Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır
Gerek çalışma hayatında gerekse kamuda ve toplumda bireylerin oluşturduğu yapılar ve örgütler vardır. Sosyolojik olarak toplumun hayatını yürütebilmesi için belirli mikro kurumlar ve örgütler oluşturur Her çalışma birimi, sivil toplum kuruluşu (STK), tesis, kamu kurumu, aile ve iş yeri bir örgüttür. Kısaca belirli bir amaç için kurulan ve belirli kuralları olan ve birden fazla insanın bulunduğu yapılara örgüt diyebiliriz. Ortak bir amaç ya da eylemi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların ya da kişilerin oluşturduğu birlik, teşkilat ve teşekkül. (TDK)
Sosyolojik bir tanım olan örgüt bireyi temel alır. Örgüt içerisinde bulunan bireyler örgütün amaçlarının ve hedeflerinin yerine getirilmesi için çaba ve emek sarf ederler. Her örgütün bir hiyerarşik yapısı vardır. Bu yapı örgütün amaç ve hedeflerinin gerçekleşmesine yardımcı olur. Hiyerarşik yapı haliyle bir lider tarafından yönetilir. Yönetim becerisi en küçük örgüt liderliğinde ortaya çıkar. Aile en temel örgüttür.
Örgüt; yapısında insanın bulunması nedeniyle yönetim aşamasında farklı düşünce ve yöntemleri ve fikirlerin sunulduğu ya da teklif edildiği bir yapıya dönüşür. Farklı fikir ve düşünce örgütün zenginliğidir. Her örgüt bünyesindeki barındırdığı çeşitlilik kadar zengindir. Bir fabrikayı başarıya götüren ana unsur inovasyon yanı değişime açık olmasıdır.1920 yılında kurulduğunu düşündüğümüz fabrika ya da örgüt kurulduğu yıllardaki problem ve çözüm önerileri günümüze göre çok değişmiştir. Bu nedenle daima inovasyon ve değişime açık olan örgütler yaşar ve büyürler.
Örgütler içerisinde farklı gruplar vardır. Bu gruplar işin tanımına, görevin özelliğine, çalışanların yetenek durumlarına, yaş ve tecrübe durumlarına, memleket ikamet durumlarına göre değişir. Örgüt içerisinde örgütün dinamiğine göre organik olarak kendiliğinden oluşan bu gruplar örgütün başarısına doğrudan etki eder.
Buna Anadolu dilinde denge de diyebiliriz. Denge örgüt yönetimi içerisinde grupların talep ve isteklerini örgüt amaç ve hedeflerine uygun olarak değerlendirebilmektir.
Örgüt yöneticileri örgüt ilerisindeki grup ve hiziplerin örgütün amaç ve hedeflerini zora sokacak oluşmalara girememesi için bazı kurallar koyarak denge oluşturur.
Gruplar ve hizipler örgütün yaşamasına ya da çürümesine sebep olabilir. Eğer gruplar ve hizipler örgüt adına iyi yönetilirse rekabet ve gelişime açık olur ve örgütün gelişimine doğrudan olumlu etkiler. Eğer grup ve hizipler doğru yönetilemez ve örgüt amaç ve hedefine kanalize edilemezse örgütün içten çürümesine ve yok olmasına neden olur.
Şirketler grupları doğru yöneterek başarıya ulaşırlar hatta grupların dinamizmine göre çalışanlarının eğilim, eğitim ve geleceklerini kurgularlar.
Siyasi partilere güç ve dinamizmi gruplar verir fakat bunu yönetemeyen ekipler grupların altında ezilirler.
Kamu kurumları gruplar aracılığıyla daha hızlı ve seri olarak vatandaşa ulaşır.
Aslında gizli olan bu grupların varlığı resmi olarak kabul edilmez ama her göreve başlayan yöneticinin denge adı altında eline aldığı ilk ajanda grupları tanımak ve yönetme kültürünü oluşturmaktır.
Yönetim burada bilgi den ziyade, sanat yönü ile devreye girer…
Tüm tarih boyunca grupları iyi yöneten birleştiren ve aynı hedefe kanalize eden oluşumlar her zaman başarılı olmuştur. Türk Tarihi anlatan tarihçiler METE Han‘ın en önemli özelliğinin dağınık Türk boylarını tek çatıda toplaması olarak belirtilir. Atatürk kurtuluş savaşı yolunda Anadolu illerinde yaptığı kongrelerde tüm misakı milli sınırları içerisindeki unsurları tek amaç ve hedef üzerinde birleştirmişti.
Tarih bunun sayısız örnekleri ile doludur. Yine Tarih ayrılık ve tefrikaya aldanan grupların başını çektiği yıkımların örnekleri ile de doludur.
Ayette Kuran’da belirtilen “Birlikte Rahmet, Ayrılıkta Azap Vardır” emri açıktır. Yönetim birleştirme ve rahmete götürme sanatıdır. Tüm insanlık birliğin gücünü anlamıştır. Büyük İngiltere hayali 800 yılarda bir kasaba devletin de çıkıyor, bu hayal Hristiyan birliğine dönüşüyor. AB PROJESİ FİKRİ 16 yy da ortaya çıkıyor ve son elli yıldır AB felsefe ve fikir olarak uygulamaya geçerek birlik rahmetinin insan refahına etkisini çok güzel anlatıyor.
İslam topluluklarında ırka dayalı, mezhep ve düşünsel uygulamalar dayalı ayrılıklar çok fazla.
Gerek devlet yöneticileri gerekse topluma yön veren alimle düşünürler bu ayrılıkları zenginlik olarak görüp toplumun başarılarına kanalize etmeleri gerekirken bu ayrılıkları kavga ve husumet sebebi sayarak insanların yokluk ve fakirlik içinde yaşamalarına kavga ve göçlerle uğraşmalarına sebep olmaktadırlar.
Ülke ve millet olarak mutlaka farklılıklarımızı iyi değerlendirmeliyiz. Farklılıkları zenginlik olarak görmeli, ailede okulda iş yerinde hayatın her yerinde bizden farklı olanın bizim zenginliğimizi olduğu gerçeği olarak görmeliyiz. Farklılıklarımızı başarıya ve kazanca dönüştürürsek mutlaka ama mutlaka barışa ve toplumsal refaha ulaşırız.
Saygılarımla…