72 ürün üretiliyor: Topraksız tarım gelişiyor

72 ürün üretiliyor: Topraksız tarım gelişiyor

Topraksız tarım firması sahibi Cevahir Kaşkır, “Toprağa ve güneşe ihtiyaç duymadan ürünlerimizi üretebiliyoruz” dedi. Kaşkır toprakta yetişen sebze ile suda topraksız bir şekilde yetişen sebze arasında besin değeri olarak bir farklılık olmadığını söyledi.

Hızla artan nüfus, köy hayatını bırakıp şehir hayatına yerleşme gibi faktörler, tarım ve çiftçilikteki sorunları da beraberinde getirdi. Bunun akabinde de topraksız tarım adı verilen hidroponik sistem ortaya çıkmaya başladı. Gelenekselleşmiş tarım faaliyetinin yanına eklenen Dikey Tarım Üretim Modeli sayesinde hem sudan, hem mazottan hem de zamandan tasarruf edilebiliyor. Geliştirilen sistem sayesinde, herhangi bir kapalı alanda, toprağa ve güneşe ihtiyaç duyulmadan bitkiler katlı raflarda veya kulelerde orijinal besin değerine uygun bir şekilde yetiştiriliyor. Sistem hakkında gazetemize konuşan Topraksız Tarım Firma Sahibi Cevahir Kaşkır, “Biz güneşe maruz kalmadan bitki yetiştirebiliyoruz çünkü ledlerle güneşimizi elde ediyoruz. Toprağa bağlı kalmadan yetiştiriyoruz çünkü toprağı suyla absorbe ediyoruz. Şu anda kendi tesisimizde denemiş olduğumuz 72 tane ürünü rahatlıkla yetiştirebiliyoruz” dedi.

deparment.jpg

“DÜNYA ÜLKELERİYLE AYNI NOKTADAYIZ”

Topraksız Tarım Firma Sahibi Cevahir Kaşkır, topraksız tarım sistemlerinde dünya ile birlikte ilerlediğimizi belirterek, “Tarım ekipmanları konusunda birçok ülke bizden ileri durumda. Fakat topraksız tarıma herkesle aynı anda başladığı için biz bütün dünya ülkeleriyle aynı noktadayız. Bu bizim için oldukça önemli. Mat Fıltratıon olarak geliştirdiğimiz bu sistemde topraksız tarımı hedefliyoruz. Sistemde tüm kullandığımız pompa, filtre, plastiklerimizi kendimiz üretiyoruz. Sadece ledlerin içerisindeki led ışıklar ve pompalarımız yurt dışından geliyor. Onların dışında ürettiğimiz sistemin yaklaşık yüzde 95’i yerli üretim” diye konuştu.

feslegen.jpg

GÜNEŞE VE TOPRAĞA BAĞIMLI DEĞİL

Birçok ülkenin çok hızlı bir şekilde topraksız tarım sistemine döndüğünün altını çizen Kaşkır, “Dünyada ihracat tarım şu anda hem petrol fiyatlarındaki artış hem birim maliyeti oranlarının yükselmesi nedeniyle artıyor. Bizim ülkemizde de Antalya seralarından tüm büyük şehirlerimiz besleniyor. Bundaki amaç şu, biz güneşe maruz kalmadan bitki yetiştirebiliyoruz çünkü ledlerle güneşimizi elde ediyoruz. Toprağa bağlı kalmadan yetiştiriyoruz çünkü toprağı suyla absorbe ediyoruz. Dolayısıyla biz kentlerde kullanılmayan otopark alanları, atıl bırakılmış fabrika depoları, yer altı kaynakları, konteyner sistemleri gibi kullanılmayan birçok yerde tarım yapabiliyoruz. İstanbul'un ihtiyacı olan sebze ve meyveyi, İstanbul'da karşılayabildiğinizde nakliye yükü, akaryakıt yükü ve birim fiyatlarımız çok daha makul seviyelere inecek” şeklinde konuştu.

kivircik.jpg

“72 ÜRÜNÜ RAHATLIKLA ÜRETEBİLİYORUZ”

Topraksız tarım için kullanılan ürün sayesinde birçok sebze ve meyvenin yetiştirilebileceğini ifade eden Kaşkır, “Şu anda bizim kendi tesisimizde denemiş olduğumuz 72 tane ürünü rahatlıkla yetiştirebiliyoruz. Burada asıl önemli olan konu boylanma. Burada bir kabak ya da salatalık yetiştirmek satış fiyatları üzerinden hem ekonomik değil hem de ışığa dayalı yükseklik olduğu için fırsat sonra dışında beslenmesi mümkün olmuyor. Dolayısıyla kısa boylu yeşil bitkiler, kırmızı bitkiler yetiştirilmeye ve elverişliliğe daha uygun” dedi.

matt.jpg

BESİN DEĞERİ AÇISINDAN FARKLILIK OLMUYOR

Toprakta yetişen sebze ile suda topraksız bir şekilde yetişen sebzenin arasında besin değeri olarak herhangi bir farklılık olmadığını aktaran Kaşkır, “Biz suyun içerisine bitkinin ihtiyacı olan minareleri ekliyoruz. Üründe yer alan tanklarımız sayesinde yükselen pH'ı ya da alçalan pH'ın bundaki dengeliyoruz. Otomatik pompalar, otomasyon sistemi yapıyor. Arkada gördüğünüz filtre havuzumuz var. Kaba filtrasyonumuzu yapıyoruz. Organik kök atıklarını topluyoruz. Burada da toprakta alması gereken her bitkide farklı reçetesi var. Her toprak demir, sülfat içermeyebilir. Dolayısıyla biliyorsunuz her toprakta, her bitki yetişmeyebilir. Yetiştiği zamanda kaliteli yetişmeyebilir. Biz burada bitkinin temel ihtiyacını bildiğimiz için sisteme onu veriyoruz. Bunu da 24 saat otomasyon sistemleriyle kontrol ediyoruz” ifadelerini kullandı.

ruveyda-ve-mat.jpg

KULLANILAN SU TEKRAR KULLANILIYOR

Hiçbir tarım sisteminde suladığınız bir bitkiyi tekrar sulayamayacağınızı belirten Kaşkır, geliştirilen sistem sayesinde kullanmış oldukları suyu gerekli temizleme işlemlerinden geçirerek tekrar kullandıklarını vurguladı. Kaşkır, suyun temizlenme sürecini ise şu cümlelerle anlattı:

“Buna topraksız tarımdan ziyade susuz tarım diyebiliriz. Neden susuz tarım? Çünkü konunun detaylarına baktığımız zaman, biz İstanbul’daki 550 metrekarelik alanda yaklaşık 1.3 ton ürün yetiştiriyoruz. Bunun tamamını 1.2 ton suyla yapıyoruz. 30 gün boyunca aynı suyu devir daim yaparak kullanıyoruz. Sonra o suyu hasat dönemi geldiğinde bitkileri ayıklıyoruz, fakat suyu atmıyoruz. Su önce kaba filtrasyondan, organik atıkları eliyoruz. Sonra ters ozmoz yöntemiyle pH'ını ayarlıyoruz. Sonra ozon sistemiyle ozon vererek suyun mikro bakteriyellerinden arındırıyoruz. En son hidrojen peroksit vererek suyu tamamen stirelize ediyoruz. Ardından temizlenen suyu tekrar kullanıyoruz.”

mat.jpg

“KARLILIĞI ARTTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”

Son olarak geliştirmiş oldukları sistemin özelliklerinden bahseden Kaşkır, “Özel besine temas edebilir plastik sistemleri kullanıyoruz. Bu plastik bizim için şu anlamda da önemli. İçeride pH oranını dengeleyen bazı asidik solüsyonlar kullanıyoruz. Bunu da uygun olmayan plastiklerde mikro plastik olarak sesine iletmesi söz konusu. En büyük farkındalığımız, kullandığımız materyal malzememiz. İkinci sistem, kullandığımız ışıklar ile elektrik enerjisi tüketimimizin yüzde 70’ini ışıklardan kaybediyoruz. Dolayısıyla ışıklar şu anda normalde ortalama bir metrekarede 100 watt kullanırken biz 1.2 metrekarede 72 watt kullanarak aynı verimi, hatta daha fazla verimi alıyoruz. Üçüncü farklı sistemimiz birim alandaki delik sayımız. Türkiye'de ve dünyada şu anda piyasaya sürülen delik sayılarından yüzde 40 daha fazla. Bununla hem kaybettiğimiz ışığı daha fazla bitki üreterek bitkiye veriyoruz hem de birim alandaki karlılığımızı arttırıyoruz. Yatırımcıların karlılığını arttırmayı hedefliyoruz. Bir diğer sistem ise reflektif aynaları. Bu normalde karşı tarafta da var. Yine kaybettiğimiz plastik yüzeyden yansıyan ve yansımayla kaybolan ışıkları tekrar alanın içine topluyoruz. Bu da dünyada çok sınırlı sayıda yapılan bir sistem” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak:Rüveyda Aslıipek

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.