Mimar Sinan’ın Sanatında Ölümsüzleşen Aşk
Ömrünü ve servetini yardım ve hayır yoluna vakfeden Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan gençliğinin baharındaydı ve evlenmesi için iki aday vardı.
Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsçada “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Mihrimah ile evlenmesi için uygun görülen adaylardan biri Diyarıbekir Valisi Rüstem Paşa, diğeri Mimar Sinan’dır. Ama padişah, kızının Rüstem Paşa ile izdivacını uygun görür.
Koca Sinan Ellisindedir ve koca yüreğinde Mihrimah Sultanın aşkı vardır.
Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama ilmini ve sanatını ustaca kullanarak aşkını eşsiz bir sanata dönüştürmüştür.
Üsküdar’a Mihrimah Sultanın emriyle 1540 yılında Sultanın adına bir cami temeli atar ve 1548’de bitirir.
Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.
Bir rivayete göre ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, o zaman kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camiini görecek bir noktaya ikinci bir cami yapmaya başlar Mihrimah Sultan adına. Başka bir rivayette o bölgeye Mihrimah Sultan adına ikinci bir cami yapılmasını Kanuni ferman etmiş, çok ince hesaplarla caminin yerini özel bir anlam yükleyerek Mimar Sinan belirlemiştir.
İncecik kubbesiyle yükselip tek minaresiyle yalnızlığı sembolize eden ihtişamlı eser, zarif kubbeyi üzerinde taşıyan 161 pencere, caminin iç güzelliğini pırıl pırıl aydınlatır.
“İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana.”
İşte, aşka adanmış iki eser.
Şimdi gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki iki camiyi aynı anda görebileceğiniz bir yer seçin (Beyazıt Yangın kulesi veya o bölgede yüksek bir yer olabilir) 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyre dalın.(Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.)
Göreceğiniz manzara şudur. Edirnekapı’daki camiinin tek minaresi ardından kızıla bürünen güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından büyüleyici güzelliği ve ihtişamıyla ay arzı endam eder. Mihrü Mah yani Güneş ve Ay aynı anda iki caminin muhteşem süsü oluverir.
Derin ummanlara dalmış dahi bir sanatçının elinde, aşkın ete kemiğe büründüğü, eşsiz, zarif, ince bir düşünceye dönüştüğü, sanatla hayat bulan sevgi dilinde bir şaheser.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.