Ankara'daki tek Sinan eseri: Cenabi Ahmet Paşa Camii
Ünü dünya sınırlarını aşmış Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseri Cenabi Ahmet Paşa Camii, tam 452 yıldır varlığını koruyor. Ulucanlar'daki eşsiz yapı, Başkent’teki tek kubbeli cami olma özelliğini taşıyor.
3 bin yıllık tarihi boyunca çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapan Ankara, tarihte üç kez başkentlik yaptı. Ankara'nın tarihte başkentlik ettiği ilk kent Galat Devleti'ne olur. Onu Roma İmparatorluğu'nun Galatya eyaleti izler. Üçüncü başkentliği ise herkesin bildiği üzere 13 Ekim 1923'te başlayan başkentliğidir. Ankara, tarihteki bu rolünü Kanuni Sultan Süleyman zamanında bir kez daha ispatlar. Şehzade Bayezid ve Şehzade Selim'in Kütahya ve Manisa valiliklerinden dolayı Ankara Anadolu Beylerbeyliği Ankara'ya kaydırılır.
Bu iki şehirde oldukça yakın olmasından ötürü Kanuni Devri'nin en zor yıllarında, Ankara'ya Anadolu Beylerbeyi olarak atanan Cenabi Ahmet Paşa zamanında kent, aynı zamanda Anadolu'daki bütün ticaretinin aktığı bir merkeze dönüşür. O dönem Osmanlı topraklarını dört bir köşesini yeniden imar eden Mimar Sinan, Cenabi Ahmet Paşa'nın isteği üzerine Ankara'ya gelerek, bu kent için de bir eser yapar. O yapı, Cenabi Ahmet Paşa'nın adını taşıyan kare yapılı ve kubbeli bir cami olacaktır.
1566 YILINDA YAPILDI
Ulucanlar Caddesi'ndeki Cenabi Ahmet Paşa Camisi Osmanlı mimarisinin Ankara'da bulunan örneklerindendir. Giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1566 yılında Anadolu Beylerbeyliği yapan Cenabi Ahmet Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Bunun yanı sıra caminin pencereleri üzerindeki kitabelerden 1883'de Abdülaziz Zadeesseyyit El-Hac Ahmet ve 1887 yılında da Ankara Valisi Ağabeydin Paşa (1843-1908) tarafından onarıldığı öğrenilmektedir.
KUBBELER İLE ÇEVRİLİ
Ankara'nın en eski camilerinden olan bu yapı kare plânlı olup, ibadet mekânı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Ankara’nın kesme taşından yapılmıştır. Son cemaat yeri üç mermer sütunun taşıdığı üç kubbe ile örtülüdür. Bunlardan ortadaki kubbe Osmanlı mimarisinde görüldüğü gibi, diğerlerinden daha yüksek ve daha geniştir. Son cemaatin sağ tarafında kesme taştan tek şerefeli, 16 köşeli minaresi bulunmaktadır.
KALEM İŞLEMELERİ BEZELİ
Caminin giriş kapısı beyaz mermer ve somakilerin oluşturduğu stalaktitli (kireç taşından) bir bezeme ile süslenmiştir. İbadet mekânı üç sıra halindeki 32 pencere ile aydınlatılmıştır. Minber ve mihrap oldukça sadedir. İbadet mekânını örten büyük kubbe 16 pencereli bir kasnak üzerine oturmuştur. Kubbenin iç kısmı ve etekleri kalem işleri ile bezenmiştir.
İKİ TÜRBELİ CAMİ
Caminin sol yanındaki küçük hazirede Cenabi Ahmet Paşa'nın ve 18'inci asra ait Azimi türbesi bulunmaktadır. Bu türbe de 1566 yılında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. 1813 ve 1940 yıllarında onarılmıştır. Sekizgen bir planı olan türbe, Ankara kesme taşından yapılmıştır. Yer yer köfeki taşlarından da yararlanılmıştır. Kubbe doğrudan doğruya kasnak olmadan duvarlar üzerine oturmuştur. Türbe içerisinde yalnızca Cenabi Ahmet Paşa'nın sandukası bulunmaktadır.
Cenabi Ahmet Paşa Türbesi (1561) sekizgen planı, kubbeli tipik bir Osmanlı Türbesidir. Azimi Türbesi'nin 1758 tarihli kitabesi vardır. Dikdörtgen planlı kiremit kaplı çatısı vardır.
ABİDİN PAŞA ZAMANDA ONARILDI
Üç bölümlü son cemaat yeri, tek kubbenin örttüğü harim; klasik ölçülerdeki mihrap, minber ve mahfiliyle tipik bir Sinan eseridir. Cümle kapısı üzerinde inşa kitabesi 1566, batıdaki pencere üzerinde Ankara Valisi ünlü Mesnevi Şarihi Abidin Paşa'nın 1878 onarım kitabesi bulunur.
CENABI AHMED PAŞA KİMDİR?
Sarayda kilerbaşı ve çaşnigirbaşı görevlerinde bulunan Gürcü asıllı Osmanlı devlet adamı Cenabi Ahmed Paşa, Şehzade Bayezid ve Şehzade Selim'in Kütahya'daki valiliklerinden dolayı Ankara'da oturmak üzere Anadolu Beylerbeyi oldu. Uzun müddet bu görevi yöneten Paşa, 1566'da Ankara'da vefat etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.