Suçlu kim?
Hafta sonu Ankara büyük bir sel afeti yaşadı. Alt yapı tıkandı. Ankara çayının debisi yükseldi. Sokaklar hatta evler su içinde kaldı. Vatandaş yine bildiğimiz gibi olan olaya üzüldü. Sonra herkes siyasi görüşüne göre ya mevcut belediyeleri ya da bir önceki belediye yönetimini suçladı. Ama bu durum yine hiçbir sorunu çözmedi.
Doğru doğaüstü bir sağanak vurdu. Mevsim normallerinin üstünde bir yağış aldı Ankara. Gerçi mevsim normalleri üstünde diyoruz da son iki üç yıldır mevsimlerde yaşanan kaymalar Nisan ve Mayıs yağmurlarını Haziran ayında almamıza neden oluyor. Mevsim kaymaları iklim değişiklikleri de normalleşmeye başladı.
Vatandaşımız yine aynı demiştik. Maalesef insanımız yine aynı şikâyetler yine siyasi görüş fark etmeden suçlu arama durumu. Bu durum belki de psikolojik bir rahatlama şeklidir bilemem. Ama keşke herkes işini düzgün planlı yapsaydı da. Yenimahalle Şentepe’de apartman dairesinin içinden sel geçmeseydi. Kimse dememiş sanırsam kardeşim yolun şartları uygun değil sen burada nasıl kot ikiye daire koyuyorsun diye? Ya da yine Yenimahalle’de Şehit Cem Ersever Caddesi altyapının eski olmasından dolayı çöktü yeniden yapıldı.
Bu gibi birçok olay birçok görüntü mevcut. Bakınca herkes şikâyetçi ama herkes memnun. Herkes karşısındakini suçluyor. Herkes o niye yapmıyor ya da yapmadı diyor. Ama benim gördüğüm şu birbirimizi ya da birilerini suçlamak kolay psikolojik olarak da rahatlatır. Çünkü ortada bir suçlu var. Ama bu durum sorunu çözmez. Çözmüyor da. Sorunu çözecek tek çözüm herkesin işini kitaba kurala göre yapması. Matematik ve mantıkla yapması. Fizik kurallarına doğaya karşı gelemeyiz. Ve herkesin suçlu aramaktan önce kendine dönüp acaba ben ne yaptım demesi gerekir belki de.