA BEDESTENİ

Ankara Kalesi yolu üzerinde ve Kurşunlu Hanın bitişiğindedir. 1467–1471 yılları arasında Kurşunlu Han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır. On adet büyük kubbe ile örtülü bedesten ve bedesten dışında meydana gelen arasta ile birlikte iki kısımdan ibarettir. Türk Bedesten mimarisinin özgün yapısından farklı olarak, hayli kalın ve yüksek yapılmış beden duvarları moloz ve yontma taştan örülmüştür. Taşlar arası kırmızı bir harç ile (Horasan harcı) doldurulmuştur. Bedesten mimarisinde oldukça büyük sayılan Mahmut Paşa Bedesteninin dış duvarları etrafında, çepeçevre yarı hizaya kadar dükkânlar sıralanmaktadır. Ancak; bu dükkânların sayıları her kenarda aynı değildir. Bu fark doğu ve batı kenarları diğer kenarlara göre daha dar olmasından ileri gelmektedir. Bedestenin kapıları, dörtkenarı ortasında üst üste iki kemerli olarak yapılmış olup, üst kemer sivri alt kemer yuvarlaktır Kemerler ikişer adet ağaç gergilerle birbirine bağlanmıştır. Yapının her iki yanında yer alan pencerelerin üzerinde sivri kemer alınlıklar bulunmakta, beden duvarları ise kirpi saçaklarla sona ermektedir. Söz konusu bedesten günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin teşhir salonu olarak kullanılmaktadır. 

337503,pirinc-hanjpg.png

SULU HAN

Altındağ Hacı Doğan Mahallesi, Tekneciler Sokağı ile Sulu Han Sokağı arasında bulunmaktadır. 1685 tarihinde Şeyhülislam Cevvar Zade Mehmet Emin Bey tarafından Zincirli Camisine vakıf olarak yaptırıldığı ileri sürülen Sulu Han’a Hasan Paşa Han’ı da denilmektedir. Ancak, 1141tarihli vakfiyede, hanın Abdülkerimzade Mehmet Emin Bey tarafından vakfedildiği kayıtlardan anlaşılmakta olup, ancak; eserin yapılışına ait bir kayıt bulunmamaktadır. Büyük bir alanı kaplayan han iki kısımdan oluşur. Birinci kısım kareye yakın dikdörtgen planlı, ortası avlulu iki katlı kısımdır. Bu bölümden sadece doğu ve güney cephedeki dükkânların çok azı günümüze ulaşmış, batı ve kuzey cephelerdeki binalar ise tamamen yıkılmış, sadece dış duvarlar günümüze ulaşmıştır. Güney tarafı yarıdan itibaren tamamen toprak altında kalmış ve kapanmıştır. Kalıntılardan, hanın iç avlusunun dörtkenarda payeler üzerine istinat eden sivri kemerli revaklarla çevrilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Revaklar arkasında birer kapı ile revaklara açılan ocaklı odalar sıralanmaktadır ve köşelerdeki hücrelerin kubbeli olduğu anlaşılmaktadır. Halen tamamen toprak altında kalmış ve büyük bir bölümü kapalı olan ikinci kısmın ahırlara ve depolara ayrılmış olduğu sanılmaktadır. 

PİRİNÇ HAN

Pirinç Han Ankara'nın Altındağ ilçesinde, At pazarı mevkiinde bulunan bir handır. Günümüzde çoğunluğunu antikacıların oluşturduğu dükkânlara ev sahipliği yapmaktadır. Giriş duvarında ünlü Türk şairi Faruk Nafiz Çamlıbel'in Han Duvarları isimli şiiri yazmaktadır. Tarihçesi hakkında kesin bir görüş bulunmayan han hakkındaki en geçerli yorum; asıl Pirinç Han'ın 1930'lu yıllarda içinde bulunan mescitle beraber yıkılıp, yerine bir ilkokul yapıldığıdır.[4][5] Günümüzde Pirinç Han olarak bilinen ve kullanılan han ise, eski ahşap bir konağın restore edilerek hana dönüştürülmesiyle açılmıştır. Bugün eski ve yıkılan -ya da yıkılmış olduğu kabul edilen- han binası hakkında birbiriyle çelişkiye düşen iki önemli belge bulunmaktadır. İlki, 17. yüzyılın sicil kayıtlarında Rumeli Kazaskeri Emin Mehmet Efendi tarafından bir han inşa ettirildiğini yazan belgedir. Fakat bazı akademisyenlere göre aynı hanın başka kayıtlara göre 1739 yılında vakfedildiği bilinmektedir. Günümüzde mevcut binasında varlığına devam eden Pirinç Han, şehrin ilk ahşap hanı olma özelliğini taşımaktadır. Bu yapı üç katlı ve avluludur. 

Faruk Gökyurt/ İLKSAYFA 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.