AK Parti'den Dışişleri Bakanlığı’nın önerisine ret: Meclis’te Mirabal Kardeşler krizi

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Dışişleri Bakanlığı krizi yaşandı. Bakanlık temsilcilerinden gelen Ankara’daki isimsiz bir parka Mirabal Kardeşler isminin verilmesi isteğine AK Parti’den itiraz geldi.

AK Parti Mamak Meclis Üyesi Mahir Alay, parka Türk kültürü ve tarihinden referansla başka bir isim verilmesi gerektiğini söyledi. Meclis Başkan Vekili Ertan Işık itiraza cevaben Mirabal Kardeşler isminin Dışişleri Bakanlığı tarafından önerildiğini söyledi. Diyaloğun ardından salonda şaşkınlık yaşandı.

Başkanlık yazısı ile ilgili maddenin isimlendirme komisyonuna yönlendirilmesinden sonra Meclis üyeleri arasında homurtular duyuldu. Bunun üzerine Başkan Vekili Işık, AK Parti Mamak Meclis Üyesi Mahir Alay’ı kürsüye davet etti.

TÜRK KÜLTÜRÜ VURGUSU

Mahir Alay yaptığı konuşmada, “Kentlerde bulunan sokak, cadde, mahalle, park ve mekan isimleri toplumsal hafıza için çok şey ifade eder. Kentsel kimliklerimizin bize özgü değerlerden oluşması gerektiğini savunuyorum. Kendi kültürümüzden, kendi tarihimizden referanslarla isim kodları oluşturmamız gerektiğine inanıyorum. İsteğimiz, Türkocağı Caddesi’ndeki parka tarihimize, kültürümüze ve buranın ruhuna uygun bir isim verilmesidir. Yabancı isimler ve yabancı hikayelerden önce biz gelmeliyiz” ifadelerini kullandı.

ŞAŞKINLIK YAŞANDI

Konuşmanın ardından Alay’a teşekkür eden Başkan Vekili Işık, Meclis üyesini uyardı. Işık, “Atladığınız bir konu var. Bu bizim irademiz ile olan bir konu değil. Konu, Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen talep üzerine gündeme alındı. Talep Dışişleri Bakanlığı’ndan geldiği için devlet terbiyesi olarak gördük. Bu ismi gündeme bile almayacaktık. Devlette devamlılık esastır diye aldık. Oylamada üçte iki çoğunluk aranıyor. Takdir ederseniz komisyonda reddedersiniz” dedi.

Önerinin Dışişleri Bakanlığı’ndan geldiğini öğrenen Mahir Alay itirazını devam ettirmedi. Salonda bir sonraki maddenin oylamasına geçildi.

MİRABAL KARDEŞLER KİMDİR?

Mirabal kardeşler olarak bilinen Patria, Minerva ve María Teresa; 1930'dan 1961'e değin Dominik Cumhuriyeti'ni yöneten Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele vermesiyle tanınıyor.

Kardeşlerin 1960 yılındaki diktatörlük karşıtı mücadeleleri ülke çapına yayıldı. 25 Kasım 1960’te diktatörlük polislerince durdurulduktan sonra üç kardeş ve şoförü Rufino de la Cruz boğazlanarak ve dövülerek öldürüldü.

Cinayetin ardından olayın örtbas edilmesi için cesetler cipe konuldu ve bir uçurumdan atılarak kaza süsü verilmeye çalışıldı. Olay kamuoyuna Trujillo'ya yakın gazetelerden El Caribe tarafından araba kazası olarak duyuruldu. Ancak örtbas girişimi başarısız oldu. Kardeşlerin kurdukları Clandestine Hareketi, öldürülmelerinden bir yıl sonra diktatörlüğün yıkılmasında önemli rol oynadı.