Mazlum Coğrafyalar I - Batı Trakya
Üç kıta yedi iklime adalet taşımış, hoşgörüsüyle illeri fethetmeden gönülleri fethetmiş, mazluma umut zalime korku salmış bir ecdadın evlatlarıyız biz… Merhum Dündar Taşer’in ifadesiyle “meddi üç kıtayı tutan, cezri Sakarya’da biten” ve çekildiğimiz coğrafyaların birçoğunda hep “biz”e dair izler bırakan şanlı bir tarihin varisleriyiz. Unutmayalım ki bugün Dünya kamuoyunun çatışma bölgeleri parantezinde değerlendirerek kendi vatandaşları için güvenlik şerhi koydukları toprakların çoğu bizim ile bağları koparıldıktan sonra bu hale getirildi. Osmanlı’da adaletin, hikmetin, hoşgörünün merkezi olan topraklar kan, gözyaşı ve zulüm ile anılır hale geldiler. Bu duruma verilebilecek en müşahhas örneklerden biri de Batı Trakya’dır. Osmanlı’nın son döneminde türlü ayak oyunlarıyla bizden kopartılan bu coğrafya da hala binlerce Müslüman Türk kardeşimiz yaşamaktadır. Bazıları Osmanlı devrinde iskan politikasıyla oralara Anadolu’dan yerleştirilmiş, bazıları ise fethedilmeden önce o coğrafya da yaşayan ve İslam’ı kabul etmiş insanlardır.
Bugün hala Yunanistan tarafıyla yaşadığımız krizlerde gündeme gelen Batı Trakya meselesi hiçte hafife alınmayacak kadar önemlidir. Burada ki insanlarımız senelerdir planlı asimilasyon politikalarıyla bezdirilmeye çalışılmış ve zaman zaman da büyük zulümlere maruz kalmışlardır. Yunanistan hiçbir mesele de uymadığı Uluslararası Hukuk’a bu meselede de karşı gelmektedir. Yunanistan hala buradaki kardeşlerimizin kimliklerini inkâr etmekte, eğitim işlerine karışmakta, müftülük konusunda ikilik çıkarmakta ve daha birçok hukuksuz uygulamayla kardeşlerimizi asime etmeye, olmazsa göçe zorlamaktadır. AB’nin şımarık çocuğu Yunanistan her mesele de olduğu gibi Batı Trakya konusunda da Avrupalı Devletlerden aldığı güçle istismarlarına devam etmektedir. Ancak bu konu da Türkiye’nin tavrı da gayet nettir. Türkiye, Batı Trakya’da ki Müslüman Türk varlığının her zaman yanında, Yunanistan’ın hukuksuz tavrının ise karşısında dimdik durmaktadır. Yunanistan ile çıkan birçok sorunun kaynağının Yunanistan olduğunu onu kollayan Batılı devletler de bilmektedir. Ancak Türkiye’nin Balkanlar da gücünün daha da artması hiçbirinin lehine sonuçlar doğurmayacağından Yunanistan’ı alttan alta desteklemeye ve olanlara göz yummaya devam etmekteler.
Bizim Türk milleti olarak sorumluluğumuz Batı Trakya meselesini her zaman gündem de tutarak burada ki kardeşlerimizle bağlarımızı daha sıkı bir seviyeye taşımaktır. Yunanistan’ın şımarıklığı arkasında ki Batılı Devletlerin desteği kadardır fakat bizim Batı Trakya ile bağlarımız ebediyyen bakidir.
Bu vesileyle Batı Trakya davasının şehit lideri, Dr. Sadık Ahmed’i rahmetle anıyorum, ruhu şad olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.