Aile Danışmanı İlhan Koç: “Bireylerin etki alanları kendi davranışlarıdır.”

Psikolojik Danışman İlhan Koç, eşlerin birbirleriyle iletişim kurarken ortaya çıkan sorunlarını ve çözüm önerilerini gazetemize aktardı. Koç, “Kabul edilmek ve değerli olmak tüm insanlar için çok önemlidir. Çiftler arasında yaşanan temel iki sorun yetersiz iletişim ve problem çözme becerilerinin eksikliği. İnsanlar evliliği iki kişi değil, birleştirilmiş tek kişi olarak tasarlıyor. Bu mümkün olan bir şey değil, insanlar farklı düşünce ve duygularla sağlıklı bir iletişim kurabilirler. Etkin bir iletişimde kendi ifadelerinizden çok muhatabınızın kendisini ifade etmesi ve fikirlerini belirtmesi önemlidir. Anlatmak sadece bir araçtır. Önemli olan anlaşılmaktır” dedi.

İnsan Psikolojisindeki Yön Levhaları

Koç, “İnsan psikolojisinde iki duygu insan için temel oluşturmaktadır; kabul edilmek ve değerli olmak” diyerek bu iki unsurun düşünceleri, duyguları ve davranışları oluşturan yön levhaları olduğuna dikkat çekti. Koç, “Bu nedenle bu iki kavram tüm insanlarla iletişim ve etkileşim için yasa hükmündedir” diye konuştu.

Birleştirilmiş Tek Kişi

İnsanlar arası etkileşimin çok yönlü olduğuna değinen Koç, her insanın algısının farklı olduğunu dile getirdi. Koç, “Bu algı filtreleri; kişilik tipi, düşünme biçimi, algı şekli ve yorumlama biçimi gibi özelliklerimizle farklılaşabilir. Oysa biz evliliği iki kişi değil, birleştirilmiş tek kişi olarak tasarlıyoruz. Bu mümkün olan bir şey değil, insanlar farklı düşünce ve duygularla da sağlıklı bir iletişim ve duygusal bağ oluşturabilir, aynı hedefler etrafında mutlu olabilirler” ifadelerini kullandı.

İki Temel Sorun

Koç, eşlerin ilişkilerinde yaşam kalitelerini artırmak, mutlu ve başarılı bir ilişki sunmak için yapılması gerekenleri şöyle aktardı; “Çiftler arası çatışma veya sorunların çözümünde genellikle iki sorunla karşılaşıyoruz; bunlar iletişimlerinin yetersiz olması ya da etkili problem çözme becerilerinin eksikliği. Problem çözme becerisi için problemin net olarak tanımlanıp ortaya konması ve alternatif çözüm seçeneklerinin değerlendirilerek uygulamaya geçilmesi gerekir. Etkin bir iletişim için ise, öncelikle insan kendi etki alanı ile başlayabilmelidir.”

Etki Alanı Birey Davranışları

“Bizim etki alanımız kendi davranışlarımızdır” ifadesini kullanan Koç, “İnsan, geçmişin büyüttüğü çocuktur. Yetiştiğimiz aile, anne ve babamızın davranış ve tutumları algılama filtrelerimiz ve yorumlama seçeneklerimize yüksek etki etmektedir. Kimi zaman geçmişteki bu zihinsel anne-baba temsilleri birlikte olduğunuz kişi ile ilgili sorunlar oluşturur. Örneğin; eşiniz, zihinsel anne-baba temsilleriniz ile uyumlu olmayabilir ve siz eşinizden de zihinsel temsildekine benzer tutum ve davranışları yapmasını beklersiniz. Bu gerçekleşmediğinde huzursuz olur ve rahatsızlık hissedersiniz” diye konuştu.

“Anlatmak Sadece Bir Araçtır”

Koç, evlilik süreçlerinde dikkatten kaçan bir diğer önemli unsurun eşlerin sürekli değişim ve gelişim içinde olduğu, yaş ve olgunlaşmaya bağlı olarak davranışlarında farklılıklar doğduğuna değindi. Koç, “İletişimde insanın psikolojik temel yaklaşımı ‘anlaşılmak’tır. Anlatmak sadece bir araçtır. Amaç anlaşılmaktır. Bu nedenle iletişimde muhatabımızın kendisini ifade edebildiği bir iklim oluşturmak çok stratejik ve anlamlı bir durum ortaya çıkartmaktadır” dedi.

Dinleme Virülerine Dikkat Edilmeli

İletişim esnasında bireyin sadece kendi söylediklerine odaklanmasının eksik iletişim doğuracağını kaydeden Koç, şu açıklamalarda bulundu; “Etkin bir iletişimde kendi ifadelerinizden çok muhatabınızın kendisini ifade etmesi ve fikirlerini belirtmesi önemlidir. Bu sebeple dinleme virüslerine dikkat etmeliyiz. İletişim anında dinleme virüsleri dediğimiz; cevap hazırlama, akıl okuma, ifadeleri tamamlama gibi davranışlarımızı kontrol etmeliyiz.”

İlişkilerin Kopmasına Sebep Olan Etkenler

Koç, eşler arası ilişkilerin soğumasına veya kopmasına sebep olan diğer konuları şu şekilde sıraladı; “Olumsuz sıfat ve isimler ekleme, genellemeler yapma, geçmiş olumsuz davranışları sürekli olarak dile getirme, tenkit ve yapıcı olmayan eleştiriler, suçlama, üstten bakma, umursamazlık, öfke ve şiddet içeren tutumlar, genellikle beğenmeme tutumu sergilemek, başkaları ile kıyaslamak, sorunların başka insanların ya da toplumsal alanda ifade edilmesi olarak sıralanabilir. ”

Buket Beslen/İlk sayfa-